'Sayemde tanınmaya başladın işte. Bunun neresi kötü'
'Justin saçmalama! Bir piçle adımın çıkmasını istemiyorum'
Gözlerini irice açarak bana bakmaya başladı.
'Piç biri mi?'
'Yani şey... Evet, tüm okul senin bi piç olduğunu söylüyor'
'Aptallar uydurur, salaklar inanır desem?!'
'Ne yani bana salak mı demek istiyorsun sen?'
'Üstüne alınmana gerek yok'
'Nasıl yok ya! Resmen bana salak dedin'
'Bak Gabriella, istersen bu dedikoduyu unuttururuz. Bu kadar dert etme.'
Oturduğu sıradan kalkarak kapıya yöneldi. Kapının kulbunu tutup tam açacaktı ki söze girdim.
'Justin az önceki dediklerim için üzgünüm'
Kapının kulbunu bırakarak yavaşça bana döndü. Tanrım! Yaptığı gülümsemeye öldüm! O nasıl bir gülümsemedir. Bu gülümsemeyi ilk defa görüyorum yüzünde. Hey! Kendine gel Gabriella! O sen istemediğin halde seninle birlikte oldu. Bunu unutma! Derin bir nefes alarak ona yaklaştım. Parmak ucumda yükselerek yanağına bi öpücük kondurdum ve hızlı adımlarla sınıftan çıktım. Tanrım! Az önce naptım ben. Sınıfın önünde durarak dertin bir nefes aldım ve içeri girdim. Bayan Stephan çoktan derse girmişti. Hadi ama! zil çalalı 10 dakika bile olmadı. Ne bu hız. Bayan Stephan'ı takmayarak Harry'nin yanına oturdum. Soru soran gözlerle bana bakıyordu. Yalancı bi gülümseme yaparak önüme döndüm. Demi'den gitarımı alarak dersi dinlemeye başladım.
-
Justin derse gelmedi. Bende Bayan Stephan'ı dinledim. Yani dinlemeye çalıştım. Kahretsin! Evet aklım Justin'de. O gülüşü başımı döndürdü. Feleğimi şaşırdım diyebilirim. Ders bittiğinde beastimi alarak arkaya geçtim. telefonuımda ki şarkıları kurcalarken Harry'nin söylediği şarkıyı bulmuştum. Doğum günümde benim için söylemişti. Please Dont Let Me Go. Muhteşem bir sesi var. Her neyse onu övmeyeceğim. Gözlerimi kapatarak başımı duvara yasladım. Yaklaşık - dakika sonra birinin beastimi çıkartmasıyla gözlerimi açtım. Tam sağıma dönmüştüm ki Justin'i gördüm.
'Love more ha? İyi seçim'
'Justin ver şunu'
Sınıftakiler nerede? Dostum uyuya mı kaldım ben? Noluyo burda? Tamam çok soru sordum.
'Bende dinlemek istiyorum'
'Git kendi kulaklığınla dinle' Beasti havaya kaldırarak arkasına sakladı. Yerimde doğrularak almaya çalışırken ona baya yaklaşmıştım. Nefesini boynumda hissediyordum. gözlerimi yüzüne çevirdiğimde aramızda milimler vardı. Ve yüzü... Mükemmeldi.
'Öhhö!' Sahte öksürükle geri çekildim ve öksüren kişiye döndüm. Tanrım! Bu Harry. İşte şimdi sıçtım! Justin'le Harry'e bakarken Harry dudaklarını ısırarak söze girdi.
'Gabriella, gidelim hadi'
Ayağa kalkarak Justin'den beasti aldım Harry'nin peşine takıldım. Koridorda ilerlerken Harry benle konuşmuyordu. Ta ki okulun dışına çıkana kadar.
'Onun kucağında ne işin vardı?'
'Kucağında değildim'
'Gabriella sen farketmemiş olabilirsin ama basbaya kucağındaydın'
'Şey... Hey! Aslına bakarsan sana hesap vermek zorunda değilim!'
Hızlı adımlarla yolu katedmeye başladım. Apartmanın içine girerek daireme vardım ve içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biebergasm
Fanfiction"Seni seviyorum" Justin kulağıma fısıldadığında başımı kaldırarak bal rengi gözlerine baktım. "Bende seni seviyorum"