İntikam... Beni bu kişi olmaya zorlayan şey intikamdı işte. Basit bir sözcük ama içinde birçok duygu barındırıyor; öfke, kin, acı... Çalınan çocukluğum...
O günden sonra içimdeki intikam aşkı bir gram olsun eksilmedi. İntikam ateşiyle yanıp kavrulu...
Kısa bir aradan sonra tekrar geldim... Okurken satır arası yorumlarınızdan eklemeyi unutmayın.
Keyifli okumalar dilerim...
...........................................
''Yardıma ihtiyacın var sanırım.'' Silahımı doğrultarak o tarafa döndüğümde gördüğüm kişiyle gözlerim açılmıştı. Ama nasıl olur?
''Senin ne işin var burada?'' Yerimden kalkmaya çalışırken konuşmuştum. Her hareketimi incelerken konuşmuştu.
''Bunu sonra konuşuruz. Hadi şunların işini bitirelim.'' dedikten sonra kolumdan tutarak kalkmama yardım etti.
Bacağıma bir göz attıktan sonra ''Kötü görünüyor, hadi hemen işimizi halledip gidelim.''
Dediğini duyunca sinirlenmiştim. O adamı öldürmeden bir yere gitmeye niyetim yoktu. Kolumu ondan kurtarırken sertçe konuştum. ''Hayır, onu öldürmeden gitmeyeceğim buradan.''
''Aksini söylemedim zaten.'' dediğinde ona bakıyordum. Çok garip bir adamdı cidden. Beni nasıl buldu gerçekten merak ediyordum. Hayır yani, Ekin falan olsa neyse ama... Yavuz'un burada ne işi vardı ki? Daha doğrusu Yavuz Bey'in burada ne işi vardı?
Sorular beynimi kurcalarken tam sormak için ağzımı açmıştım ki duyduğum bir takım seslerle o tarafa döndüm.Temkinli adımlarla giderken motorumun yanında iki kişi gördüm.Bir yandan yanlarına gitmek için ilerliyor bir yandan da hareketlerini izliyordum.
Bir kişi bidonun içindeki suya benzer sıvıyı dökerek kenara attıktan sonra diğeri de çakmağını çıkarmıştı. Son anda yapmak istedikleri şeyi anlayarak bacağımın el verdiği şekilde tüm hız koşmaya başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Hayır!''
Bağırışımı duyduğu sırada uzaklaşarak çakmağı motoruma atmıştı. Motoruma yaklaşmış olduğumdan patlamanın etkisiyle geriye doğru sarsılarak yere düşmüştüm.
Öksürüğümde boğulurken kafamı kaldırarak ileriye doğru baktığımda bunu yapan adamların gülerek gittiğini gördüm.
Motorum küle dönerken elimi sinirden sertçe yere vurdum. Allah kahretsin! Beni bu şekilde sıkıştırdığı yetmezmiş gibi gitmeme de engel olmuştu. Gerçi onu öldürmeden buradan gitmeye niyetim yoktu ama neyse. O motor benim her şeyimdi!
''Tamam sorun yok. Kalk hadi.''diyen Yavuz Bey'e çevirdim bakışlarımı. Bu adama şu anda nedense hiç Bey diye hitap edesim gelmiyordu.
''Nasıl sorun yok ya? Adamlar gelmiş burada motorumu patlatıyor. Sen gelmiş bana sorun yok diyorsun. Var işte sorun!'' diyerek ayağa kalktım ve biraz önce geldiğim yere doğru ilerledim.
Arkamdan adım sesleri gelirken tuhaf hissetmiştim. Daha önce hiç biriyle beraber çalışmamıştım. Her zaman tek çalıştığım için doğal olarak değişik hissetmiştim. Birden fazla kişi olmak bana fazlalık gibi geliyordu. Ayak bağı. Kendini koruman gerektiği gibi bir de sürekli onun arkasını kollayacaksın. Hiç bana göre değil.