DİLAN

İlk Günler

Dilan'la Zelal annelerinin dedigi üzere pazar alışverişinden geliyorlardı.Hava da aksine öyle bir sıcaktı ki kızların dilleri damaklarına yapışmıştı.Kızlar eve doğru dönerken  su içmek için çeşmeye doğru yürüdüler.Giderken yanlarından öyle  hızlı bir araba geçti ki Dilan ne olduğunu bilmeden kendini yerde buldu.Tabi o korkuyla Zelal'e bir şey olmasın diye onu kaldırımdan tarafta yürütüyordu.

Ve o düşme sonucu zavallı kızın ayak bileği birazcık burkulmuştu.Olayı fark eden araba sürücüsü arabadan yanlarına geldi.Arabanın sürücüsünü gören Dilan kim olduğunu bilmediği için avaz avaz bagırdı, ağzına ne geldiyse söyledi
Zelal'in onu her ne kadar susturmaya çalışsa da susmak bilmemişti.
Tabi bu dogaldı çünkü canı yanıyordu.
Belki de arabanın sürücüsünün kim olduğunu bilseydi bunları demeyebilirdi.

Arabanın sürücüsü şoktaydı.
Onun karşısında kimse konuşamazdı.Çünkü bu adam
Mardin ağası olan Miran Ağanın oğlu  Miraç'ın takkendisiysi.

Zelal onu tanıdığı için nutku tutulmuştu.
Çünkü o kadar aksi bir adamdı ki herkes önünde susakalırdı.Ve fazla gülmeyen kimseyle sohbeti olmayan biri idi.

Zelal Dilan'ın kulağına yavaşça egilip fısıldayarak;

-"Abla o Miran Ağa'nın oğlu Miraç Ağa şimdi bittik" dedi.

Tabi Dilan'ın umrunda değildi, çünkü haksız olan oydu.

Dilan şaşkın ama bir o kadar da kızgın kömür karası gözlerini kısarak Miraç Ağa'ya baktı.
Ve Ağa'nın gözlerinden sanki ateş fışkırıyor gibiydi.Esmer teni olan adam daha da kararmıştı sinirden.
Ve o sinirle kıza işaret parmagını kaldırarak;

-"Sanırım benim kim olduğumu bilmiyorsun bilsen böyle konuşmazsın değil mi?"

Dedi ama o konuşmada hem emir hemde sinirli tavrını içine katarak konuşmuştu.
Dilan ise o acıyla ve gözlerinden dökülen iki damla yaş ile kafasını kaldırıp cevabını verdi;

-"Kim olduğunu bilsem ne olur bilmesem ne olur.Yine de burada haksız olan sensin ve sana ne söylesem azdır." Dedi.

Ve kibirli ağa şok olmuştu.Hiçbir kız onla böyle konuşmamıştı.Ve kızdan özür bile dilemeden arabasına atlayıp gitti.

Zelal de ablasının kolundan zor güç kaldırıp eve gittiler.