13. YALANCI

15 2 0
                                    

Merhaba arkadaşlar! Yeni bir bölümle beraberiz! Bu bölümü yazarken, özellikle son sahnesinde biraz yoruldum açıkçası. Duygu yoğunluğunu size hissettirebilmek için daha iyi yazmam gerektiğini hissediyorum ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Ayrıca iki hikaye aynı anda yazmak da çok kolay olmuyor benim için. Her neyse. Arkadaşlar bu arada 930 okumayı geçmişiz! Okuyan, oy veren, yorum yapan herkese çok teşekkürler! İyi okumalar, öpüldünüz! :)

Multimedya, bölümden bir kesit.


Gözlerimi açtığımda, büyük bir odanın içerisinde, fazlasıyla rahat bir yatağın içerisinde açtım gözlerimi. En son evimdeydim, oturuyordum ve bu hasta Numan beni kaçırmıştı! Yine!

Yataktan kalkıp odayı incelemeye başladım. Bu sefer korkmuyordum, biliyordum gelip beni kurtaracaklarını. Bilmediğim şey ise, Numan'ın neden Çağlar'dan intikam almak için beni kullandığıydı.

''Sonunda uyanmışsın. Sanırım boynuna biraz sert bir darbe indirdim. Neredeyse üç-dört saattir uyuyorsun.'' Şaşkınlıkla araladım ağzımı. Üç- dört saat mi? Oysa ben hâlâ fazlasıyla yorgun ve halsiz hissediyordum. Çok fazla uyumuş sayılmazdım fakat çok uykuya ihtiyacı olan bir bedenim yoktu. Bazen iki saatlik uykuyla bile tüm saat ayakta kalabiliyordum.

''Numan, neden ben?'' Sonunda konuştuğumda ağzımdan çıkan tek şey bu üç kelime olmuştu. Bunu bilmeye hakkım vardı, öğrenmeliydim çünkü beni istediği zaman alıp götürmesi sıkıcı bir hale gelmeye başlamıştı.

''Neden mi sen? Sence bunun cevabı gayet açık değil mi?'' Kafamla onayladım. Aslında, intikam istemesini anlıyordum. Numan kaçık biriydi ve intikamını Çağlar'ı polise vererek değil de, başkalarını kullanarak almak istiyordu ama ben Çağlar için değerli değildim. Tamam, dans ederken bana değerli olduğumu söylemiş ve beni etkilemişti ama daha sonra bana sarf ettiği o sözler bana Çağlar'ın ne kadar yalancı olduğunu hatırlatmış, gerçekleri bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı.

Madem Çağlar için değerli değilsem neden beni kaçırmıştı?

Neden Nur değil? Sahi... Nur?

''Çağlar bana değer vermiyor. Değer verdiği ve sevdiği bir kız arkadaşı var ama sen onu değil beni kaçırıyorsun. Bu çok saçma.'' Nur'u kaçırmasını istediğimden değildi ama gerçekten benim burada olmam çok saçmaydı.

''Sana anlatmadı demek...'' Haince sırıttı Numan. Onun bu sırıtması kusmak istememe sebep oluyordu her defasında. Bu defa olduğu gibi.

''Hı?'' Verdiğim ani tepki daha da sırıtmasına sebep olmuştu. Yüzümü buruşturmakla yetindim sadece.

''Seninle en son görüştüğümüzde Çağlar sana bir şey anlatacaktı ama anlatmamış bakıyorum da. Yine ne deyip de yırttı bu işten...'' Kendi kendine düşünürken bir anda çalan telefon ikimizi de bir an korkutsa da Numan hemen kendini toparlayıp telefonu açtı.

''Evet... Bizi bulamaz... Eminim... Korkmana gerek yok, kız iyi... Yakalanmayacağız, yakalansak bile Çağlar hiçbir şey yapamaz... Kız yanımda, sonra anlatırım... Aslında evet, bulacak ama zaten bulmasını istiyorum... Tamam... Sen de...'' Duyduklarım kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Ne demek yakalansak da Çağlar bir şey yapamaz?

''Bu da ne demek?'' Bana sesimi yükselttiğimden dolayı bir süre dik dik baktı.

''Neden bu kadar iyi niyetli olmak zorundasın? Gerçi, bu iyi niyetin işleri daha da keyifli bir hale getirecek ama... Her neyse. Bunu sana ben değil, o söyleyecek. Eninde sonunda seni bulacak zaten. İşte bulduğunda, oyun başlayacak.'' Kaşlarımı daha ne kadar çatabilirdim bilmiyordum. Çok şifreli konuşuyordu ve bu rahatsız edici bir hal almaya başlamıştı.

ÇARESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin