Multide; Gizemli Yakışıklı
Keyifli okumalar.
1 hafta sonra
"Naz, Semih seni bekliyor."
"Tamamdııır."
Yanımdan ayrılan Naz servis için Semih'in yanına ilerlemeye başladı.1 hafta önce Naz teklifini yapmış bende kabul etmiştim. Barmen olarak işe başladığım günden beri türlü bela beni bulmuş ama Naz ve buradakiler sayesinde nasıl başa çıkacağımı öğrenmiştim. Asılanlar, zorla telefon numarası isteyenler türlü türlü insanlar işte. Çok büyük olmayan barda her akşam farklı gruplar yer alıyordu. Hafta sonu gizemli kadın vokalistimiz duygusal bir kaç parça söylüyordu, onun haricinde hareketli müzikler çalıyordu zaten. Gizemli vokalisti tanıyan kimse yoktu patron dışında, arka tarafta kimsenin görmediği perdenin arkasından şarkılarını söyleyip sonrada yok oluyordu. Şimdi ise servise çıkan Naz'ı gülümseyerek izliyordum. Deli dana gibi tepinenler mi dersin, içip içip hayatını anlatıp sızanlar mı dersiniz, her halt mevcuttu burada.
Bar taburesine oturan adama bakıp ne istediğini sordum. Şaşırmış şekilde bana bakan adam.
"Seni daha önce görmüştüm."
Diyerek daha ayrıntılı süzmeye başladı. En sonunda aradığını bulmuş gibi yüzündeki alaylı ifadeyle konuştu."Seni buralara ait değilsin sanıyordum."
Bu adam! Tabi ya, bana taksi durağını söyleyen adamdı. Elimdeki bardağı kenara koyduktan sonra karşımdaki adama doğru eğildim."Değilim zaten sadece, mecburiyet. Şimdi ne istersiniz."
Benim gibi yaklaşıp ellerini masaya koydu."Sen ne önerirsen."
Geriye çekilip yüzüme taktığım gülümsemeyle kafamı salladım.
Alkolsüz meyveli ve dondurmalı harika bir kokteyl hazırladım. Ben alkolsüz tüketmekten yanaydım. Karşımdaki adamın seçeneğini bilmesem bile alkol koymamıştım. Bardağı önüne sürüp dirseklerimi masaya koydum, açıkta kalan ellerime çenemi yaslayıp gelecek tepkiyi bekledim. Bardağı eline alıp bir yudum aldıktan sonra tek kaşı havaya kalktı."İlk defa böyle birşey içiyorum, tadı gayet yerinde."
"Afiyet olsun."
"Alkolsüz?"
Dediğinde elimle çevremi işaret edip gülümseyerek konuştum."Çevrede yeterince ayyaş var zaten."
Bu lafım üzerine kahkaha atan adamı dikkatle süzdüm. Kafasını iki yana sallayıp elindeki bardağıyla yerinden kalkıp bana göz kırptıktan sonra ileriye doğru yürümeye başladı. Arkasından bakarken duyduğum sesle kendime geldim."Ağzının suyu aktı."
Yanımda bir anda biten ve konuşan Naz'a onaylamaz bakışlar attım."Saçmalama istersen."
"Haklısın saçmalıyorum. Ağzının suyu değil şerbeti aktı."
Naz'a kötü bakışlar atarak önümdeki Semih'e kitlendim. Söylediği siparişleri hazırlayıp tepsiye doldurarak önüne koydum. Semih arkasını dönüp ilerlerken bende yere düşürdüğüm bezi almak için eğildim, tam o sırada gelen seslere dikkat kesildim. Daha doğrusu adı geçen kişiye!"Fatih Çelik ne oldu?"
"Yarın sabah bu iş bitecek merak etmeyin. Fatih Çelik yarın mefta olacak bizde helvasını yiyeceğiz."
Gülüşme sesleri geldiğinde öylece kala kaldım. Naz yanıma eğilmiş bana şaşkın gözlerle bakıyordu."Ne yapıyorsun be burada manyak!"
"Şşşt sesini çıkarma sonra anlatırım."
Naz sabır çekerek yanımdan kalktıktan sonra siparişleri alıp kenardaki işine döndü. Adamlardan birinin sesi aşırı tanıdık geliyordu, kesinlikle daha önce bu sesi duymuştum. Adamların sesi kesildiğinde olduğum yerden yavaşça kalkıp etrafa göz atmaya başlıyacakken. Naz hızla yanıma gelip eliyle kafamı bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTENMEYEN EMANET
General FictionSadece 10 dakikada başın nasıl bir belaya bulaşır. Gökçe sadece ihtiyaç için girdiği tuvalatte öyle bir belaya bulaşmıştıki kendi bile inanamadı şimdi ise peşinde belalı adamlar kendinde ise haberi bile olmadığı bir emanet taşıyordu. Peki bu emanet...