Çok Güzelsin Lan

181 27 11
                                    


-Medya Yasin..

    Dükkana gelmeden bir mağazaya geldik ve kafenin lacosuna benzeyen bir tişört ile pantolon aldık. Hemen giyindim ve kafeye geldik.

    Orhanın yüzüne bile bakamaz oldum Sude ile böyle güzel konuşması içimdeki acıyı yeniden uyandırdı ve kızdım ayrıca kıskandım.

   Orhanın yüzüde düştü Sudeye karşı samimiyetsiz davranmayarak hata mı ediyorum diyerek bakıyordu.

   "Amacım Sudeye yakın olup onun bir açığını ya da eski bir kırığını bulmak" dedi.
"Ya bulamazsan?"
"Elbette bulucam böyle bi kızın geçmişi temiz olamaz. Tanıdığım en manyak kız. Özgür biri, babası annesi onu şımarık yetiştirmiş ne isterse yapmışlar. Mutlaka bi yaramazlığı olmuştur" dedi.
"Nasıl böyle oluyorlar ben babamdan bi gün izinsiz bi yere gittim kıyamet koptu. Bunlar nasıl aile" diye söyledim. Konuyu geçiştirerek;
"Kardeşin nasıl? Sana benziyor mu?" dedi.
"Aslında dudakları ve çenesi benziyo ama burnu annesi gibi. Umarım huyu çekmez." dedim.

    "Üvey anneni sevmiyormusun?"
"Sevmiyorum çünkü cadının teki" dedim.
"Biliyormusun Müjde bende nefret ederim, küçükken 2 tane üvey anne eskittim ve hepsi para düşkünüydüler hiç bir üvey anne kendi annenin yerini tutamaz. Şimdilerde babam yeni bi sevgili buldu. Bu sevgilisi baya genç ve bu ilişkiye hiç onay vermiyorum. Babam şimdiden deliye dönmüş gibi bana hep ondan bahsediyor hatta beraber yaşamaya başladılar yakın zamanda babam onu nikahına da alır, ceremeside bana kalır."
"Neden belki de iyidir" dedim ve dikkatle yüzüne baktım yoldan gözünü ayırmadan ;
"Hepsi para avcısı" dedi.
"Biliyormusun" dedim ve sustum dilimin ucuna gelen kelimeyi söyleyip söylememekte emin olamayarak geri yuttum ama kelimem ortada kalınca Orhan bana baktı ve devamını bekledi benden cevap gelmeyince
"Neyi biliyomuyum devam et" dedi ve her zamanki gibi tek kaşını kaldırdı.
"Sen çulsuz hatta beş parasız da olsan seni severdim. Çünkü her zerrene hayranım. Seni sen olduğun bana kıymet verdiğin ve sana bakınca huzurlu hissettirdiğin için hayranım" dedim ve yüzüme yayılan kızarıklık ile utanarak yüzüme dokundum. Orhan keyiflendi ve güldü.
"Biliyormusun, bende" dedi ve kafeye girdik.

    İner inmez yüzüne bile bakmadan işime gittim. Duygu yanıma geldi ve "Noldu??" dedi merakla. "Üzerime kahve döküldü bizde yeni şeyler alıp geldik" dedim. "Tüm gün boyunca mı? Atma lütfen, sen hayırdır kız ayarttın mı patronu?" diye gülünce yerin dibine girer gibi oldum. Sonra kendimi topladım ve "Edebini bil ayrıca Orhan benim ilkokul arkadaşım aramızda bişey yok. Böyle boş şeyler düşünme de işine bak" deyince oda tüm kinini kusar gibi bağırmaya başladı öyle yüksek sesle bağırdı ki döver gibi;
"Zaten tüm gün 2 kişilik iş yapıyorum! Senin işini de ben yapıyorum. Sen anca ortalıkta fink at. Sen kimsin kızım? Bana teşekkür edeceğine hâlâ işine bak diyosun!!" dedi. Ses üzerine etraftaki herkes bize baktı hatta odasından Orhan bize doğru geldi.

    Orhanın gelişini gören Duygu yanımdan geri adım attı.
"Noluyo burda niye sesinizi yukseltiyorsunuz?!" dedi Orhan.
"Efendim kusura bakmayın bu kız sürekli bahaneler üretip işten kaytariyor" dedi Duygu ve ağzım açık halde kıza bakakaldım.
"Bahane mi? Onu bi yerlere ben götürüyorum bundan sanane. İşini beğenmiyorsan buyur" diyerek kapıyı gösterdi.

   Duygu gözlerini iyice açtı ve "Efendim ben sizinle uzun yıllardır çalışıyorum 1,2 haftalık bir kız için bana bunları nasıl söylersiniz" dedi Duygu.
"Burda çalışan kimse benim emirlerim dışına çıkamaz hepinizi kameradan izliyorum. Kimin neler yaptığını senin iş arası kaytarıp sigara içtiğini ve yarım yamalak çalıştığını görüyorum ve yine de bişey demiyorum. Sen şimdi kalkıp benim emrimde olan bi kız icin atıp tutuyorsun. Burayı fazla sahiplenme eğer beni yargılarsan ve bu kıza bi daha bağırırsan kapinin önünden bile geçemezsin." dedi. Kız mosmor olmuş suratı ve ağlamaklı yüzü ile "özür dilerim" dedi. Orhan hiçbir tepki vermeden sadece benim yüzüme baktı ve yüzü biraz yumuşayarak dönüp odasına gitti.
Herşeye rağmen Duyguyu teselli için omzuna dokundum elimi itti ve "defol git" dedi. İnsanlara iyilik bile yaramıyor.

YAZ IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin