~1.0~

201 41 74
                                    

Not bırakmayınca rahat edemiyorum edxlxeö

İyi okumalar :3

"Anahtarlarını ver." Dedim dişlerimi sıkarken. "Çabuk ol Meredy."

"Hayır, onu asla alamayacaksın! Burada kalacağım ben!" Kapı açılır açılmaz evimin halısına atmıştı kendini, ağzının salyasını buz mavisi halımla buluşturuyordu. Biraz daha böyle idare edebilirdi değil mi?

Adımlarımı büyükleştip, hızlandırdıktan sonra kahve aradım evde. Neden, neden yok? Neden gene ben! Niye her şey beni buluyor ha!?

"L~yon!" Adımı tuhaf bir şekilde telaffuz ettikten sonra omzuma yapıştı. "Beni tuvalete götür. Kusacağım."

"Neden bizim konuşmalarımızın sonu senin kusmanla bitiyor?" Huzursuzca kıpraştığımda, pembe saçlarını tutmayı bırakıp doğruldu.

"Şuan iyiyim." Dedi yalpalayıp bir süre sonra tekrar yere yapışırken. "Yağmur Kadın'dan güzelim, değil mi?"

"Ha?" Dedim umursamazca. "Onun yüzünü görmedim, nereden bilebilirim?"

"O kaltaktan daha güzelim, değil mi!"

Sinirle çatılan kaşlarım ve birinin kapıyı çarpma sesi... O buradaydı ve bizi izliyordu, buna emindim. Omuzlarını silkerek son söylediklerini tekrarladı.

"Meredy." Dedim kendimi tutmak için cebelleşirken. "Ona. O. Lafı. Deme. Tamam. Mı?"

"Niye duraksayarak söylüyorsun? Gerçekler zoruna mı gidiyor?"

Kolundan tutup zorla çıkardım lavabomdan. Yoksa onu klozette boğup, öldürmek istiyordum. Bu his ne ara bana geçmişti ki? Yağmur Kadın'ın, yani gelecekteki Buz Prensin eşinin etkisiydi bu.

BEN NE DEMİŞTİM LAN!?

"O sadece beni seviyor tamam mı?" Dedim iyice duyması için onu sarsarak.

"Emin ol, aldatıyor seni."

Ayakta duramayıp gülümseyerek yere yapıştı. Yatağıma sürünerek giderken kendi kendime deliriyor, Meredy'nin tek başına yaşadığına küfrediyordum. Lanet olası bir şekilde tek yaşıyordu ve anahtarlarını da vermiyordu. Buna katlanamazdım. Onun hakkında söylediği şeyler... Beni delirtiyordu.

Neden!?

"Bu ne be?" Kol düğmeme asılıp, koparırken sadece onu izleyebilmiştim. Yağmurun şiddeti artıyordu, bunu gelen seslerden anlayabiliyorduk. "Çirkinmiş, o verdi değil mi?"

"Meredy!" Kükrememe karşılık sırıtmıştı. Her ne kadar sarhoş olsada onu yerden yere atmak istiyor, pencereden sarkıtma teorime engel olamıyordum.

"Seni aldatıyor; o tam bir orospu, sürtük, kaltak, ortalık malı... Aldatıyor seni!"

"Bir zamanlar senin bana yaptığın gibi mi?"

Sessizlik olmuştu. Evet... Eski sevgilim Meredy'di ve beni Gray ile aldatmıştı. Tam iki yıl önce. Gray hiçbir şeyden habersizken ona bağırmış, kardeşliğimizden nefret ettiğimi söylemiştim. Basit bir kız için... Kardeşliğimiz bozulmuştu. Yağmur Kadın'ın da dediği gibi, çok pişmandım. Ama hâla arkadaş olarak görmem... Sanırım Meredy ile arkadaşlığımın son günüydü bu gün. Ona nefretimi işlemek istiyordum, tanıştığımız güne lanet ettiğimi, zorla onunla konuştuğumu...

"Evet, evet öyle." Meredy'nin içinde böyle biri mi vardı gerçekten? Buda üçüncü yüzü müydü?

"Biliyor musun?" Dedim dinleyip dinlememesine aldırmadan. O görüntüler aklıma geldikçe kafamı ellerim arasına daha da gömüyor, dudağımı dişliyordum. "Hayattaki en kötü şey, insanın kendi kendini teselli etmesi."

Yağmur Kadın: Bir daha öyle bir şey olmayacak, teselli etmek için her zaman yanında olacağım.

Telefonun üstünde oluşan bildirime baktım göz yaşımı silerek. "Seni seviyorum."

"Beni mi?" Sarhoş Meredy yataktan doğrulmaya çalıştığında bastırdım üstüne.

"Hayır, Yağmur Kadını."

Daha demin kalkmaya çalışan biri... Ne ara uyumuştu?

ice prince - lyvia textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin