15. Titan

1.4K 99 159
                                    

Bu bölümde titanı müstakbel olarak açıklıyo olabilirim. Ama güvenmeyin yani salatalık da çıkabilir. (Veya bir at. Merhaba Jean)

Titan elindeki kağıdı Hanji'nin yüzüne salladı.

"HANJİ! BU NE CÜRET?!"

Hanji umursamaz bir şekilde omuz silkip gözlük camlarını silmeye başladı. Bir yandan da üzeri sahte kanla kaplı balmumu heykelleri izliyordu. Pekala, Titan bu işte cidden yetenekliydi. Ama tüm yatak odasını heykellerle çevirmek cidden bir hastalıktı.

"Hm... Mesaj ilettim gibi gözüküyor. Yani çekmecenden bir kâğıt çıkması bence mesaj anlamına geliyor. Sahi, kağıdın kalitesine bakar mısın? Saf kuşe. Gerçek kalite. Aah ah, kullanmayacaksan ver de kaliteli bir uçak yapayım."

Titan sinirden titredi. Hanji'nin yakasına yapıştı.

"Hanji. Beni. Sinirlendirme. Haddini bil."

Hanji güldü ve Titan'ı kendisinden sertçe itti.

"Şaka yapmaya mı çalıştın? Hadi bakalım Titan. Biraz daha sapkın fanteziler kur. Hadi. Ama... Kime yaptıracaksın? Erwin mi? Armin mi? Sahi, Levi en son ne zaman senin için bir şey yaptı? Hah, yoksa o at kafasına mı güveneceksin hayatım?"

Titan panikle kafasını iki yana salladı.

"Hanji ben... Lütfen. Sadece..."

"Kes sesini aptal çocuk." Hanji kızı susturmak için kendine çekip öptü. Titan kıpkırmızı olmuştu.

"Ymir... Sana bunu ödetecek Zoe."

----

Levi hastalandığında cidden sinir bozucuydu.

"Eren. Düzgün sil şu ra-ÖHÖ ÖHM!"

Levi hastalandığında temizlik takıntısında tavan yapıyordu.

Tanrı aşkına, Eren yarım saattir aynı kitaplık rafının tozlarını siliyordu!

En sonunda kenara çekildi.

"Olmuş mu bari?"

Levi rafa uzaktan bakabilmek için yatağında hafifçe doğruldu.

"Hmm... Fena değil ama..."

Eren bu cümlenin nasıl tamamlanacağını ne yazık ki biliyordu.

"Ama şuradaki paRMAK KALINLIĞINDAKİ TOZ TABAKASI NE LANET OLA- HAPŞUĞĞĞĞĞ!"

"Çok yaşa Levi."

"Şey... Sen de gör. Nerde kaldım?"

"Nane limon kaynamak üzre."

Eren toz bezini bir kenara atıp mutfağa gitti.

Bunu yatak odasından ve toz bezinden kaçmak için bir bahane olarak uydurmuştu. Bu yüzden çayın cidden kaynadığını görünce biraz şaşırdı.

Kendini müneccim gibi hissedip gülümsedi. Daha sonra fincanlara uzanmak için yüksekte bir dolabın kapağına uzanacaktı ki arkasında birini hissetti.

Levi ona arkadan sımsıkı sarıldı.

Eren güldü.

"Levi, korkuttun beni."

Levi yüzünü Eren'in omzuna gömdü.

"Eren. Ben çıkıyorum."

Eren Levi'ın nereye gittiğini biliyordu.

"Hayır otur oturduğun yere hastasın sen daha. (Neden aklıma annem geldi?) Hem hava karardı. Mezarlıklar gece tekin değildir."

"Eren. Benim gitmem gerek. Erwin... Bugün onun doğum günüydü."

Eren derin bir iç çekti. Konunun hassaslığını anlamıştı. Levi her ne kadar bunun üstünü örtmeye çalışsa da o da Erwin'le yakın arkadaştı.

"Tamam. Çayı termosa koymamı bekle o zaman. Yolda içersin."

"Teşekkürler."

---

Sıradan barların aksine burası baya tenhaydı. Loş sarı ışıklar, viskisini içip kendi halinde dergi veya gazete okuyan iş adamları, hafifçe arkaplanda çalan bir jazz müzik...

Mikasa burayı seviyordu. Kafa toplamak için uygun bir yer, değil mi?

"Geldiğin için teşekkür ederim. Bu kadar soğukkanlı davranabileceğini sanmıyordum Mikasa."

Mikasa yanına oturan esmer kadına baktı.

"Ymir. Çabuk anlat. Sonra yok ol."

Ymir gülümseyip Mikasa'nın elindeki viski bardağını alıp bir dikişte içti.

"Pekala, uzun bir hikâye bu yüzden hesaplar benden."

"Dinliyorum."

"Titan'ın sana bir teklifi var."

---

Titan Hanji'ye dokunduğu anda kendini bir kara büyüye kapılmış gibi hissetti. Bu onu korkuttu ama yine de...

Hanji Titan'ın aradığı tehlikeye sahipti. Ona cidden değer verebilir, tek gecelik bir ilişki yaşayıp ardından basıp gidebilir veya aniden kafasına sıkabilirdi.

Hanji artık Titan için bir tehlikeydi ve o da bunu istiyordu.

Bu yüzden Hanji'nin eli onun dudaklarında gezindiğinde elinden gelen tek şey dimdik Hanji'nin gözlerine bakmaktı.

Hanji yumuşak bir sesle fısıldadı.

"Beni çağırdın. Ymir'i yolladıktan hemen sonra."

Hanji tehditkar bir şekilde gülümsedi ve Titan muhtemelen o an aklını kaybeder gibi oldu.

"Ne yaptığının farkında mısın Ch-"

"Bana o isimle seslenme."

Hanji sırıtıp dudaklarını yaladı.

"Bir şeytanla anlaşma yapmak üzeresin. Koruyucu meleğin ne der buna?"

Titan buz gibi elini Hanji'nin boynunda gezdirdi. Hanji ürperdi.

"Hanji. Eğer bir şeytansan... Benim şeytanım olacaksın."

Hanji dudaklarını Titan'ın boynunda gezdirerek fısıldadı.

"Peki ya olmazsam?"

"Meleğim seni cezalandırır."

Hanji güldü.

"Edemeyeceğin bir dansa kaldırıyorsun beni. Ya tökezleyip düşersen?"

Titan artık dayanamadı. Hanji'yi kendine çekip öptü. Hanji'nin dilinin dudaklarında gezdiğini hissetti.

"O zaman beni yakabilirsin."

Bir vals daha Levi. Diye düşündü Titan.

Bu sefer kayıp düşmeyeceğim.

Bana Ait {Ereri/Riren}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin