Kuyruklu ince eyeliner'ın her iki gözümde de eşit durduğunu aynada kontrol ettim, kendi kendine kurumuş düz duran uzun açık kumral saçlarımı elimle düzelttim , üstümde boyfrined bilekleri katlamalı açık renkli yırtık kotum belimde düşük bir şekilde duruyordu, içime giydiğim düz beyaz askılı kısa atlet göbeği açık tarzına fazlasıyla uygundu, kırmızı ekose gömleğimin önünü iliklemeden öylece bıraktım ve beyaz vanslarımı giyindim.
Londra'da ki havanın dengesizliğine camdan göz ucuyla bakarak, bulutların güneşi kapattığını görerek surat astım, üzerime siyah kısa deri ceketimi giydim.
Kat kat giyinmiş gibiydi, siyah deri sırt çantama cüzdanımı koyup sırtıma aldım.
Tamam, buydum işte, abartmaya gerek yoktu, yani alt tarafı küçük bir röportaj, yeni bir kırmızı elbise giyecek halim yoktu ya.
Odamın kapısı aralanınca bakışlarımı oraya doğru döndüm,"Hazır olup olmadığını kontrol etmek istedim." dedi sessiz bir şekilde odaya girerek, derin bir nefes alıp aynada son kez kendime baktım,
"Army lütfen bana kızma, benim ne suçum var?" dediğinde ona döndüm tekrar,
"Sana kızdığım falan yok Lola, sadece bu şeyin yeni bir şey yaratması beni rahatsız ediyor." dediğimde başını salladı,
"Evet haklısın. Seninle gelmek isterdim ama-"
"Gidip Sam ile ders çalış Lola, bu şeyin sonu yok." dedim vurgulayarak.
Lola'nın gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığıyla söylediğim şeye pişman oldum,
"Lola ben-"
"Hayır haklısın, yani farklı hayallere kapılmamın mutlu son olması imkansız.. Ve bu karma her neyse bir şekilde beni onunla tanıştırmak istemiyor gibi." dedi.
Suçluluk duygusu beni ele geçirmişti,
"Özür dilerim seni kırmak istemedim.." diyerek ona sarıldım.
"Biliyorum, hadi gecikmeden git, hem belki bu sefer bana başka bir şey getirirsin?" dediğinde gülerek geri çekildim,
"Ah hiç sanmıyorum. Hadi kaçtım ben." diyerek odadan çıkıp merdivenlerden inerek kendimi evden dışarı attım.
Bu da ne?-
"Günaydın Lola hanım, buyrun." diyerek beni yemek yeme mekanına götüren şoför arabanın kapısını açtı, hayretler içerisinde ona teşekkür edip arabaya bindim.
Yine o gerginlik.
Bu arabada bir sorun mu vardı?~
Asansör kapısı sonunda 17. katta durduğunda derin bir nefes alarak adım attım, etrafta bir sürü şey vardı, koşturan insanlar, konuşan insanlar, giysili askılar vs şeyler, bu kalabalık karışık görüntü midemi bulanırdı,
"Ah Lola, hoşgeldin!" diye seslenen kişiye taraf baktığımda bunun Meg Gilson olduğunu görünce gözlerimi devirme isteğimk kontrol altında tuttum.
"Merhaba bayan Gilson." dediğimde bana hızla sarılıp geri çekildi,
"Hadi benimle gel tatlım." diyerek elimden tutup beni uzun koridordan geniş alana getirdi, bir köşenin tamamen beyaz fon ve zeminden oluştuğunu gördüm, zeminde iki tane sandalye vardı ve alanda ışıklandırmalar falan vardı fakat her şey kocamandı,
"Zayn, gel ve Lola'ya merhaba de lütfen!" diye seslendiğinde bakışlarım çekimin kurulu olduğu yerin tam çaprazında ki büyük balkonu gördü, ve hemen ardından onu..
Yeşil gömleğinin ve krem pantolonunun içinde çok iyi görünüyordu.
Her zaman iyi görünüyordu..
Bana doğru ilerlerken ısrarla ona bakmamaya çalıştım,
"Merhaba." diyerek elini uzattığında bakışlarım ela gözlerini buldu, gülümsüyordu,
"Merhaba." diyerek gülümsemesine karşılık uzattığı elini sıktım ve gülümsedim.
"Pekâlâ, başrollerimiz geldiğine göre hazırlıkların tamamlanması için ekibe talimat vereyim, o sürede neden gidip kendinize birer kahve almıyorsunuz?" diyerek bizi yalnız bıraktığında ona kaçamak bir bakış attığımda beni süzdüğünü gördüm,
"Ne?" dedim kollarımı göğsümde birleştirerek,
"Farklı görünüyorsun." dedi alayla ve sırıttı, balkona doğru yürümeye başladığımda beni takip etti,
"Bu beni 2. görüşün ve nasıl oluyorda yargıya varabiliyorsun?" dedim onun ifadesini taklit ederek, korkuluklara sırtımı yaslayıp ona döndüm, birinin elinde kahve tepsisiyle bize doğru yaklaştığını gördü ve cevabına ara verdi, iki tane kahve alıp birini bana uzattı,
"Teşekkürler." dedim ve kahvemden bir yudum almak için kupayı dudaklarıma götürdüm,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safe And Sound | ZM
Fanfiction~ "Ne kadar zaman geçerse geçsin, seni kırmızı elbisenle süzülerek bana doğru ilerlediğin ilk andan beri biliyordum ki, elime kalemi her aldığımda, yazdığım her bir satırda seni yazacak, insanların dinleyeceği bütün şarkılarda seni söyleyecektim A...