Hadi Army kızım, bunu ona borçlusun.
Yapabilirsin.
Anlamadınız değil mi?
Zayn Malik tarafından eve bırakıldıktan kısa bir süre sonra buradaydım içte.
Londra Film Stüdyosunda, buz gibi olan kahvemle birlikte Meg Gilson ile konuşmak için telefon görüşmesini sonlandırmasını bekliyordum.
Eve girdikten sonra bu konuyu oldukça hızlı bir şekilde düşünmüştüm, Zayn'in açıklama fikri iyiydi fakat Lola'yı ikinci kez geçiştirmek istemiyordum ve bugün Zayn'i zor durumda bırakmıştım. O elbette bununla ilgili çözümü çoktan yapmıştır fakat yinede bunu olması gerektiği şekilde yapmak isteyerek buraya geldim.
Karşı koltuğumdaki hareketlilikle bakışlarım oraya döndü,
"Tekrar merhaba bayan Gilson." dedim çekinerek.
Sorgulayan bakışları ile beni süzdü, sabahki abartı coşkusu yoktu,
"Buraya gelişin merak uyandırıcı, hakaret etmeye falan mı geldin?" dedi iğneleyici sesiyle.
Başımı önüme eğdim,
"Hayır, sadece sabahki olanlar hakkında konuşmaya geldim." dedim.
Yerin dibine girmek istiyordum,
"Dinliyorum." dedi bacak bacak üstüne atarak.
"Eee ben son zamanlarda birkaç olumsuzluk yaşadım ve bu yüzden bu sabah çok sağlıklı düşünemeyerek çok tatsız davrandım. Hem size hem de Zayn'e karşı. Gerçekten olanlar için çok özür dilerim, ne yaptığımın kesinlikle farkında değildim, inanın çok utanıyorum." dedim ve titrek bir nefes aldım.
İşte yapmıştım, aferim bana.
"Evet, sabahki olanlar kesinlikle çok çirkindi." dedi fazla resmi bir tonla.
Tamam, daha fazla yüzüme vurman gerekmez..
"Ama elbette hatanın farkına varıp buraya gelmen ince bir davranış." dediğinde derin bir nefes aldım,
"Aslında sadece özür dilemeye gelmedim." dedim büyük modern güçlüklerinin ardındaki mavi gözlerine bakarak,
"Daha?" dedi merakla,
"Hatamı telafi etmek istiyorum." dedim kendimden emin bir şekilde.
"Bu nasıl olacak?" dedi, konu ilgisini çekmişti,
"Ben, ben düşündüm ki eğer sizde kabul ederseniz hemen şimdi sabah çekilmesi gereken röportajı gerçekleştirelim. Böylelikle hatamı telafi edebilirim." dediğimde gözleri parladı,
"Fakat Zayn Malik'i yeniden çağırmak-"
"Ben onun gelmesinin gerektiğini düşünmüyorum, siz zaten onunla bu sabah sorularınızı tamamlamıştınız, yani sadece benimle olabilir." dediğimde gülümsedi,
"Bunu gerçekten istiyor musun? Sabah ki gibi-"
"Dediğim gibi, sabah sağlıklı hareket etmedim, bu bir daha tekrar etmeyecek. Emin olabilirsiniz." dedim güvence vermeye çalışarak.
"Peki, o halde başlayalım."
Evet, bunu yapabilirdim.~
"Hazır mısın?" diye karşımda duruşunu düzeltti bayan Gilson.
Başımla onay verdim,
"Giriş konuşmasını yapmayacağım, onların sabahki kaydı var, direk seninle soru kısmına geçicem anlaştık mı?" dedi.
"Evet." dedim ve boğazımı temizledim,
"3, 2, 1, kayıt!""Sevgili Lola, dün akşam tüm dünya üzerinde muhteşem kitleye sahip Zayn Malik ile akşam yemeği şansına eriştin. Senin çok sıkı bir Malik hayranı olduğunu biliyorum ve onu görünce ilk reaksiyonun tamamen ağlamaklıydı, neler hissettin?"
Kocaman gülümsedim,
"Bu yaşadığım benim hayalimdi ve onu orada görmek neredeyse bayılmama neden olacaktı, tek yapmak istediğim çığlık atmaktı kesinlikle!" dedim coşkulu bir şekilde,
"Ah ne kadarda tatlı! Normalde onunla sadece 1 yemek hakkın varken şimdi bugün bu çekim için yine buradasın, hayranlar tarafından kıskanılacağından eminim. Peki yemekte neler olduğundan bahsetmeden önce, onun için çılgınlığını biliyorum ve dün akşam ona aşkını söyleyip, söylemediğini merak ediyoruz." dedi kahkaha atarak,
Sakin ol ve gülüşünü bozma,
"Yani bir akşam yemeğindesiniz ve karşınızda Zayn Malik oturuyor, Tanrım bu çok çılgınca ve gerçek dışı gibi görünürken elbette tüm gece yaptığım tek şey onu ne kadar çok sevdiğimi söylemekti!" dedim ellerimi çırpıp, ultra abartı neşemle,
Şuh bir kahkaha attı Meg Gilson,
"Eminim Zayn'i çok zorlamışsındır, onun bir ilişkiye sahip olması nasıl hissettiriyor? Umutsuz aşık mısın?" dediğinde onu gırtlaklama dürtümü görmezden gelip şirin şirin bakmaya çalıştım,
"Aslında ben tamamen platonik olarak bunu dert etmiyorum yani onu seviyorum ve binlerce insanın hayalini kurduğu şeyi yaşadım. Sanırım bundan başka bir şey dilemek şansımı zorlamak olur." dedim sırıtarak.
Ah o binlerce kişiden biri de Lola'ydı. Benim masum arkadaşım..
"Canlı Zayn Malik nasıldı?" dediğinde derin bir nefes aldım,
"Tüm o video ve foroğraflardan çok daha yakışıklıydı, aynı zamanda çok centilmendi. Yani tüm gece ona hayran hayran bakışlarıma katlandı ve tüm o sözlerime tahammül etti ve kusursuzdu." dedim ah çekerek.
Kendimi kaptırmış mıydım?
"Çok güzel, gerçekten de çok şekersin ve dün geceyi kesinlikle hak etmiştin. Son olarak, bize kendi aşık duygularınla genel bir şekilde Zayn Malik'i tanımlamanı istiyorum. Ve lütfen bayılma, bu çekimin mutlu sonla bitmesini istiyorum." dedi gülerek.
Bakışlarım boşluğa kaydı,
"O, o çok farklı, çok özel.. Tüm o gösteriş, o ışıklar, kameraların ardında çok başka bir dünya. O içinde yaşanılası bir ev gibi, her bir odasında onunla ilgili yeni bir şeyle karşılaşmak gibi. Sesinin verdiği o hissiyat, gözlerinin verdiği derinlik bana huzuru anımsatıyor. O, herkesin gördüğü ama sadece sayılı kişilerin kalbinin özüne ulaşabileceği ıssız biri." dedim ve o gece bana çocukluğunu anlatırken ki coşkusunu anımsayarak kendi kendime gülümsedim,
"Vay canına, tüm bu söylediklerin muhteşem. Peki merak ediyorum, dün gece ki yemekte onun kalbine gerçekten ulaştığını düşünüyor musun?" dediğinde yeniden ona baktım,
"Hayır. Ben onun kalbine dokunabilecek kadar özel biri değilim." diyerek gülümsedim,
"Tüm bu samimiyetin için gerçekten teşekkür ederim Lola, sen benim tanıdığım en sevimli hayransın. Bize bu söylediklerin eminim hayranlar tarafından da ilgi görecektir. Bu güzel çekim için teşekkür ederiz Vogue ailesi olarak."
"Asıl ben teşekkür ederim, siz beni hayallerime ulaşırdınız ve Vogue dünya çapında bir dergi olarak burada sizinle aynı ortamda bulunmak inanılmazdı!" dedim son kez gülerek.~
"Güzel bir çekim oldu Lola." diyerek elimi sıktı bayan Gilson,
"Evet kesinlikle çok keyifliydi. Sabah için tekrar özür dilerim." dedim gülümseyerek.
"İnan hiç önemli değil, röportajın tamamlanması beni rahatlattı, birkaç gün içinde çekimin Youtube kanalımızda ve televizyonda yayınlanacaktır, sana haber veririz." dediğinde başımla selam verip oradan ayrıldım.
İşte bu kadardı, bunu yapmıştım.
Tüm o gerçek olmayan sorulara Lola olarak cevap vermiş, Lola olarak gülmüştüm.
Ve kesinlikle çok daha hafif hissediyordum.
Telefonuma gelen mesaj ile dikkatimi telefona verdim;"Sam'in evine gidiyorum, nerede kaldın bugün film izleyecektik." -Lola
Neredeyse unutuyordum, saate baktığımda öğleden sonra 5'e geliyordu, hızla ona yolda olduğuma dair bir cevap yazdım ve ana caddede taksi aradım.
~
"Hala anlamadığım çekimin neden bu kadar uzun sürdüğü." dedi Lola ağzına fıstık atarak,
"Bu saate kadar orada değildim elbette, öğlen 12 gibi oradan ayrıldım, biraz mağazalara baktım." dedim,
"Bir şey almadın mı?" dediğinde sıkıntıyla iç çektim,
"Ah hayır, indirim yoktu ve sonbahar sezon ürünleri neredeyse geçen yılla aynı. Almadım bir şey."
"Haklısın." diyerek DVD seçmekte olan Sam'i izledi,
"Eee, siz ne yaptınız? Matematik halloldu mu?" dedim konuyu geçiştirmeye çalışarak. Daha fazla uzasın istemiyordum çünkü geldiğimden beri çekimlerle alakalı en az 40 soru yanıtlamıştım,
"Evet Matematiği hallettik, sadece Sam'in proje ödevi kaldı." dedi.
Sam'in geldiğimden beri çok konuşmadığını fark ederek Lola'ya baktım.
Muhakkak kaçırdığım bir şey olmuştu,
"Lola gidip cips ve biraları getirelim." diyerek cevap vermesine izin vermeden kolundan çekiştirerek mutfağa sürükledim,
"Hadi anlat." dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı,
"Ne anlatayım?" dedi anlamazlıktan gelerek,
"Neler olduğunu Lola, kör değilim." dediğimde pes ederek bakışlarını yere çevirdi,
"Bende tam olarak bilmiyorum. Sanırım Sam yeni bir ilişki içinde." dedi.
Şaşırmıştım,
"Sana kız arkadaşı olduğunu mu söyledi?" dedim gözlerimi kocaman açarak,
"Hayır." dedi kafasını kaldırıp bana bakarak,
"Son zamanlarda çok mesafeli davranıyordu, yani bilirsin ilk ayrıldığımız dönemde arkadaş kalmak için çabalarken bile daha ılımlıydı, son birkaç gündür sürekli telefonuyla ilgileniyor, telefonu çaldı mı dışarı çıkıp konuşuyor, yani sanırım biri var. Ve.."
"Ve?" dedim anlamaya çalışarak,
"Geçen akşam buraya ders için geldiğimde giysi dolabında bir elbise gördüm ve o kesinlikle benden kalan bir kıyafet değildi." dediğinde azarlar bir ifade ile ona baktım,
"Sen Sam'in dolabını mı karıştırdın?" dedim,
"Hayır! Bana Matematik kitabının yatağında kaldığını söyledi, onu almaya gittiğimde dolabı açıktı ve elbisenin saks mavisi yeterince dikkat çekiciydi." dediğinde sesindeki kırgınlığı hissettim,
"Peki ne hissediyorsun?" dedim yumuşak bir şekilde,
"Bilemiyorum, tuhaf. Yani 4 yıllık ilişkimiz biteli birkaç ay oldu, sanırım onun biriyle olma fikrini garipsedim." dediğinde kolunu sıvazladım,
"Ama sonuçta ayrılmak isteyen bendim ve eğer bir ilişkiye sahipse onun için sevinirim. Hayatına devam etmesi güzel bir şey." dediğinde bir şey söylemedim."Bir bira getirmek neden bu kadar uzadı?" diye seslendi Sam,
"Hadi." dedim ve eşyaları alarak salona ilerledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safe And Sound | ZM
Fanfiction~ "Ne kadar zaman geçerse geçsin, seni kırmızı elbisenle süzülerek bana doğru ilerlediğin ilk andan beri biliyordum ki, elime kalemi her aldığımda, yazdığım her bir satırda seni yazacak, insanların dinleyeceği bütün şarkılarda seni söyleyecektim A...