Donmuş bir vaziyete notu okurken notta yazanlar dışında tüm dünyayı algılama yeteneğimi kaybettiğimi hissedebiliyordum.Sanki etrafımdaki her şey bulanıklaşmış ve sesler birer uğultudan öteye geçemiyordu.''Bu sıralar kendine dikkate et!Tavsiye:İyiliğin için tek kalmamaya bak.'' Tek algıladığım daha doğrusu algılamaya çalıştığım şey bu iki cümleydi.Bunu kim ve niçin yazmış olabilirdi?Notu avcumun içine aldım ve başımı kaldırıp etrafıma baktım.Çevremdeki herkes normal görünüyordu.Kimse bana bakmıyordu bile.Adımlarım sınıfın kapısına oradan da ürkek adımlarla koridora yöneldi.Çevremde şüphe duymama neden olacak hiçbir hareket yoktu.Not hala avcumdayken amaçsızca yürümeye başladım.Nereye gideceğimi ya da ne yapacağımı bilmiyordum.Ne hissettiğimi bilmiyordum.Sadece yürüyordum.Duygularımı bastırdığımdan mı yoksa sinirlerimin bozulmasından mı kaynaklandığını bilmediğim bir ruhsal karmaşa yaşıyordum.Nasıl hissettiğimle ilgili kesin bir fikrim yoktu.Sadece iyi olmadığımı biliyordum ve bu beni huzursuz ediyordu.Yürüyerek koridoru bitirdim ama hala ne aradığımı,ne yapmaya çalıştığımı anlayamamıştım.Tekrar sınıfa gitmek için arkamı döndüm ve adımlarım yavaşça hareket ederek koridorda ilerlemeye başladı.Tam bu sırada bir gürültü kalbimin yerinden çıkacakmış gibi atmasına neden oldu!Korkmuştum!Sanki bu ses benim kötülüğümü isteyen birilerinin bana yaklaştığını haber veriyordu!Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde sesin bir hizmetlinin elindeki temizlik malzemelerini devirmesinden dolayı çıktığını gördüm.Adam yerdeki paspas ve kovayı kaldırırken ben bir nevi dünyaya dönmüştüm.Sinirlerim bozulmuştu ve içimde ağlama isteği oluştu.Sanki bir saniyelik bir sesle insani duygularımı tekrar kazanmıştım.Korkuyordum ve kendimi güvende hissetmiyordum.Kendimi bir tek Harry'nin yanında güvende hissedebilirdim ve benim şu an ona ihtiyacım vardı.Sınıfa gitmekten vaz geçip tuvalete gitmeye karar verdim.Böylece belki de Harry yanıma gelebilirdi.İnsanların içinde ağlamamak için kendimi zor tutarken merdivenleri en hızlı şekilde çıkmaya koyuldum.Merdivenlerin bittiği yerde koridora çıktığımda en sonunda onu görmüştüm.Harry... Hızla yanına doğru giderken beni gördü ve gözlerini benim üzerimden ayırmadı.Hemen onun yanına gitmek ve üzerimdeki tüm korkuyu atarak kendimi onun himaseyesi altında güvende hissetmek istiyordum.Onun karşısına geçtiğimde insanların yine beni deli sanmaları umrumda bile değildi,onunla konuşacaktım.
''Harry,Harry ben çok korkuyorum!''
Harry'nin tavrımdan dolayı merak içinde kaldığı belliydi.
''Candice sen iyi misin?''
Burnumu çekerek başımı sağa sola salladım.
''Tanrı aşkına Candice ne olduğunu açıklar mısın!Neyden bu kadar çok korkuyorsun?'' derken beni kollarımdan tuttu ve kendime getirmeye çalıştı.O an yeni bir dehşete daha düşmüştüm.Bu Harry değildi!Edward beni kollarımdan tutarken olayın şaşkınlığından öylece donup kalmıştım.O ise kaşlarını çatmış benden bir cevap,bir tepki bekliyordu.
''Bırak beni!'' derken kollarımı hızla onun ellerinden çektim ve ondan bir adım uzaklaştım.
Onun açısından bakıldığında fazla ve gereksiz bir tepki verdiğimi düşünüp sesimi biraz daha yumuşatmaya çalışarak, ''Yok bir şeyim.'' dedim.
Edward bana doğru bir adım attı ve öğrenmeye kararlı olduğunu belli ederek, ''Korktuğun şey ne?'' dedi.Kelimeleri bastırarak söylemişti ve ben ona gerçeği söylemeden kurtulamayacağımı anlamıştım.Not hala avcumdaydı.Elimi ona doğru uzatıp açtım ve notu gösterdim.Edward bana bir bakış attıktan sonra buruşmuş kağıdı elimden alarak okudu.Neler olacağını ya da ne yapacağını tahmin edemiyordum.Edward notu okur okumaz burnundan aldığı derin nefeslerle göğsü sertçe inip kalkmaya başamıştı.Notu avcunda sıktı ve gözlerini uzak bir noktaya dikip dişlerinin arasından konuşarak,''Adi herif!'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhum Seni Çağırıyor (Harry Styles)
FanficHayallerinizin erkeği bir gün PAT diye karşınıza çıksa ne yapardınız? Delirdiğinizi mi düşünürdünüz yoksa Tanrının sonunda sesinizi duyup sizi ödüllendirdiğini mi? Candice onu gördü.Hayallerinin erkeğini... Ama emin olmadığı bir şey vardı: O gerçek...