Bölüm 2

684 57 29
                                    

Kıpırdamaya çalıştığım an vücudumda oluşan ağrıyla rahatsız ve soğuk bir yerde olduğumu anlamam, ve hissetmem uzun sürmedi. Her tarafım soğuktan uyuşmuş resmen kaskatı kesilmiştim. Gözlerimi yavaşça açtığımda ilk gözüme çarpan şey karanlıktı. Bir müddet sonra alıştığım karanlıkta büyük ve soğuk bir yerde olduğumu anladım. Yavaşça doğrulmaya çalıştığımda ellerimin arkadan bağlı olduğunu hissettim. Nefes aldıkça göğsüme batan ağrıda cabasıydı. İçeriye birileri girmişti bunu ayak seslerinden anlıyordum. Bir müddet sonra ışığı açtıklarında ise gözlerim kamaşmış, ilk başta bakamamıştım. Takım elbiseli üç adamdı gelen. Biri önde diğer iki tanesi ise arkadaydı.
Öndeki adamın işaret vermesiyle arkadan biri gelmiş saçıma asılıp geriye çekmişti, diğer eliyle çenemi sımsıkı tutmuş çığlık atmamı engellemiştim.

"Söyle bakalım emaneti ne yaptın?"

"Ne istediğinizi, anlamıyorum, ne emaneti?"

Çenemi tutan adam yüzünden konuşmam kesik kesikti. Karşımdaki adamın talimatıyla arkamdaki adam saçımı bıraktı.

"Bak seeenn, emanetle alakan olmasa Fatih seni hayatta bulmazdı. Ona mı verdin emaneti?"

"Ne! Fatih denilen adamı tanımıyorum bile, ne emanetinden bahsediyorsunuz bilmiyorum. Bırakın beni."

"Benim bildiğim tek bir bırakma yöntemi var. O da azraile, istersen neden olmasın."

Beni korkuttuğunu sanarak gururla kabarmasıyla damarıma basmıştı.

"Ölümle en son korkutabileceğin biri var karşında. Öldür."
Karşımdaki adam şaşırmakla gülmek arasında kalmıştı. Defalarca deneyip başaramadığım sonucu belkide bir yabancı sayesinde başarırdım kim bilir!
Arkamdaki adama verdiği işaretle, arkamdaki adam önüme geçip hatırı sayılır bir tokat atmıştı sağ yanağıma. Hemen ardından ise sıkı bir tokatda sol yanağıma savurmuştu, yüzüme yediğim tokatlar ileri derece sersemletmişti beni, bayılmanın eşiğine gelmiştim.

"Şimdi çıkıyorum, merak etme yarın tekrar geleceğim, bakalım bu sefer ne kadar akıllı davranacaksın."

Adamların çıkmasıyla arkalarından sıkı bir küfür savurdum. Normalde pek kötü söz söyleyen biri olmasamda haketmişti p*çler.
Duvara dayanıp evden kaçmanın iyi bir fikir olmadığını düşündüm. En azından Şahin'le baş edebilirdim! Kimi kandırıyorum ki, tabiki edemezdim. O hayvan bir yolunu bulur mutlaka istediğini alırdı. Hayatta herkesin korktuğu birşey muhakkak vardır. Kimi karanlıktan, kimi yanlızlıktan, kimi ise kedi köpek gibi basit şeylerden korkardı. Benim en büyük korkum ise bedenime zorla sahip olunmasıydı. Belkide Şahin yüzünden böyle bir korkum oluşmuştu, nede olsa yıllarca ondan korumuştum kendimi.

Ölüm kimine göre cesaret kimine göre ise çaresizlikti. Ben ikinci şıkkı tercih ediyordum bir zamanlar, ama zaman birinci şıkkı daha sevimli göstermeye başlamıştı. "Sadece korkaklar ölümü düşünür. Savaşmaya gücü yetmeyen çaresiz, aciz insanlar kaçar" dedi iç sesim yine, yeniden güçlü olmamı istiyordu, bu kararı göz önünde bulundurdum ve güçlü ol dedim sessizce, hayat savaşını kazanmak istiyorsan güçlü ol. Yüzümdeki ağrının el verdiği şekilde uykuya dalmaya çalıştım. Burada yapılacak en iyi şey uyumaya çalışmaktı zaten, zor olduğunu bile bile.

Kapı sesiyle gözlerimi açtığımda karşımda yine aynı adamlar vardı. Kendimi halsiz ve yorgun hissediyordum, iki gün olmuştu tahminime göre, sadece bir bardak su dışında birşey vermemişlerdi.

"Hatırladın mı birşeyler?"
Karşımdaki adama cevap vermeyip susmayı tercih ettim, kudursun köpek.

" Anlaşıldı kaşınıyorsun sen."
Yanındaki adama verdiği işaretle adam kafa sallayarak yanıma geldi emin adımlarla, yanıma geldiğinde ise karnıma yediğim darbeyle nefesim kesildi. Tam bitti dediğim an sırtıma yediğim diğer darbeyle iki büklüm kaldım. Karşımdaki adam pis pis gülerken benim tek yaptığım şey nefes almaya çalışmaktı. Aldığım her nefeste sırtım ve karnımdaki sızı dahada artıyordu. Binlerce iğnenin aynı anda batması gibiydi yaşadığım acı. Tam anlamında olmasada kendimi bir süre sonra toparladım.

İSTENMEYEN EMANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin