Michael, Luke kucağında uyuduğunda yavaşça kaldırıp üst kattaki uyku odasına sessizce girerek Luke'u boş olan yatağa yatırdı. Sessizce odadan çıkıp Ashton'ın gözlerini dinlendirdiği (!) odaya tekrardan girip pembe koltuğa oturdu. "Ashton? Uyanıksın değil mi?" Michael'ın sorusu ile Ashton hafifçe mırıldandı.
"Güzel, iyi dinle beni çünkü bir daha siksen itiraf etmeyeceğim. Tamam mı?" Michael'ın sözleri ile Ashton tekrar mırıldanırken Michael gözlerini devirdi. "Calum'ı yatağa attım." Bu sözlerle Ashton tekrar kafasını sallayıp mırıldandığını duyduğunda Michael kafasını salladı. "Beni gerçekten dinlemiyorsun değil mi?" Michael kendi kendine soru sorarken Ashton sanki otomatiğe bağlamış gibi tekrardan mırıldandı. Michael gözlerini devirip Calum'ı aradı.
"Ağrım yok dikişlerim gayet iyi durumda. Evet yataktan kalkmadım, oh evet ilaçlarımı da içtim Ash. Arayıp durma artık." Calum'ın bıkmış sesi ile Michael kıkırdadı. "Sakinleş ben Michael." Michael'ın sesi ile Calum rahat bir nefes verirken gülümsedi.
"Her dakika arıyor ve ağrım olup olmadığını soruyor. Cidden sıkıldım. Her neyse naber Mikey?" sona doğru neşelenen sesi ile Calum, Ashton'dan başka birinin aradığına sevinmişti. "İyidir, işten erken çıktım Luke'u götürebilir miyim diye soracaktım. Luke'u alsam sorun olur mu?" Michael'ın sorusu ile Calum gülmemek için alt dudağını ısırdı. "Alamazsın." Kısa cevap vermeyi tercih etmesinin sebebi, uzun konuşursa kahkaha atacağındandı.
Michael şaşırsa da tek kelime etmedi. "Tamam, bu fazla netti." Michael'ın sözleri ile Calum gülmemek için ağzını kapattı. "Sadece dalga geçiyordum. Şey aslında ben senden bir iyilik istesem olur mu Mikey?" Calum'ın sevecen sesi ile Michael kıkırdadı. "Pekala iste bakalım" Michael pembe koltuktan kalkıp pencerenin önüne gelirken Calum gülümseyip cevap verdi. "Şey, siz Luke ile kalsanız da Ashton eve gelse olur mu? Hem zaten çocuklar 2 buçuk saat sonra gidecekler. Olur mu Mikey? Lütfen, evde çok sıkıldım." Calum'ın yalvarırcasına çıkan ses tonu ile Michael tek kaşını kaldırdı. "Sıkıldıysan biz Luke ile geliriz, Ashton şuan.." Michael deri sandalyede uyuyan Ashton'a baktı. "Şuan çocukların dosyaları ile meşgul." Michael'ın sözleri ile Calum alt dudağını ısırdı.
"Y-yok siz gelmeyin, yani Ashton tek başına çocuklarla başa çıkamaz. Ondan diyorum. En iyisi Ashton gelsin bence. Ashton gelirse iyi olur, Ashton-" Michael Calum'ın sözünü yarıda kesip kahkaha attı. "Tamam, tamam sevişmek istediğini en baştan söyleseydin bu kadar uğraşmazdık Cally." Michael dalga geçerek telefonu kapatıp Ashton'ın kafasına bir tane yapıştırdı.
Ashton sıçrarken gözlerini açmaya çalışıyordu. Esnerken Michael'a bakıp kaşlarını çattı.
"Düzgünce uyandırmak nedir bilmez misin sen?" Ashton söylenirken Michael pembe koltuğa kendini bıraktı. "Calum aradı, sana ihtiyacı varmış." iki eli ile alt tarafını gösterirken kıkırdadı. Ashton ise tek kaşını kaldırıp ne demek istediğini anlamak için birkaç saniye bekledi. "Ne? Siktir, tamam ben gidiyorum, tamam." Ashton telaşla ayağa kalkıp telefonunu etrafta ararken Michael kahkaha atmaktan nefes alamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Your Enemy ♠Muke♠
FanfictionLuke, küçük yaştan itibaren babası ve ağabeyleri tarafından tecavüze uğramış, 11 yaşındayken dayanamayıp evden kaçan fakat, ona ilk başlarda iyi davranan sonradan 12 yaşından itibaren Luke'u satmaya başlayan bir kadının yanında işkence çekerek 16 ya...