Bölüm 9

356 21 38
                                    

Multi;Naz Göksu


"Bırak lan kızı."

Duyduğum sesle gözlerimi karşımdaki adama diktim. Benden iki adım uzaklaşıp karşıdan gelen kişiye baktı sonrasında gördüğü yüzle gülmeye başladı.

"Tabi güzelim seni böyle alalım."

Bencede gülmeliydi, bu bir kız!
Ben iri yarı bir adam beklerken bu kız beni kurtarabilir miydi? Aslında kurtarabilirdi, bir kız tek başına birşey yapamasa bile iki kız herşeyi yapabilirdik. Hala gülmekte olan adama yavaş adımlarla yaklaşıp ellerimle sırtından ileriye doğru itekledim. Neyseki içtiği alkol sayesinde çabucak dengesini kaybedip yere düşmüştü. Koşmaya başladığımda karşımdaki kız bana elini uzattı. Az ötede kenarda duran çantamı alarak hiç düşünmeden elini tuttum. Arkamızdaki adam ayağa kalkıp bizi bir süre takip ettikten sonra yolda düşüp kalmıştı.

Bilmediğim yerlerden koşarken yorgunluk nedeniyle yavaşladım neyseki yanımdaki kurtarıcım olan kızda durmuş elini dizlerine dayayıp sırtını arkasındaki duvara vermişti.

"Teşekkür ederim."
Karşımdaki kız gözlerini kaldırıp bana baktığında ilk olarak mavi gözleri dikkatimi çekti, kumral saçlı güzel bir kızdı. Özellikle yanağına  yakın olan benler güzelliğini tamamlayıcı gibiydi. Ben dalmış onu seyrederken elini sallayıp beni kendime getirdi.

"Huu iyi misin? Gökçe aloo."
Benim adımımı söylemişti,  şüpheyle ona baktım.

"Sen benim adımı nereden biliyorsun?"

"Beni tanımadın mı?"
Hafızamı yoklamaya başladığımda kısa sürede istediğim sonuca ulaşmıştım. Gerçekten oydu. Sevinçle kollarımı açıp karşımdaki kıza sarıldım.

"Naz, sen misin gerçekten!"

"Tabiki benim şaşkın."
Naz'da kollarını bana dolayıp sarılmıştı. Bir süre sonra ayrıldığımızda kol saatine bakıp bakışlarını bana çevirdi.

"Benim gitmem lazım, durağa gidelim taksiye bineriz, gel."
Ben cevap veremeden önden yürümeye başlamıştı bile, bende onu takip edip isteksiz adımlarla peşinden gittim. Taksi durağına gelince ilk kendi oturdu sonrada beni bekledi. Çaresizce yanına oturduğumda taksiciye devam etmesini söyleyip bakışları bana döndü.

"Nereye bırakalım seni?"

"Şey ben.."

"Ney sen?"

"Naz, benim evim yok. Yani biraz karışık, sen beni bir otele bırak en iyisi."
Kafasını anlayışla sallayıp taksiciye yolu tarif etmeye başladı. Taksi durunca ilk Naz indi. Taksi ücretini çıkarmaya başlamıştım ki; elime vuran Naz'la duraksadım.

"Aşağı in, hemen."
Taksiden indiğimde adama beklemesini söyleyip beni önüne katarak binadan içeri soktu. İkinci kata çıktığımızda içeri girip ışıkları yaktı. Çekingen tavırla bende içeri girip bir kapı kenarında beklemeye başladım. Naz üzerindeki tişörtü çıkarıp kenarda duran başka bir tişörtü geçirdi üzerine. Ev biraz dağınıktı onun haricinde köşe koltuk takımı ufak bir halı orta sehpa ve dekorlarla süslenmiş hoş bir salonu vardı. Bakışlarım Naz'a döndüğünde kaşlarını hayretle kaldırıp bana bakıyordu.

"Gidecek yerin yok sanıyordum. Ne o öyle, misafir gibi kapı kenarında kaldın."

"Naz ben seni yada sizi rahatsız etmesem, yani benim henüz işim gücüm yok sana yük olurum."
Yanıma gelip önce elimdeki çantamı alıp kenara attı. Sonrasında odaya doğru arkamdan hafifçe ittirip girmemi sağladı.

"Evde tek yaşıyorum yani benden başka rahatsız olacak kimse yok. Hatta bende ev arkadaşı arıyordum iyi oldu geldiğin, şimdi çıkmam lazım istediğini yapabilirsin. Kıyafetlerimi kullanmak istersen çekinme."
Bunları söyledikten sonra evden hızla çıkıp gitti. Saat geç olmuştu ve nereye gittiğini merak ediyordum. Uykumu fazlasıyla aldığım için etrafa göz atıp bulduğum banyoya girdim. Üzerimdekileri çıkarıp duşumu aldıktan sonra kararsız kalsamda Naz'ın dolabını açıp üzerime kapri eşofman ve tişört geçirip mutfağa yöneldim. Atıştırmalık birşeyler hazırlayıp mutfak masasında yemeğimi yedim. Sonrasında dağınık olan evi toplamak için işe kovuldum. Kutu gibi bir evdi burası oldukça az eşya kullanılmış ev dahada daraltılmamıştı. Öyle dolu dolu eşyaları olan evleri sevmezdim zaten.

İSTENMEYEN EMANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin