"Eren. Sakın ışığı açma. Ampulün içi benzin dolu. Havaya uçarız. Tamam mı? Mumlar bize yeter."
"S-sen... Armin!?!"
Sandalyede oturan sarışın adam gülümsedi.
"Yeniden beraberiz ha Eren?"
"Nasıl? Olamaz! Sen..."
"Titan olamaz mıyım?"
Armin sandalyeden kalkıp gezinmeye başladı.
"Düşünsene Eren... Neden ben? Neden benim? Ve neden Mikasa hakkında bile biraz kuşkuluyken -sakın yalan söyleme, öyleydin- beni hiç dikkate bile almadın? Güçsüz olduğum için mi? Sulugöz bir hanım evladı olduğum için mi? Pekala Eren, artık maskemi çıkardım. Beni olduğum gibi görüyorsun. Ne düşünüyorsun hayatım?"
Eren düşündü. Bu onun bildiği Armin değildi. Daha sinsi ve daha tehlikeli. zekasını bir silah gibi Eren'in alnına yaslamış, tetiği çekmek için son dakikayı bekleyen, son dakikaya kadarsa kurbanıyla kedinin fareyle oynadığı gibi oynayan bir Armin'di bu karşısında olan.
"Ben... Bilmiyorum Armin. Hala şoktayım."
Armin güldü. Eren'e yaklaştı. O yaklaştıkça Eren geri çekildi ve sırtını duvara yasladı.
İşte geliyor diye düşündü Eren, Artık tetiği çekecek.
Ama Armin'in planı bu değildi.
Eren'i öptü.
Eren üstündeki şoktan kurtulduğunda Armin'i geri itti.
"A-Armin!?!?"
Armin sadist bir şekilde güldü. Geri çekildi ve odada volta atmaya devam etti.
"Düşünsene Eren, sence neden bunları yaptım? Neden ben?"
"Armin ben... Cidden kes artık rol yapmayı! Sen Titan olamazsın."
Armin onu umursamadan sözlerine devam etti.
"Çocukluğumuzu hatırlıyor musun Eren? Çoğu gece sen,ben Mikasa beraber uyurduk. Sen ortamızda , Mikasa ve ben kenarlarda. Hep Mikasa'ya sarılırdın. Bir derdin olduğunda hep Mikasa'ya giderdin. Bense senin için hep son çare, zoraki konuşulan biri oldum."
"Armin sen ne saçmalıyorsun?!?!"
Armin yine Eren'i umursamadan devam etti. Ama gözlerinde bariz bir öfke vardı.
"Büyüdük, beraber yaşamaya başladık. Ama... Kalbimi öyle acıtmaya başladı ki bana davranışların... Ben de kendime bunu yaptım."
Armin gömleğini çıkardı. Eren mumların zayıf ışığında bile Armin'in göğsündeki, sırtındaki, karnındaki yaraları ve izleri net bir şekilde görüyordu.
"H-hayır, olamaz. Armin..."
Eren şoktaydı. Sesi titriyordu. Bir arkadaşına bunun olmasına nasıl izin vermişti?!
Arminse sakin bir şekilde gülümsedi.
"Korktun mu Eren? Rahat ol. Ben iyiyim. Fiziksel olarak. Ama seni sadece bunun için çağırmadım."
Armin giyindi. Daha sonra odanın öbür köşesine ilerledi. Eren' e tuhaf görünen küp şeklindeki bir mobilyanın üstünde duran radyoya bağlı mp3 çalardan slow bir şarkı açtı. Daha sonra tekrar Eren'in yanına gitti.
"Eren, senden son bir dans istediğimi hatırlıyorsundur. Buraya gelerek de dansı kabul ettin."
Armin bir elini Eren'in omzuna koydu. Öbür eli de Eren'in elini kavrayınca Eren gönülsüz bir şekilde kolunu Armin'in beline doladı ve loş ışıkta salınmaya başladılar."Biliyor musun Eren... Aslında Levi ile aranda birşeyler olmasını planlamamıştım. O sadece basit bir piyondu. Ama... Satrancı bilirsin. Sahanın sonuna giden piyon terfi alır. Ne diyebilirim ki? *Armin hafifçe güler* sıra dışı bir piyondu. Ama artık aramıza giremeyecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Ait {Ereri/Riren}
Fanfiction#snk-> 14. (17.02.2019) Hayran Kurgu İçinde #334 (12.12.2016) Eren Jaeger ailesinin trajik ölümünden sonra yıllarca sağda solda süründü. Neden mi? İntikam arıyordu. Babası Eren ve üvey kardeşi Mikasa'yı çocukken terketmişti. Annesiyse yıll...