Aysu'ya mesaj attıktan sonra aşağıya, Koray'ın yanına indim. Ona hiçbir şeyi belli etmemem gerekiyordu. Bir yandan da oldukça endişeliydim. Kötü bir niyetim yoktu fakat Koray bunu öğrenirse aramızdaki her şey bitebilirdi. Her şey! Tek bir seçenek vardı. Öğrenmeyecekti!
''Bakın kimler gelmiş!''Göz kırptı. Onu böyle mutlu görmek çok güzeldi. Başından geçen olaylar Koray için üzülmeme yol açmıştı. Onun bir Deniz'i vardı. Kimi zaman dalgalarla boğuştuğu, kimi zaman boğulma tehlikesi geçirdiği ama maviliğiyle huzur bulduğu Deniz'i... Evet, artık o günlerin geride kaldığını söylemişti ama bir zamanlar onu sevdiği kadar sevebilir miydi beni? Birden düşüncelere fazla daldığımı fark edip, başımı iki yana salladım.
''Ne o güzellik bugün bir düşüncelere dalmış gibisin?''
''Bir şey yok. Sadece seni mutlu görmek beni de mutlu ediyor.''Yanıma yaklaştı ve yanağımı okşadı.
''Hadi oturalım da kahvaltı yapalım artık. Bütün gün aç kalmayı planlıyorsun sanırım. Yoksa benden habersiz diyete mi başlamaya karar verdin? Üstelik bu kadar formundayken!''Hafifçe koluna vurdum.
''Ne diyeti Koray ya saçmalama. Beni utandırıyorsun hem. Bu arada benim kahvaltıdan sonra biraz işim var.''
''Tamam ben seni gideceğini yere kadar bırakırım.'' Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ah! Bir şey sakladığımı anlamamalıydı.
''Ş-şey yani buna gerek yok. Hemen gelirim zaten.'' Kaşları çatıldı.
''Bir şey mi saklıyorsun Melek?''
''Yok canım ne saklayabilirim ki? Sadece ufak bir işim var işte Koray.''
''Tamam tamam kızma.''Gülümsedi. Rahatlamıştım. Eğer bu konunun üzerine düşerse, öğrenmesinin uzun sürmeyeceğini biliyordum. Kahvaltı bittikten sonra sofrayı toplamak için ayağa kalktım ama Koray elimden tutup beni durdurdu.
''Hadi sen hazırlan. Bir işin varmış ya hani onu halledersin.''Yüzüme bir cevap bekliyormuş gibi baktı.
''Teşekkür ederim. Ben hazırlanayım o zaman. Yanağına hafif bir öpücük kondurdum. Hızlı bir şekilde yukarıya çıktım. Aysu'ya yaklaşık yarım saate geleceğimi söylemiştim. Hemen hazırlandım ve aşağıya indim. Arabaya binip sözleştiğimiz kafenin yolunu tuttum. Kafenin önüne geldiğimde Aysu cam kenarında bir masaya oturmuştu. Düşünceliydi. İçeriye girdim. Beni görünce ayağa kalktı. Birbirimize sarıldık.
''Melek Abla mesajından sonra çok heyecanlandım. Hemen konuya geçelim!''Onun bu heyecanına gülümsedim.
''Canım benim inan bana ben de senin kadar heyecanlıyım. Yani daha çok endişeliyim aslında. Abin bunu duymamalı.''Oturduk ve Aysu'ya planı anlatmaya başladım.
''Aysu bak belki bu plan sana biraz çocukça gelebilir ama bu oyunun sonunda Berat'ın, abinin güvenini kazanacağına inanıyorum. Yani öyle olmasını umuyorum. Bak şimdi, akşam bir kulübe eğlenmeye gittiğimiz zaman birkaç adam sana sataşacak, Berat yanındayken. Berat da seni kurtaracak. Böylece Koray senin, Berat'ın yanında her daim güvende olduğuna ikna olacak.''Aysu kahkaha attı.
''Melek Abla birden bu plan bana filmlerden bir sahne gibi geldi de kusura bakma. Ama haklısın, bir şekilde Berat, abimin güvenini kazanmalı.''
''Tamam o zaman akşam gideceğimiz kulübe Berat'ı çağırıyorsun, ben de Koray'a haber veriyorum. Adamları da bir şekilde ayarlayacağım ben.''Aysu çığlık atarak ayağa kalkıp bana sarıldı.
''Bir tanesin sen ya!'' Ben de o sırada kahkahalar atıyordum.
''Tamam dur herkes bize bakıyor.''En sonunda ayrıldık. Akşam saat 9'da buluşmak için sözleştik. Şimdi şu adamları ayarlamam gerekiyordu. Melek sen de ne iyi bilirsin bu işleri! Evet, boyumdan büyük işlere kalkıştım ama üstesinden gelecektim! Birden aklıma bir zamanlar lisede sınıf arkadaşım olan Esra geldi. Şu an tiyatro bölümüne gidiyordu. O kesin bana yardımcı olurdu. Hemen telefon numarasını çevirdim. İki çalıştan sonra açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Melek Hikayesi #WKK
RomanceÇarpık bir şekilde gülümsedi. Kızları nasıl etkisi altına aldığı gayet açık ortadaydı; bu gülüşle...Kendine gel kızım Melek, alt tarafı bir erkek işte. Sadece fazla kusursuz... ''Sizden bir şey rica edeceğim.''Gülümsedim. ''Çok şükür.Ne istersen.'' ...