HAYAL

Her Yer Taş,Tuğla,AŞK...

"Uyan!!"

"Uyansana!!"

Duyduğum ses çok uzaklardan geliyordu.Ama bir türlü o sese ulaşamıyordum.Ne kadar koşsamda bir türlü sesin sahibini bulamıyordum.Ama tanıdıktı bu ses ve içimi aşkla dolduruyordu.

"Hayal uyan hadi!"

İşte tam karşımdaydı orada yeşilliklerin içinde öyle hoş ve dayanılmaz.Masallarda ki prensler halt etmiş yanında.Yakışıklılığı beni benden almaya yetecek kadar..

"Hadi!"

Adım adım yanına giderken ellerini bana uzatmış tutmamı bekliyordu.Kaan ,bu kadar yakışıklı olmak zorundamıydın.O gözlerin hangi okyanustan yada hangi bakir kıyılardan.Bu arada bu adam niye bana sürekli uyan diyordu ki...Uyanığım yanındayım işte...
Daha çok yaklaştığımda ellerim onun ellerindeydi ve o an bir sarsıntı,bir anda herşey yok olmaya başlamıştı.Ellerim buz ve Kaan yok olup gitmişti.

"Kızım kalk artık bu nasıl bir uykudur böyle!"

"Anne!"

"Yarım saattir sesleniyorum!Korkmaya başlamıştım artık!Birşeyler mırıldanıp durdun ama anlaşılmadı ki."

"Rüyamın en güzel yerinde anne ya!!"

"Sarsmasam gözünü açacağın yoktu!Sen hiç böyle uyumazsın çok mu çalıştırıyor baban seni?!Onada vur deyince öldürüyor!"

"Emirin kimden alındığı ortaya çıktı."

"Fena mı oldu işleri öğren,öğrenki yarın bir gün biz öldüğümüzde gözümüz arkada kalmasın."

"Anne başlama yine!"

"Ne var doğruyu söylüyorum!"

"Tamam işte istediğiniz gibi şirkete gidiyorum.Hayallerimde hayal olarak kaldı.Daha ne istiyorsunuz?!"

"Gerçekten vazgeçtin mi?"

"Vazgeçtim anne.İzin verirsen hazırlanmak istiyorum.Sevgili babacım bugün inşaata gitmemi emretti."

"Tamam canım sen hazırlan,kahvaltı hazır."

Anemin bu ani değişimi babamın kararlı halleri yavaş yavaş beni korkutmaya başlamıyor değildi.Ya ilerde onların istediği gibi şirkette kalırsam...
Aklıma üşüşen düşüncelerin dehşeti ile kendimi yataktan nasıl atacağımı bilememiştim.Doğru banyoya gidip ılık bir duş bütün saçma düşünceleri kovalamaya yeterdi.

Banyo kapısından girdiğim an aynada uykulu yüzüm,gördüğüm rüyayı anımsattı.Tekrardan gözümde canlandı.
Off...Neler düşünüyordum ben!
Dengem bozulmuştu.Hep bu şirket yüzünden!
Ellerimi yüzüme siper edip ovuşturduktan sonra yüzümde hafif çaplı bir kızarıklık yaratarak kendimi bir nevi cezalandırıyordum.
Musluğu açıp suyu yüzüme çarpmak ise bir nevi kendimi tokatlamak gibi birşeydi.Ama baştan aşağıya suyu yemeğince kendime gelmemin imkanı yoktu.
Duşu açıp suyu kontrol etmeden kendimi suyun altına attığımda dudağımdan kaçan çığlık ise artık tam anlamı ile kendime geldiğimin  kanıtı idi.

"Kendime geleyim derken felç olacağım ya!"

Suyu hemen ayarlayıp ılık bir duş aldıktan sonra havluma hiç sarınmadan elime aldığım vücut losyonu ile bir diğer banyomuda yapmıştım.Mis gibi kokuyordum ve bu koku kendime hayran olmama neden oluyordu.