Yıkılmış Şehir

28 5 0
                                    

İçeriye güneş girmeyen, fakat en az bir futbol sahası büyüklüğünde boş bir alan. O alanı dolduran yüzlerce klon ve hepsinin başında tek bir adam. Bembeyaz takım elbisesi ile kürsüye çıkmış, tip bakımından birbirlerinin aynısı olan klonlara seslenmek için hazırlanıyordu.

"Beni dinleyin!" Önündeki mikrofondan dolayı sesi her yerde yankılanmıştı. "Hepiniz! Tek bir amaç için yaratıldınız! Bu amaç, öldürmek! Sadece öldüreceksiniz! Önce şehirler, sonra ülkeler, kıtalar ve bütün Dünya!"

Eric ise Anatalya'nın tutulduğu odada ekrandan izliyordu olan konuşmaları. Anatalya aynı şekilde yatılı ve bağlı şekilde duruyordu. 

Beyazlı adam, konuşmasına devam etti. "Herkes benim kim olduğumu öğrenecek. Herkes öğrenecek! Ben Ripper'ım, ileride herkes bu yaptıklarım için bana teşekkür edecek! Şimdi, araçlara binin. San Fransisco'dan başlayacağız!" Bağırarak yaptığı konuşma bittikten sonra kürsüden indi. Hepsi koordine olmuş şekilde adımlarını hava araçlarına doğru atarlarken Ripper beyaz maskesini yüzüne geçirdi ve kendi özel hava aracına doğru yürüdü. 

Kameraya yaptığı, elini boşa savurmasıyla, aniden Anatalya'nın odasına iki kız daldı ve bağlı kızı çözüp sedyeye alıp oradan götürdüler. Eric, bunun onun emri olduğunu bildiği için hiçbir şey demedi ve kızların arkasından onları takip ederek odadan çıktı.

Hava araçlarının hepsi kocamandı, arkadaki kargo kapıları açılmış, içeriye yüzlerce askeri alıyordu. Bütün askerler en az bir Frank Castle kadar güçlüydü. Tek biri bile otuz yıldır durdurulamamış iken, şimdi bir ordu söz konusuydu. Dünyayı ele geçirecek bir ordu.

Tamamen dolmuş olan, koyu yeşil renkli ve iki kanadında da beşer motor olan hava araçlarının, kanatlarının ortasındaki pervane çalıştı ve dikey olarak havalandı. Yavaş yavaş havalanan uçak, yer ile arasında bir mesafe oluşunca, kanatların altındaki motorları çalıştırdı ve dümdüz giderek açılan büyük çıkıştan çıktı. 

İlk hava aracının ardından diğerleri onu takip etti. Ripper, kendi küçük helikopterine binerken yanında Anatalyayı'da istemişti. Yolda gelirler iken kıza siyah bir elbise giydirilmişti. Üstünde sadece kumaş parçası olan kız Ripper'ın yanına zorla oturtuldu. Eric'e ve Ripper'a tiksinç bakışlar yollayan Anatalya, bir an önce Fury'nin onu kurtarmasını istiyordu. 

Ripper'ın bindiği helikopterinde sağ ve sol kapıları da kapatıldı ve havalanarak diğer araçların peşinden gitti. 

Fury ve ekibi ise o sırada Fell'in kaldığı terk edilmiş süper kahraman hastenesinde toplanmışlardı. Fury en başta onları evine almış olmak istese de, fazla kalabalıklardı. Bütün ekip, hastanenin bambaşka yerlerine dağılmışken, Fury tek başına koridorda yürüyordu. 

Aklından geçirdiği şey, Ripper'ın geçmişinde tanıdığı adama çok benziyor olmasıydı. Fury on beş yaşında iken şehir dışına değer verdiği birini görmek için çıkmış, onun yanına geldiğinde ise tamamen beyaz giyinmiş bir adamın onu yakaladığını görmüştü. Beyaz giyinimli olmalarını benzeten Fury, bu anısı üstünde oynuyordu yarım saattir. 

Alt katta ki terk edilmiş yemekhaneye inmek isteyen adam, gördüğü ilk çıkış olan yangın çıkışından girdi ve karşısında gördüğü manzara ile şaşkına döndü. "Ah, böldüysem özür dilerim." Raina, üst kata çıkan merdivenin basamaklarında, Burak'ın göğsüne kafasını yaslamış ve adamın saçlarını okşamasına izin vermişti. 

İkisi de Fury'i fark edince yaptıkları şeyi hemen kenara atıp normal hallerine geçtiler. Fury ise onları bozmuş olduğunu görünce gülümsedi, "Sizi bastıysam özür dilerim. Bilerek yapmadım, ben sadece yemekhaneye inecektim." Raina, Fury'nin yüzüne bakamadan, "Sorun değil dedi." İstemeden de olsa böyle bir anda yakalandığı için utanmıştı. 

Punishers | Çizginin Öteki TarafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin