İkinci Yaşam

31 3 0
                                    

"Anatalya..." Fury, kızın omzundan boynuna doğru öpücükler kondurarak ilerliyordu. Anatalya'yı duvarla kendi bedeni arasına sıkıştırmıştı. Kız, dudağını ısırmış, ellerini Fury'nin sırtında gezdirirken adam kızı bacaklarından tutarak kaldırdı ve iyice duvara sıkıştırdı. 

Anatalya'nın, Fury'in boynuna dudaklarını değdirmesi ile Fury yaptığı işi kesti ve aldığı zevkin keyfine bakmak istedi, ama bu işin duvarda olmayacağını anladı, gözünün kenarıyla yatağa baktı. Yatağın müsait olduğunu görünce kızı kucağında taşıyarak çift kişilik yatağın üstüne attı. 

Onun arkasından kendide yatağa giren Fury, kalan işini yatakta halletti Anatalya ile.

Salonda ise ortam bambaşkaydı. Gece yarısı ay ışığı camdan içeri girerken. Raina, yıldızlara bakıyordu. Kırmızı başlığı gözlerine gölge yapıp görünmesinin engellerken o yıldızların büyüleyici etkisi karşısında baka kalmıştı. 

Kırmızı başlıklının yanında duran Burak, elindeki enerji içeceğinin yarısına gelmiş. Her yudumunda ileride olacakları düşünüyordu. O ikisi yan yana, camın dibinde iken. Televizyonun karşısındaki koltukta Mavi ve Erza vardı. İkisi araba yarışı oyunu oynuyordu ve tek amaçları birbirlerini geçmekti. Kendilerini oyuna veren iki kız, Burak ve Raina'nın yıldızları izlediğini fark etmemişlerdi. 

Raina, camdan bakmanın yeterince güzel olmadığını anladı, "Burak hadi çatıya çıkıp yıldızlara bakalım. Böyle keyfi çıkmıyor." Burak, yapacak başka bir şey olmadığı için kabul etmek zorunda kaldı. Eğer reddetseydi kızı üzmüş olacaktı, hemde başka yapacak bir şeyi olmadığı için boş boş oturacaktı. 

Eğlenceli olacağını düşünen Burak, çatı katına çıkacaktı ki, Raina kapıyı gösterdi eliyle, "Sen git, ben dolaptan kurabiye alıp geliyorum." Onun lafını sorgulamadan dinleyen adam, daire kapısını açıp merdivenlere yöneldi. Apartmanda kimsenin oturmuyor oluşu yüzünden ölüm sessizliğinde olan binada, Burak kendi nefes alış verişlerini, kalp sesini duyuyordu.

Başlığını geriye atan kız, sarı gözleri buz dolabı ışığında parlarken, gözleri sütü görmek için bütün buz dolabını tarıyordu. Amacını dolabın içerisinde bulamayan Raina, Fury'e sormak istedi. Ama adamın önemli ve özel bir işi olduğunu biliyordu. Fakat bir yandan da süt çok önemliydi. 

Yatak odasının kapısına yaklaştı. Beyaz ahşap kapıyı tıklatmadan açan Raina, karşısında gördüğü manzara karşısında kafasını başka bir yere çevirdi, "Fury, en azından yorganla kapatabilirdin. Anatalya'nın üstünü örten Fury, ayağa kalktı, "Girmeyeceksin sanmıştım." Gözlerini eliyle kapatmış, başka bir yere bakan Raina, kutsal soruyu sordu, "Kurabiye ve süt nerede?" Fury, kısa ve net bir cevap verdi, "Yedim."

Daha detaylı sormayı isteyen Rhoody, durumun uzamasını istemeden, "Tamam," diyerek kapıyı kapattı. Kurabiyesini ve sütünü alamadan yukarı çıkmak zorunda olan Rhoody, daire kapısını açıp Burak'ın çıktığı yerden çıktı yukarı.

Odada tekrardan iki kişi kalan Fury ve Anatalya, birbirlerine baktılar. Fury yatağa oturdu, "Gerçekten tek yolu bu mu? Sana dokunmaya bile kıyamıyorum ben oysaki." Anatalya üstündeki örtüyü sıktı, "Ne yazık ki başka bir yolu yok Ahmet." Gözünü başka bir yere odaklayan Fury, kafasındaki dönen soruları tek tek kıza sunmaya devam etti, "Peki bu, gerçekten umduğum gibi olacak mı?" 

Yatakta geriye doğru yaslanan Anatalya gülümsedi, "Ne beklediğine bağlı." Fury, örtünün altına girdi, "Ben seni bekledim. Onca süre boyunca, aradım ve aradım. Sana bunu yapmak istemiyorum ama gerek."

Diğer yanda, çatıya çıkan Rhoody ve Burak, gök yüzünde parlayarak kendini belli eden onlarca yıldıza baktı. Hemen çatının kenarında yerini alan kırmızı başlıklı, ayaklarını aşağıya sarkıtarak manzaranın keyfini çıkarmaya başladı. Burak, hemen oturmak yerinde kızın arkasında dolanmaya başladı, "Yıldızları neden bu kadar çok seviyorsun?" 

Punishers | Çizginin Öteki TarafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin