13. Game Over

1.5K 112 41
                                    

Levi şoktaydı.

Erwin. Kendi. Kafasına. Sıktı.

Cidden şaşırmıştı. Eren'den bile fazla hem de.

"Erwin?!"

Levi hastane yatağında doğruldu ama kalkamadı. Hala çok güçsüzdü.

İçeri sesi duyup panikleyen bir hemşire girdi. Ne tepki vereceğini bilemedi. Sonra geri gitti ve birkaç dakika sonra iki adam cesedi sürükleyerek götürdü.

Bir şeyler tuhaftı. Levi olay çıkacağını sanmıştı ama ceset aniden yok olmuştu.

Bir şeyler yanlıştı

-Bir hafta sonra

Tüm taşlar bu kadar soğuk muydu?

Yoksa Erwin'in mezar taşı mı buz gibiydi?

Eren derin bir nefes alıp elindeki kırmızı çiçeği soğuk taşın önüne bıraktı.

Levi'ın Erwin hakkında ne düşündüğünü umursamıyordu. Erwin bir dönem cidden Eren'in dostu olmuştu. Bu yüzden mezarına birinin gelmesini hakediyordu.

"Eren."

Eren arkasını döndü.

"Levi? Geleceğini sanmıyordum."

Levi omuz silkti.

"Eh, Erwin o kadar da berbat bir adam değildi."

"Haklısın."

Eren tekrar soğuk taşa baktı.

Erwin neden bunu yapmıştı? Neden sırf Titan istedi diye kendi kafasına sıkmıştı?

Yere birkaç damla düştü. Çok geçmeden sağnak başladı.

Levi hafifçe Eren'in kolundan çekiştirdi.

"Gitmemiz gerek. Hasta olacaksın."

Arabaya bindiler. İçi sıcacıktı. Arkasına yaslandı Eren,daha sonra da emniyet kemerini taktı.

"Levi. İyi olduğuna emin misin? Hastaneden çıkalı çok olmadı."

"Sürebilirim. Sıkıntı yok."

"Sen bilirsin." Eren omuz silkti.

Bir süre ölüm sessizliği oldu.

"Levi?"

"Hm?" dedi Levi emniyet kemerini takarken.

"Bana dön."

Levi Eren'e döndü.

"Yaklaş."

Levi yaklaştı.

"Noldu Eren?"

Eren sakin, tatlı bir şekilde Levi'a sarıldı.

"Bu aralar çok gerginsin Levi.

Levi yüzünü Eren'in boynuna gömüp gülümsedi.

"Ben iyiyim. Rahat ol."

Eren başını salladı.

"Tamam."

Yaklaşık yarım saat sonra Eren ve Levi kanepede yatmış film izliyorlardı.

Aslında sadece Eren izliyordu. Levi uyuyakalmıştı.

"Levi."

"..."

"Levi?"

Eren Levi'ın çoktan uyuduğunu fark etti. Derin bir nefes alıp battaniyeyi iyice Levi'ın üstüne çekti ve filme döndü.

Aslında film saçmaydı. Klasik bir korku filmiydi; şişman ve gözlüklülerin önce öldüğü, ismi Jessica olan işi gücü sevişmek olan bir sarışının mevcut olduğu ve katilin aniden karakterin arkasında belirdiği sıradan bir korku filmi.

Sıkılıp televizyonu kapattı ve mutfağa gitti. Dolapta dondurma olması lazımdı.

Dondurmayı buzluktan çıkardığı anda telefonun çalması onu korkuttu. Tamam, korku filmi dandikti falan ama aniden de çalmaması lazımdı telefonun.

Arayan Hanji'ydi. Bu yüzden Eren biraz gerilse de telefonu açtı.

"Hanji?"

"Eren! Bil bakalım ne oldu?"

"Ne oldu?"

"Erwin. Vasiyetinde senden bahsetmiş. Bir saat içinde oradayım. Vasiyeti bende."

"Ha? Ne? Ne oldu!?"

"Orda anlatırım."

Hanji telefonu çat diye Eren'in suratına kapadı.

Eren salondan gelen adım seslerini duydu.

"Levi? Uyandın mı? Dondurma yiyecek misin?"

Cevap gelmedi. Ama adım sesleri hızlandı. En sonunda da tamamen durdu.

"Levi? Cevap versene?!"

Ses yok. Ne bir adım sesi, ne de Levi'ın sesi. Birkaç saniye sonra televizyonun cızırtısını duydu. (Not: hani şu samara çıkmadan önce ekran cızırdıyodu ya siyahlı beyazlı onu diyorum)

Eren tereddütle salona gitti. Levi yatıyordu.

"Levi nede-"

Ama Levi uyuyordu.

Eren aniden televizyona yapıştırılmış kağıdı gördü.

Elindeki dondurma kutusunu yere düşürdü.

Ama korkarak televizyona ilerledi.

Cızırtılı ekranın üzerinde kırmızı mürekkeple yazılı kağıda baktı.

"Hafife alındım. Yine de iyi dayandın.

Round 3 başlıyor.

Ama senin ekranında şimdiden game over yazıyor.

-T"

Bana Ait {Ereri/Riren}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin