10.

201 17 4
                                    


"Vay canına, Army bu harikaydı!" diyerek bana sıkıca sarıldı Lola, gülümsedim,
"Gerçekten sevindin mi?" diye sorduğumda geri çekildi,
"İnanılmazdı, yani sen ben gibiydin. Benim gibi, yani tüm söylediklerin sanki benim aklımı okumuş gibiydin!" dedi ciyaklayarak,
"Gerçekten değişik bir anı oldu Army, iyi iş." dedi Sam gülerek.
"Eh, o halde bunu naneli limonata ve fırından yeni çıkan fıstıklı kek ile kutluyoruz." dedim keyifle.

~

Tüm her şeyin üstünden 4 gün geçmişti.
Bugün video Youtube kanalında yayınlanmıştı ve video ZaynVevo'ya da yüklenmişti.
Tün her şey tamamlanmıştı, Lola mutluydu, Zayn'e olan borcumu ödemiştim ve bugün cafe her zamankinden daha fazla iş yapmıştı, oldukça güzel bir günün ardından kepenkleri de kilitleyerek taze sonbahar esintisinde evime yürümek istedim.
Telefonum çaldı, ekrana baktığımda kayıtlı olmayan bir numara olduğunu fark ettim, saat 10'a yaklaşıyordu, bu saatte beni kim arayabilirdi?

"Efendim?" dedim kimin aradığını merak ederek,
"Merhaba Rose." dedi derin ve yumuşak sesiyle.
Ah..
"Zayn?" dedim şaşkınca,
"Sen misin?" dedim emin olmaya çalışarak.
"Evet, benim." dedi doğrulayarak.
Ama neden?
"Eee neden aradın?" dedim.
Bunu sormasa mıydım?
"Eğer müsaitsen görüşmek istiyorum."
Karnımda ki bu titreşen şey neydi?
"Bir şey mi oldu, ben anlamıyorum." dedim, paniklemiştim.
"Kötü bir şey yok, yani bir şey oldu ama yüz yüze konuşmak istiyorum." dedi.
Israrcı mıydı?
"Tamam, yarın-"
"Aslına bakarsan şimdi görüşmek istiyorum."
"Ha."
Ha mı? Bu saatte Zayn Malik sizi arayıp görüşmek istediğini söyleseydi eminim siz de aynısını derdiniz.
"Yani ben-"
"Ben şuanda senin evinin önündeyim." dedi en ufak bir ton değiştirmeden ayni sabitlikle,
"Şey ben evde değilim, iş yerinden yeni çıktım, 5 dakikaya orada olurum."
"Bana konumunu at geleyim neredeysen, hava serin." dedi korumacı bir şekilde.
Canım tatlı mısın acaba?
"Tamam gönderiyorum." dedim hızlıca.
"Bekliyorum." dedi ve kapattı.
Tanrım aşırı bir heyecan gelmişti, yani çok farklı hissediyordum.
Hızlıca konumumu ona gönderip cafenin önünde beklemeye başladım, üstüme başıma bir göz attım. Umarım bir yerimde un lekesi yoktur, acaba nereye gidecektik?
Yani vücudumu saran yüksek bel koyu kotum, siyah kısa askılım, üstünde de kot ceketim vardı. Ayakkabı seçimimde beyaz converse'di, oldukça gündeliktim.
Kollarımı göğsümde birleştirdim ve kapıya yaşlanıp yolun sonundaki işlek ana caddeden geçen arabalara baktım.
Önümde duran siyah araba ile doğruldum, otomatik kapının açılmasıyla kusursuz görüntüsünü gördüm, dudağımı ısırdım.
Sakin ol Army Rose, heyecanlanma, aptalca bir şey yapma.
"Merhaba." diye mırıldandım ve elimde tuttuğum çantamın kopçalarını sıktım,
"Merhaba." dedi. Fakat bu sefer gülümsemedi.
Önemsememeye çalışarak arabaya bindim ve geçen seferki yerime oturdum.
"Nasılsın?" diye sordum. Yani sessizce oturacak mıydık?
"İyiyim." dedi aynı üslupla.
Araba hareket edince yine kendimi tutamadım,
"Nereye gidiyoruz?" diye sordum.
Camdan dışarı baktı, sigara içtiğini yeni fark etmiştim, dumanını üfledi ağır ağır,
"Konuşabileceğimiz bir yere." dedi.
Bu neydi şimdi? Tavırlıydı, yani ne yaptım da bana böyle davranıyordu? Hem görüşmek isteyen kendisiydi.
Daha fazla konuşmama kararı alarak sabırla yolculuğun sonlanmasını bekledim, ama çalan telefonum buna izin vermedi, derin bir nefes aldım,

"Efendim." dedim sıkıntıyla, zahmet edip camdan başını bana çevirdi, ona bakmaktan vazgeçip inatla dışarıya odaklandım,
"Selam bebek, evine geldim ama ışıkların yanmıyor." dedi Sam alayla,
"Evde olmadığım için olabilir mi Sam?" dedim aynı alayla,
"Evet, her neyse neredesin seninle konuşmak istediğim bir konu var." dediğinde güldüm ve ona bakarak,
"Bugün nedense herkes benimle konuşmak istiyor." dedim ukala bir şekilde.
Bana gözlerini kısarak baktı,
"Nerdesin, oraya geleyim. Hala cafede misin?"
"Hayır cafede değilim Sam. Şey arkadaşımla birlikteyim." dedim göz ucuyla ona bakarak,
"Kiminle?" dedi ısrarla,
"Ah Sam, ne zamandan beri beni kontrol ediyorsun baba?" dedim gözlerimi devirerek,
"Kusura bakma." dedi gülerek,
"Bak, eğer sorun olmazsa yarın konuşalım mı?" dedim beklentiyle,
"Olur, tamam yarın görüşürüz."
"İyi geceler." diyerek kapadım.

Safe And Sound | ZM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin