Nihayet kurs bitmişti. Hemen taksiye binerek eve geldim. Justin'e yakalanmak istemiyorum. Yoksa yine peşimi bırakmaz. Lanet olsun! Her seferinde hayır demekten bıktım. Ama o "Benimle çık, Beraber yemeğe çıkalım, Akşam işin var mı, Çıkışta birşeyler yapalım mı vs" demekten bıkmadı. Neden vazgeçmiyor anlamıyorum. Onu her seferinde reddediyorum ama o vazgeçmiyor. Merdivenlerden yavaşça çıkarak kapıma yaklaştım. Tam çantamdan anahtarı çıkarmıştım ki Jack'in sesiyle elimden düşürdüm. Jack bizim apartmanın kapıcısı. Her neyse! Jack'e içimden küfürler saydırırken eğilerek anahtarı aramaya başladım. Tam anahtarı bulmuştum ki arkamda bi ayak gördüm. Beyaz supra... Siktir! Bu Justin. Ve şu anki pozisyonum çok kötü. Anahtarı hızla alarak kapıya taktım ve açarak sertçe kapattım. Aslında kapatmaya çalıştım desem daha doğru olacak. Çünü araya koyulan ayak buna engel olnuştu. Gözlerimi devirerek sinirle kapıyı açtım.
"Yine ne var Justin!?"
"Gabby bu akşam...-"
Sözünü keserek konuşmaya başladım.
"Justin seninle yemeğe falan çıkamam tamam mı?"
Elleri cebindeyken omuzlarını kaldırarak dudağını büzdü
"Hadi ama prenses lütfen"
"Lanet olsun! Daha kaç defa hayır diyeceğim sana?!"
"Hadi ama Gabby"
Kapıyı hızla yüzüne kapatarak içeri girdim. Sersem şey! İstemiyorum işte! Gitarımı ve çantamı koltuğa koyarak onların hemen bitişiğine kendimi bıraktım. Bu şapşal başımı ağrıtıyor! Derin bi nefes alarak yerimde doğruldum ve mutfağa girdim. Birşeyler yemeliyim.2 Gün sonra
Yorucu bi alışverişten döndükten sonra tüm aldıklarımı poşetlerden çıkardım. Bütün poşetleri ve çöpleri kocaman bi torbaya doldurarak koridorda ilerledim. Kapının deliğinden bakarak etrafı kontrol ettim. Tehlike yok. İşte bu çok iyi. Kapıyı yavaşça açarak çöpü koydum. Tam kapatacakken yine biri engel olmuştu. Ama bu sefer ayak yoktu. Kapıyı açarak karşımdaki kişiye bakmaya başladım. Bieber! Kapı ardına kadar açılmıştı. Justin birden kolumu tutarak söze girdi.
"Konuş benimle"
Kolumu kurtarmak adına çırpınmaya başladım.
"Senden nefret ediyorum. Tavuk suyu çorbasını bile sana tercih ederim"
Justin bi eliyle hala kolumu tutuyordu. Diğer eliyle önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Ve dudaklarıma bakarak konuşmaya başladı.
"Prenses beni büyülüyorsun"
"Lanet olsun! Artık peşimi bırak"
Kolumu bırakarak içeriye baktı.
"Tamam bir şartla"
Beni umursamayarak içeri girdi ve o lanet kıçını beyaz, yanları siyah deri olan üçlü koltuğa koydu.
"Lanet olası söyle şartın nedir?"
"Benimle sadece bir gece.. Çok değil. Daha sonrasında seni rahat bırakacağım"
Sinirle işaret parmağımı ona sallayarak söze girdim.
"Asla"
Kolundan çekiştirerek onu kaldırdım ve kapı dışarı ettim. Tam kapıyı kapatacakken göz kırptı ve yan gülüş yaparak konuşmaya başladı .
"İyi düşün eğer bu akşam benimle olmazsan... Bu akşam yapacaklarımın daha fazlasını her akşam yaparım"
Arkasından şaşkınca bakarken evine girdi. Lanet olsun! Ondan nefret ediyorum. Sanırım ona istediğini vermeliyim. Derin bi nefes alarak ziline bastım.
"Nerde? Saat kaçta?"
"Demek geleceksin he?"
"Sadede 1 gecelik... Sonra beni rahat bırakacaksın"
"Peki, sen nasıl istersen prenses. Saat 11.30. Benim evimde"
"Bana prenses demekten vazgeç!"
"Neden?"
"İstemiyorum"
"Ama ben istiyorum"
"Ne halin varsa gör!"
Eve girerek kapıyı kapattım. Son olarak o sözleri duymuştum.
"Gece için sabırsızlanıyorum"
İğrenç birisin Justin!11.20(Buluşmaya son 10 dakika)
Açık mavi, üzerinde lacivert ve beyaz renkte ince çizgiler olan bir gömlek giydim. Tabiki gömleğin önündeki uçlarını bağlayarak belimin gözükmesini sağladım. Altına uçları açık mavi olan lacivert şortumu geçirerek topuk kısmı gümüş renlteki taşlarla süslenmiş turuncu platformlularımı giydim. Saçımı örerek tokayla tutturdum. Meliğimi yan tarafa koyarak aynada son kez kendime baktım. Birazdan istemediğim biriyle zorla yatacaktım. Yatmak sorun değildi... Bakireliğimi yaklaşık 2 yıl önce kuzenime vermiştim. İçkiliyken... O yüzden içkiden uzak durmaya çalışıyorum. Her neyse! Saat 11.30. Gitsem iyi olacak. Telefonumu arka cebime sokuşturarak Justin'in ziline bastım. Kapının açılmasıyla Justin'in suratı bi anda donmuştu. Elini ensesine koyarak zorla gülümsedi.
"Ş-Şey hoşgeldin. Geçsene"
Tamam, onu umursama Gabby! Derin bi nefes alarak içeri girdim. O da arkamdan geliyordu. Mor ikili koltuğa oturarak ona baktım.
"Orda dikilip duracak mısın?"
Gülümseyerek yanıma oturdu. Hala bana bakıyordu.Yarım Saat sonra
Televizyonda Teen Wolf'u izlerken boynumda hissettiğim nefes ile irkildim. Justin tek tek öpücükler bırakıyordu. Bu iş erkenden bitmeli!
"Justin! Bitirelim şu işi"
Başını boynumdan kaldırarak sinsice gülümsedi.
"Demek acelecisin"
"Justin!"
"Peki"
Elimi tutarak ona dönmemi ve kucağına oturmamı sağladı. Ellerimi omzuna koyarak ona baktım. Yüzü yüzüme yavaşça yaklaşırken işe başladığını anlamıştım. Dudaklarımda hissettiğim sıcak baskıyla ellerim istemsiz olarak boynuna gitti. Belimdeki ellerini sıkarak, kucağından düşmememi sağladı. Başını koltuğa yaslamışken ben bütün bedenimle ona yaslanıyordum. Diliyle dudaklarımı aralamamı sağladı . Dili dilimle ahenk içinde dans ederken hafifçe inledim. Belimdeki ellerini kalçalarıma kaydırarak, beni kendine iyice çekti. Bir elim boynunda bir elim ise sırtındaydı. Ne kadar tatmin olsamda nefes almak için geri çekilmiştim ama alnım alnıyla birleşikti. Gülerek ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Hala kucağındaydım. Bi odaya girdiğimizde sırtım yumuşak zeminle buluşmuştu. Evet, şu sn yataktayız. Üzerime yavaşça çıkmaya başladı. Nefes nefese bana bakarken dudaklarını ıslatıp tişörtümün altına eteklerinden tutarak yukarı çekti ve tek hamlede çıkardı. Tişörtü yere atarak yine boynuma yöneldi. Bıraktığı küçük öpücükler vücudumda hafif kasılmalara neden oluyordu. Zorlukla yutkunup içimdeki zevk çığlıklarını bastırmak için alt dudağımı sıkıca dişlemiştim. Dilini boynumda gezdirmesiyle ağzımdan boğuk inleme sesiyle birlikte gözlerim kararmıştı. Evet, libidom tavan yapmıştı. Ona istekli gibi gözükmemem gerek. Bunu yapamam. Çığlık atmamak için dudaklarımı birbirine bastırarak tırnaklarımı yatağa geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biebergasm
Fanfiction"Seni seviyorum" Justin kulağıma fısıldadığında başımı kaldırarak bal rengi gözlerine baktım. "Bende seni seviyorum"