VII.

244 24 32
                                    


🎈 

Sen bilmezsin beklemeyi 
Hep çok sevmiştin gitmeyi 

Halil Enes _ Bazı Adamlar 

       Okuldaki sesler duymazdan gelemeyeceğim bir uğultuya dönüştüğünde kafamı gömdüğüm defterden kaldırdım. Herkesin koşturarak dışarı çıktığını görünce şaşkınlıkla arkalarından baktım. Zaten yeterince uğultuların sebebinin baş rolünü oynuyordum. Yeni birini görmeme gerek yoktu. Bu sebeple kafamı tekrar çözmeye çalıştığım matematik problemine çevirdim. Ben problemlerle boğuşurken yanağıma bırakılan sesli bir öpücükle sıçradım. Kafamı yana çevirince Doruk'u gördüm. Baş parmağımla damağımı kaldırıp, 

"Yüreğime indireceksin, Doruk!" dedim hissettiğim korkuyu sesime yansıtarak. Gülerek yanıma oturdu. 

"Demir'i sinirlendirme yine. Yerine oturulmasına sinir oluyor." dedim rahatlığına alayla gülerek. 

"Yerine mi yanına mı?" dedi imalı bir sesle. 

"O da ne demek şimdi?" dedim anlamazlıktan gelerek. 

"Hadi ama Arya! O kadar belli ki, bunu görmediğini söyleme bana!" dedi Doruk inanmadığını belli eden bir tonlamayla.  

"Neyi?" dedim tavrımı koruyarak. 

"Demir'in sana olan ilgisini! Ah, bir de senin ona olan ilgin var!" dedi gözlerini gözlerime dikerek. 

"Ne?!" dedim şokla. Şaşkınlığım benim Demir'e olan duygularımı anlamasınaydı. 

"Seni bu aralar yakından tanıma fırsatım oldu. Yoksa hayatta anlamazdım." dedi ne kastettiğimi anlayarak.  

"Ben... Ben..." dedim kekeleyerek. Tanrım! İhtiyacım olduğunda kelimeler neredeydi? 

"Hiç uğraşma, bebeğim. Ben çoktan olayı çözdüm." dedi gülerek. Bir süre şaşkınlıkla yüzüne baktım. Pes etmeyeceğini anlayınca omuz silkip konuyu değiştirdim. 

"Dışarıda neler oluyor?" 

"Standart Özgür." dedi omuz silkerek. Bana uyduğu için ona içten bir gülümseme gönderdim. Karşılığında o da bana gülümsedi.

"Artık bir sevgilim olduğu için kaçabiliyorum." dedi gülerek. Ben de güldüm. Zil sesi kahkahalarımızı böldü. Doruk sandalyesini bana doğru çevirdi. Bacaklarını iki yana açarak iyice bana yaklaştı ve adeta beni bacaklarıyla sardı. 

"Hadi bana matematik anlat! Şov zamanı geldi." dedi göz kırparak. Kıkırdayıp defterime döndüm. O da bir kolunu belimin çevresine sardı ve deftere eğildi. Ona yumuşak bir sesle soruyu anlattığımda şaşkınlıkla beni dinlediğini fark ettim. Bozuntuya vermeden kaldığım yerden anlatırken bir öksürük sesi ile hafifçe geri çekildim. Doruk hiç bozmadan kafasını sese çevirdi. Demir saklamaya çalıştığı bir sinirle bana bakıyordu. Doruk yüzüne yayılan sırıtışla beni bırakıp ayağa kalktı. 

"Tamam be abicim! Yemedik sandalyeni geç otur!" dedi gülerek. Ardından arkama geçip iki elini omuzlarımdan indirip sıraya dayadı. Kafamı ona çevirdiğimde gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Doruk onun tarafında olan yanağıma bir öpücük kondurup, 

"Kaldığımız yerden devam edelim, bebeğim." dedi gözlerini deftere çevirerek. Ben de kafamı deftere çevirdim ve soruyu anlatmaya devam ettim. Doruk da kafasını eğip yanağını yanağıma dayayıp beni dinledi. 

"Ders başlayacak, Doruk. Bence kendi yerine geç!" dedi Demir sinirli bir sesle. Doruk'un yüzüne rahat bir gülümseme yayıldı. 

"Senin bizle ne alıp veremediğin var, Demir?" dedi kurnazca sırıtıp göz kırpıp. 

Benim Muhteşem HatalarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin