-Hikayemize son gaz devam ediyoruz ve multimedyada bu bölüm için güzel bir şarkı var :)
O yoktu.Benim yüzümden gitmişti ve belki de bir daha hiç gelmeyecekti.Hepsi benim suçumdu.Hızla yerimden kalktım ve eve doğru koşmaya başladım.Bir yandan ağlıyor bir yandan koşuyordum.Edward'ın bana seslendiğini duydum ama bir kere bile arkama bakmadım.Artık hiçbir şey umrumda değildi.
Evin önüne geldiğimde soluk soluğaydım.Sırt çantamı elime alıp aceleyle anahtarlarımı aramaya başladım.Bulduğumda anahtarı tutup,kapıyı açamayacak kadar güçsüz olduğumu fark ettim.Bilinçsizce kapıyı açtım.Sırt çantamı yere fırlatıp kapıyı arkamdan çarptım.Kendimi salondaki üçlü koltuğa yüzüstü atıp ellerimle yüzümü kapattım ve evde kimse olmadığından rahatça ağlamaya başladım.
Kalbim acıyordu..Sanki kanıyordu içime içime.Ne ağlamak fayda ediyordu ne de dünyadaki herhangi bir şey.Artık hiçbir şey beni avutamazdı.Hiçbir şey yaralarımı saramazdı.Dünyada beni iyileştirebilecek tek şey vardı.o da Harry... Ve o gitmişti.Bir daha onu görüp göremeyeceğimi bile bilmiyordum.Gelir miydi yanıma? Peki ya ne zaman? Ne kadar ağlamam gerek,ne kadar acı çekmem gerek onu görmek için? Hangi güç,hangi dua getirirdi onu bana?Çaresizlik,belirsizlik...
Koltukta yavaşça doğruldum ve ellerimi iki yanıma koydum.Ağlamaktan gözlerim acımıştı ve açık tutmakta zorlanıyordum.Sızlayan dudaklarımın arasından nefes alıyordum.Her nefes alışım bana yüzyıl gibi geliyordu ve o hala yoktu.Bilinçsizce boşluğa bakıyordum.Sanki beynim,düşüncelerim donmuştu.Tek düşündüğüm şey Harry idi.O hala yoktu..
Bir hayalet gibi yavaşça koltuktan kalktım.Gözümden benden izin almadan akan bir gözyaşını elimin tersiyle yanaklarımdan kovdum.Yavaşça odama doğru yürümeye başladım.Tek görevi ağlamak ve Harry'i düşünmek olan bir robottan farkım yoktu.Merdivenleri aynı yavaşlıkla çıktım ve artık odama ulaştım.İçeri girdiğimde hemen yatağa yattım ve bir kedi gibi kıvrıldım.Harry'nin yokluğu acı veriyordu.Ona ihtiyacım vardı.Uyumaya,unutmaya çalıştım ama bu imkansızdı.Parmaklarımla sol gözümden akan gözyaşını kaşınma duygusunu gidererek sildim.
''Özür dilerim Harry.Seni seviyorum....'' diyerek fısıldadım. Yeni gelen gözyaşıyla beraber az önce kaşıdığım gözüm yanmaya başladı.Aynaya bakma ihtiyacı duyarak kalktım.Aynanaın karşısına geçtiğimde bana hiç de yabancı gelmeyen bir yüzle karşılaştım.Kan çanağına dönmüş gözler,şişen göz kapakları,kızarmış bir burun... Uzunca yüzüme baktım.Bir an kendi yüzümde Harry'nin yüzünü görür gibi oldu.Gelmiş miydi?! Heyecanla arkamı döndüm ama o yoktu.Hayal kırıklığına uğramıştım.En acısı da hayal kırıklığının gözyaşlarıydı.Ağlamak dışında elimden bir şey gelmiyordu ve bu beni delirtiyordu.
Bir şey yapmalıydım.Hiçbir şey yapamamak beni daraltıyordu ve artık nefes almakta zorlanıyordum.Kendimi bir şeyle rahatlatmalı, Harry'nin beni duyduğuna inandırmalıydım.Aklıma ''yazmak'' geldi.Evet,yazacaktım.Ne olduğunun önemi bile yoktu.Yeter ki artık duygularım içeride beni sıkıştırmasın,nefes almam kolaylaşsın ve Harry'e daha çok yaklaşayım.Komidinin çekmecesinden kalem ve küçük bir defter alıp yatağa geçtim.Sadece içimden gelenleri yazmaya başladım:
Sol gözüm çok acıyor Harry.Bir de kalbim...Ağlamamı durduramıyorum.Deniyorum ama bu sefer daha çok sıkışıyorum.Bir de boğazımda kocaman bir şey duruyor gibi oluyor,acı veriyor.Çok acıyor Harry.Nefes almama engel oluyor sanki.Uyumaya çalışıyorum.Gözlerimi kapatıyorum ama hala ağlamamı durduramıyorum.Gözlerim kapalıyken de gözyaşlarım kendilerine çıkacak bir yer buluyorlar çünkü gözlerimi kapattığımda tek gördüğüm şey sen oluyorsun.Hem, ellerim de üşüyor benim.Biliyorum tutamazsın onları,ısıtamazsın avuçlarının arasında ama yanımda olsan o bile yeter bana.Sadece yanımda olmanı hissettirmene ihtiyacım var.Sana sarılmasam da varlığının yanımda olmasına ihtiyacım var.Sesine ihtiyacım var.Vücudumdaki her bir parça,her bir hücrem seni istyor.Seni çağırıyor tüm benliğim.Ruhum seni çağırıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhum Seni Çağırıyor (Harry Styles)
FanfictionHayallerinizin erkeği bir gün PAT diye karşınıza çıksa ne yapardınız? Delirdiğinizi mi düşünürdünüz yoksa Tanrının sonunda sesinizi duyup sizi ödüllendirdiğini mi? Candice onu gördü.Hayallerinin erkeğini... Ama emin olmadığı bir şey vardı: O gerçek...