Ben Kimim?

178 30 24
                                    


    Her sabah uyanıp aynı rutin şeyleri yapmaktan bunaldım. Her gün bir ayrı olay her gün ayrı bir stres. Her gün kalbim acıyor. Ya kırılıyor ya da üzülüyor. Bu kalp bana artık yük olmaya başladı.

   Hayata aşık olan ben her gün yatağından heyecanla uyanan etrafa aşkla bakan doğaya aşık ben gitti yerine; bitik, tükenmiş, acılı, kederli bir Müjde geldi.

    Mideme giren stres sancıları yüzünden her gün acı çekiyorum. Hayat olmuş benim icin arabesk.

    Rüyalarımdaki mutlu hallerimden uzaklaşmak istemeyip sonsuza dek rüyalarda yaşamak istercesine sarıldım yastığa, ne mümkün yine kalkıp işe gitmek zorundayım.

    Hadi Müjde hadi diye diye kendimi motive ettim ve yabancı bi hiphop müzik açıp ayıktım. Hızla hazırlanarak odamdan çıktım. Mutfağa gelince yine müthiş kokularla karşılaştım. Yüzüme kocaman bir gülümseme hakim oldu. Babannem beni görünce gülümsedi ve Günaydın kızım diyerek masaya oturttu.

    Her gün yaptığım sıradan ve ayak üstü kahvaltının yerini bu sabah olay bir kahvaltı aldı. Midem bayram etti de denebilir. Gözleme, peynir çeşitleri, yumurta, tereyağı ... ohhh mis be işte hayat bu! diyerek Babannemin suratına sulu bi öpücük koydum.

    Oda beni öptü ve ondan zorla ayrılıp evden çıktım. Geçmişte olduğu gibi babannem ve annemin her sabah hazırladığı kahvaltılar aklıma düştü. Annem gittiğinden beri evin tüm yükü benim üzerimde olduğu için böyle kahvaltı da göremez olduk. Aslı hanım zaten hanımağalık tasladığı için ondan böyle şeyleri hiçmi hiç görmedik. Çay koyması bile bilmiyo gibi. Ben gelince hiç bişeye dokunmuyo ben okula gidince ne yapıyo hiç bir fikrim yok. Onca işini görüyorum beni hâlâ sevmiyo, gerçi çokta önemli değil ama en azından kibar olabilir dimi?

    Merdivenleri inince istemsiz olarak Yasinin penceresine baktım. Neden bilmiyorum ama içimden sadece oraya bakmak geçti hemde düşünmeden bir anlığına merakla baktığım an beni izleyen gözlerle karşılaşmayı hiç ummadan bakmıştım. Kendime kızarak gözlerimi indirdim ama son anda bana el sallayınca bende ona el sallamak zorunda kaldım.

   Elindeki kupa ile pencereden beni izliyordu hemde bu saatte geceki hâline göre çok erken uyanmıştı ki işi gücüde olmayan biri. Ben tatil yapyo olsam 10'dan önce uyanmam ama saat daha 8 bile olmadı. Neyse ne banane diyerek yürüdüm ve kafeye geldim.

   Kafede rutin işleri yaptım ve müşterilerle ilgilendim. Olağan üstü bir durum olmayınca bu güne şükürler yağdırdım. Duygu benimle hiç konuşmuyordu, bu durumdan rahatsız olarak ona bir hediye almaya karar verdim. Sonuçta onunla hiç bir problemim yok ve olsunda istemem. İnsanlarla kötü olmak için hayat çok kısa değil mi?

    Orhan dünden beri ortalarda yoktu ve en kötüsü geceki mesajıma cevap vermedi. Sude ile birlikte olma ihtimali midemi bulandırdı ve hırsla etrafı süpürmeye başladım. Dışardan gören yeri dövüyorum sanabilirdi çünkü şuan kıskançlık krizine girdim.

    Ayşe bu saçma halimi görmüş olucak ki yanıma geldi ve "Neyin var senin?" diye önüme geçti. "Orhana sinirliyim" dedim. Anlamayarak suratıma bakınca da "mesajıma cevap vermedi" deyince güldü ve "bak sen bayan umursamaza" diye dalgaya aldı. Ben sevdiğim herşeyi kıskanırım Ayşe beni bilmezmisin dedim. Aysede bana hak verdi ve "mutlaka bi işi vardır yoksa cevap verirdi. Adam seni nasıl düşünüyo her halinden belli Müjde, böyle kuruntu yapma kendine" dedi ve omzuma elini koyup destek olduktan sonra işine döndü.

   Plaja baktım ve denize iç çektim. Denizden yüzüme vuran ve saçlarımı dalgalandıran rüzgar ile çocuklar gibi mutlu oldum ve mis gibi kokuyu içime çektim. Bugün hava çok sıcak değildi yumuşak bir havası vardı. Normalde nefes almak için bile hava olmaz ve insani sıkar ama şimdi hava yayla havası gibi oldu. Bundan mutlu oldum ve kafenin müziği ile modumu yükselterek yeni gelen müşterilere doğru yürüdüm.

YAZ IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin