🎈
Yumuşak adımlarla kumsalda ilerledim. Kayalıklar çok uzağımda değildi. Parti seslerini kulak ardı edip adımlarımı hızlandırdım. Biraz zorlanarak da olsa kayalıklardan yukarı çıkmayı başardım. Kayalıkların ucuna yaklaşıp bakışlarımı dalgalarını umarsızca savuran denize çevirdim. Aynı benim gibi o da öfkesini kusuyordu. Arkamdan endişeli bir ses,
"Arya!" diye haykırdı. Kafamı çevirdiğimde Doruk'u gördüm. Ama tek gördüğüm o değildi. Biraz geride Demir ve Özgür de kayalıktan hızla olduğum yere doğru tırmanıyorlardı.
"Ne var Doruk?" dedim sakin bir sesle.
"Deminden beri seni arıyoruz. Burada ne işin var? Seni merak ettim." dedi aynı endişeli tonla.
"Atlamak için yeterince yüksek mi diye kontrol ediyorum." dedim yine sakin bir sesle. Doruk sözlerim karşısında dehşetle bir anlığına dondu. O sırada Demir ve Özgür de Doruk'un yanına gelmişti. Özgür durmayıp bana doğru yürüdüğünde geriye doğru bir adım attım. Özgür durdu.
"Yerinde olsam bunu denemezdim Egeli!" dedim sahte bir gülümsemeyle. Özgür'ün yüzünde de Doruk'un aynısı endişeli bir ifade belirdi. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Özgür Egeli benim için endişeleniyordu. İşte, buna atlanır!
"Güzelim, niye buraya gelmiyorsun?" dedi Demir yatıştırıcı bir sesle. Sözleriyle kafamı ona çevirdim.
"İltifat için teşekkürler ama burada kalmayı tercih ederim." dedim ona da sahte bir gülümseme yollarken.
"Hadi, Arya yapma. Lütfen, buraya gel." dedi Doruk yalvaran bir sesle. Kollarını iki yana açtı. Kolları oldukça davetkardı. O kolların arasına girmek çok kolay geliyordu gözüme. Doruk tereddüdümü fark etmiş olmalı ki bana doğru gelmeye başladı. Geriye doğru bir adım daha atıp kararlı olduğumu gösterdim. Geriye başka adım kalmamıştı. Sınırdaydım. Doruk hemen durdu.
"Arya, lütfen!" dedi korkuyla haykırarak.
"Ne var Doruk? Ne 'lütfen'i? Ne yapmalıyım Doruk?" dedim alayla.
"Buraya gel ve bana güven." dedi derin bir nefes alarak.
"Sana güvenmek mi?! Sana bir kere güvendim Doruk. Ama bu bana pahalıya patladı." dedim öfkeyle. Doruk yenilgiyle omuzlarını düşürdü.
"Arya, bunun şakası yok! Gel buraya!" dedi Özgür korkuyla karışık bir öfkeyle.
"Niye Egeli?! Oyuncağını kaybedeceğin için mi tüm bu endişen?!" dedim alaycı bir kahkahayla. Özgür ağzını itiraz etmek için açtı ama onu susturdum.
"Sakın Egeli! Ağzını açıp tek kelime bile etme!" dedim tehditkar bir sesle.
"Arya, lütfen, bize kızıp saçma bir şey yapma!" dedi Demir. O da korkuyla ve endişeyle bakıyordu gözlerime. Demir de şansını denemek istiyordu herhalde.
"Gözümde bu kadar değerli olduğunuzu mu sanıyorsunuz?! Kızdığım siz değilsiniz. Öfkemi bile hak etmiyorsunuz. Ben kendime kızıyorum. Bu kadar aptal olduğum için ve şimdi cezamı kesmeliyim. Def olun gidin!" dedim öfkeyle. Gözlerime yaşlar hücum etti. Hayır, ağlamayacağım! Gözlerimde biriken yaşları gözlerimi kapatıp geri gönderdim. Tekrar açtığımda artık sakin ve kararlıydım. Parmak uçlarımda yükseldim.
"Bakalım, bununla nasıl yaşayacaksınız? Gitmeden önce söylemem gereken bir şey var. Bu duruma uygun olduğunu düşünüyorum." dedim hafifçe gülümseyerek. Üçü de korkudan kaskatı kesildi ve ben son cümlemi çarptım yüzlerine.
"Gelsene dedi bana.
Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana
Ölsene dedi bana
Geldim
Kaldım
Güldüm
Öldüm."* dedim titrek bir sesle ama yine de gülümseyerek. Ardından vücudumu geriye, boşluğa, bıraktım. Üçünün de acı dolu haykırışlarını duydum. Rüzgar hızla vücudumu okşarken bir anda suyla buluştum. Hızla dibe inerken ciğerlerimdeki oksijen hızla tükendi. En azından en sevdiğim biçimle ölüyordum. Ciğerlerim suyla dolarken canım çok yanıyordu. Bütün bunların nasıl başladığı geldi gözlerimin önüne. Ardından bilincim yavaşça kaydı ve ben dünyayla bağlantımı kestim. Acıya rağmen huzurluydum.
*Şiir, Nazım Hikmet'in zamanında Vera'dan aldığı fotoğrafın arkasına yazdığı ne zaman yazıldığını Vera'nın da bilmediği ve deli gibi merak ettiği bir şiiridir.
Şarkı: Lil Happy Lil Sad _ Let Me Die
Merhaba Casperlarım,
Nasılsınız bakalım? Hikayeleri birer birer döndürüyorum. Umarım bana sinir olmuyorsunuzdur. Çünkü sinir edecek bir haberim daha var. Hikayelerimi çoğu anlık heves ve ilhamdan doğan ve bununla beslenip hızlanan hikayeler olduğunu biliyorsunuz. Bu yüzden her hikayemde fark ettiğim ufak tefek mantık, zaman ve mekan hataları olduğunu gördüm. Bu yüzden iyice gözden geçirip hatta bazı yerleri yeniden kaleme alarak yayınlamaya karar verdim. Bu yüzden de bir anda değil yavaş yavaş yayınlayacağım. Bölümler 15 ile 20 gün arasında bir gelecek. Üzgünüm, bana çok kızmayın. Bu şekilde bir program oturtarak hem kendimi sıkıştırıp hataya zorlamayıp sizleri de çok uzun aralıklardan ziyade kısa molalarla bekletme kararındayım.
Hikayeye gelirsek, aramıza yeni katılacak olan arkadaşlarımız için ufak bir tanıtım yapalım. Bir gençlik romantizmi ve ergenliği barındıran bir hikayeyle karşınızdayım. Karakterlerimiz; Arya rolüyle henüz kesin değil ama şimdilik Andrea Thoma Gustin, Özgür rolüyle Theo James, Demir rolüyle Dave Franco ve Doruk rolüyle Grant Gustin'i göreceğiz. Alışılmışın dışındaki bir lise hikayesi olacak.
Keyifli okumalar
Deniz UZAY
Yeni bölüm tarihi: 5-10 Ağustos 2019
![](https://img.wattpad.com/cover/65560867-288-k568647.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Muhteşem Hatalarım
Teen Fiction(Beklemede) *Wattys 2018 Long List* Bir lisede yaşanan hayat dersleri... 'Ruhunun acısını nasıl dindirmeyi düşünüyorsun?' 'Bilemiyorum... Belki bir gün cesaretimi toplamayı başarabilirsem, kendimi bir uçurumdan denize bırakabilirim. Huzurlu bir ölü...