Luke, sabah minik bir üşüme ile kalktığında yanında Michael'ın olmadığını fark edince merakla çıplak ayaklarını yatağın kenarından sarkıttı. Üzerindeki 2 gündür giydiği tshirtü çıkartıp Michael'ın, Luke'a büyük olan tshirtlerinden birini üzerine geçirip altında boxerı ile aşağıya indi.
Çünkü bilirsiniz kıyafetleri burada değildi ve Michael'ın tüm kıyafetleri büyük oluyordu. (Seksilik peşinde shh)
Luke, merdivenlerden inerken Michael'ın sesini duyduğunda merakla gözlerini açıp mutfağa -yani sesin geldiği yere- gitti. Michael ve Lucy yoğun bir şekilde konuşuyorlardı. Yavaşça masanın yanına gidip Michael'ın yanına oturduğunda Michael gülümsedi. "Günaydın" Michael her gün biraz daha iyi ve şefkatli davranıp Luke'u her defasında şaşırtmayı başarabiliyordu.
Luke, kızarıp kafasını eğdi. Alt dudağını emerken "günaydın" diye fısıldadı. (Şu alt dudağı emme meselesi... Aklıma takıldı bi bokluklar çıkartacak bize belli ilerleyen bölümlerde..)
Lucy, Luke'a bir tabak çıkartıp içerisine kahvaltılıklardan yerleştirip Luke'un önüne koyduğu zaman yavaşça kafasını kaldırıp Lucy'e baktı ve tekrar kafasını eğdi.
Michael'a göre Luke fazla utangaçtı. Yada çekingen.
Oysaki Luke sadece korkuyordu. Çünkü insanlara güvendiğinde kötü şeyler oluyordu. Bedelini çok kötü ödüyordu. Canının tekrar yanmasını istemiyordu. Luke çatalıyla oynarken Michael'a bir telefon gelmesiyle masadan izin isteyip kalktı ve telefonla konuşmaya başladı. Luke ise çatalıyla oynamaya devam ediyordu. Yemek yemek istemiyordu.
Oysa Shila'ya yemek vermesi için yalvarıyordu.
Luke yavaşça masadan kalkıp mutfağa, Lucy'nin yanına giderken Michael'ın yükselen sesi Luke'u korkutup sıçratmıştı. Mutfaktaki yüksek masanın sandalyesine otururken biraz zorlansa da oturup Lucy'e bakmaya başlamıştı. Lucy, bir süre sonra Luke'un yanına gelip elindeki lollipopu uzattı.
"Limonlu sever misin bilmiyorum ama Michael hep bunlardan alır." Dedikten sonra şirince gülümseyip Luke'un oturduğu masanın üzerine bırakıp tekrar işlerine geri döndü. Luke ince parmaklarıyla masada duran en sevdiği limonlu lollipopu alıp açmaya uğraştı.
Her defasında çok zor açıyordu. - Yani.. Evdeyken öyleydi..- Shila ona tatlı vermeyi bırakın yemek bile vermiyordu.
Ayağa kalkıp çöpün yanına geçti ve ağzıyla kopardığı kağıt parçalarını çöpe attı. Nihayet açabildiği şekeri ağzına alıp minik adımlarla Michael'ın olduğu salona geçip geldiğinden beri hep aynı yerine oturduğu koltuğa oturup bacaklarını kendine çekti. Salonun ortasında sinirle telefonda konuşup bir oyana bir buyana (salla) gidip duran Michael'ı izliyordu. (2016..sdşkvjfeko insanın ciddiyetini yerle bir ediyorsun ya ne diyim ki)
Michael sinirle telefonu kapatıp yere fırlattığında (adam zengin) Luke oturduğu koltuktan hafifçe sıçrayıp korkuyla Michael'a baktı.
Michael Luke'un yanına geldiğini geç fark ettiğinde biraz geç olmuştu. Yavaşça Luke'un yanına oturdu. Hafifçe sarılıp saçlarını okşadı. "Üzgünüm, şirket yüzünden fazla sinirlendim. Korkacağını düşünmedim üzgünüm bebeğim." (Bebeğim?? ;-)) Michael, pişman bir şekilde Luke'a sarılırken Luke, ağzındaki şekeri eline alıp Michael'ın sırtını pıt pıtladı. (PITPITLAMAK NEDİRLDPDLDLVŞFŞCPDŞ) (YA hayır şu sahne kalbimi eritti)
Michael ayrıldığında Luke elindeki lollipopu ağzına götürdü. Michael dikkatli bir şekilde Luke'un ağzına atıp emdiği lollipopu izlemeye başlamıştı. (Otobüsteyim yanımda laptopım yok o kadar güzel ve seksi gifler bulmuştum ki fak atamıyorum çıldırcam) (2016 üzülme seni çok iyi anlıyorum ömrümün çoğunu yollarda geçireceğimi Üniversiteye geçtiğimde anlamıştım..)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Your Enemy ♠Muke♠
FanficLuke, küçük yaştan itibaren babası ve ağabeyleri tarafından tecavüze uğramış, 11 yaşındayken dayanamayıp evden kaçan fakat, ona ilk başlarda iyi davranan sonradan 12 yaşından itibaren Luke'u satmaya başlayan bir kadının yanında işkence çekerek 16 ya...