Öldürücü Karşılaşma

67 9 3
                                    

Bir kız, spor salonunda tek başına, gece vakti kum torbası yumrukluyordu. Her yumruğunda geçmişindeki bir anıyı hatırlıyordu. Bu anıların hepsi onun canını yakıyordu, onu güçlendiriyordu. Her yumruktan sonra kum torbası sallanıyordu, normalde onun gibi bir kız için o kadar büyük ve ağır bir kum torbasını hareket ettirmek bile zor iken, kum torbası yerinde durmuyordu.

Yaklaşık ondan fazla yumruktan sonra, son yumruğunu çaktı ve kum torbası yerinden sökülüp ileriye doğru uçtu. Tam o sırada, Faren içeriye geldi. Karşısındaki terler içinde kalmış, gözünün önüne bir tutam beyaz saç sarkan kıza baktı. Kız, gözünün önündeki beyaz saçı üfledi, "Burada ne işin var?" Faren, yavaş adımlar atmaya başladı, "Şehirde, senin gibi, benim gibi dolaşan bir Punisher var, onu bulmamız lazım. Seni bir takıma davet etmek için geldim Anna."

Anna, yumruğunu sıktı ve gözünü kaçırdı, eski anıları aklına gelmişti takım denilince, "Benim adım Rogue, Anna değil. Anna öldü, ben artık Rogue'um." Faren, gülümsedi, "Evet, Victor'da aynı şeyi anlatmıştı."

Rogue, Victor ismini duyunca cebinden bir iskambil kartı çıkardı. Rogue, kartı cebinden çıkarırken kart alevlendi. Mor bir alev. Alevlenen kağıdı Faren'a fırlattı ve kart kıza yaklaşınca patladı. Patlamanın etkisiyle geriye uçtu Faren ve duvara vurdu. Tam sarsıntıdan sonra kendine gelecekti ki, Rogue onun boğazına bir sopa dayadı, "Victor'ı nereden tanıyorsun?" 

Faren, ellerini kaldırdı, onunla kavga etmek istemiyordu, "Midnight Sons ile bağlantım var. Victor'ın da vardı." Rogue, bunu duyduktan sonra Faren'ı bıraktı, bir anlık sinirden ona saldırmıştı, yoksa Rogue gereksiz şiddetten her zaman kaçan bir insan olmuştu

İç çekti Rogue, "Ne takımı bu?" Faren, onun kabul edeceğini düşündü, "Takımın henüz bir adı yok, aslında bakarsan, sadece Fell ve ben varız." Rogue, onun 'Fell' dediğini duyar duymaz aklındaki bütün fikirleri sildi ve Faren'ı reddetti, "Fell varsa ben yokum." Faren için onu ikna etmek zor olacak gibiydi "Ama o adamı bulmamız gerek, Rogue. Bize yardım et, lütfen. Frank'in adını sen de kullanıyorsun."

Siyah saçlı genç kız bir yandan Fell'e borcu olduğunu da hatırladı, bu Punisher olayı, o olmasa olmazdı. O yüzden en az olacak şekilde yardım etmek istedi, "Bu bulmaya çalıştığın adam, bir gözü kapalı mıydı?" Faren, onun, o adam hakkında bir şeyler bildiğini anladı, "Hayır onun hakkında hiç bir detay bilmiyorum. Ne oldu? Öyle birini mi tanıyorsun?"

Yeşil tişört ve siyah tayt giymiş olan kız, ringin kenarına gitti ve orada duran havlusunu alıp, terlemiş yüzünü sildi, "Üç gün önce beni buldu. Bir gözü kapalıydı, göğsünde aynı bizim gibi kuru kafa vardı. Bana Anatalya adında bir kızı nerede araması gerektiğini sordu. Bilmediğimi söyleyince zor yoldan sordu, yine de bilmediğimi görünce, bana şunu yaptı."

Rogue, arkasını döndü ve sırtını açtı, Faren'ın içi sızladı onu görünce, "Rogue, ama bu... Bu çok, vahşice." Kızın sırtında bir damga vardı, kuru kafa damgası, aşağı yukarı bir yumruk büyüklüğünde. Faren, dişlerini birbirine bastırdı. İçi gitmişti çünkü. Bu, onun yapacağı türden bir şey değildi.

"Bunu sana yapmasına nasıl izin verdin?"

Faren bunu sorunca, kız zemine doğru bakmıştı. Üç gün öncesini hatırlıyordu, adamın ona yaşattığı acıyı hatırladı, "Çok güçlüydü. Ona karşı koyamadım, güçlerimi kullanmak istedim. Yapamadım, onun eşyalarını kinetik enerji ile dolduramadım ve vücudunun her yerini kapatmıştı. Hayat enerjisini çalmam da pek mümkün olmadı."

Bunları dinlerken bir yandan da hayal ediyordu sarışın kız. "Bizimle gel. Yardımın gerek, bir ekip olursak. Onu aşağı indirebiliriz." Lakin Rogue hala ikna olmamıştı. Fell'i artık sevmiyor olması, işi yalnız yapmak istemesi gibi sebepler vardı şu an Faren'ın yanında gitmemek için. Yine de aklında az da ölçüp tartmaya başlamıştı.

Punishers | Çizginin Öteki TarafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin