(Wherever i go - miley cyrus ile okuyun )
Ellerim saçlarıma gittiğinde kulağıma Justin'in sesi doldu bir anda.
-Saçlarını seviyorum bebeğim.-
Saçlarımı sevdiğini söylüyordu her fırsatta. Bu yüzden onlara dokunmayacağım. Kırmızı babetlerimi de giyerek banyodan çıktım. Koşarak aşağıya indim ve kahvaltı için birşeyler hazırlamaya başladım. "Gabriella?" Arkamı dönerek bana şaşkınca bakan Justin'e baktım. "Günaydın Justin" Sırıtarak ona bakmaya başladım. "B-Bu sen misin?" "Evet Bieber. Yoksa olmamış mı ?" "Çok seksi olmuşsun" "Sizin kadar olamam Bay Bieber" "Ovvv Bayan Malone. İsterseniz 2. tura başlayabiliriz" dedi odayı işaret ederek. Dudak büzerek ekmeği masaya koydum. "Üzgünüm bayım" "Hiç mi şansım yok?" Başımı olumsuz yönde sallayarak tezgahtaki bardağı kavradım. Omuzlarını düşürerek sandalyeye yerleşti ve yemeğe başladı. Elimdeki bardaktan nescafe mi yudumlarken onu izliyordum. Gerçekten mükemmel biriydi. Tanrı onu yaratırken daha fazla uğraşmış olmalı. Eşi benzeri olmayan biriydi o. Tam ona odaklanmıştım ki çalan telefon ile irkildim. Justin kalkacakken oturmasını işaret ederek bardağı tezgaha koydum ve hızlı adımlarla odama girdim. Etrafa bakınırken Justin'in telefonunun komidinin üzerinde olduğunu farkettim. Elime alarak ekrana baktım. 'Selena'. Selena? Yok, yok. Bu Sel olamaz. Onlar tanışmıyorlar bile.
Sersem! Partiyi hatırla. Selena'yla Justin'i sen tanıştırdın.
İç sesime karşılık ekrana öylece bakarken Justin içeri daldı. "Kimmiş bebeğim" "Selena" diyerek telefonu ona uzattım. Öylece ona bakarken telefonu açarak konuşmaya başladı. Yatağa oturarak onu izlemeye başladım. Telefonu kapattığında kaşlarımı kaldırarak onu süzdüm. "Yoksa bu Selena bizim Sel mi?" "H-Hayır" "Kim o zaman?" "Eski bi dost" "Hmm anlıyorum." "Ş-Şey. Hadi kursa gidelim" "Peki" Ayağa kalkarak kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açarak dışarı çıktım. Justin'de gelince yürümeye başladım. Elimi tutarak gülümsedi. Gözlerimi devirerek sımsıkı tuttuğu elime baktım. Ne oldu ki şimdi? Kursa girdiğimizde herkes bize bakıyordu. Sersemler! Dolaplardan gitarları alarak dersliğe girdik. Justin arkamda oturuyordu. Gözlerim Demi ve Harry'i ararken radarıma Selena girdi. Demi'den sonra en yakın arkadaşım oydu. Ve Justin'i arayacağını düşünmüyorum. Sel bunu asla yapmaz. Bana yaklaşarak sıkıca sarıldı. "Gabby" onu taklit ederek "Sel?" Dedim. "Seni özlemişim bebeğim" "Bende seni Sel" "Selam Justin" "Selam" Sel Justin'le konuşurken Demi'yi görmüştüm. "Tatlı Lovato'm!" Cırlamamı tüm binadakilerin duymuş olduğunu varsayarak ona sarıldım. "Bu ikisi" diyerek Sel ve Justin'i işaret etti. "Ne oldu ki?" "Konusuyorlar" "Evet" "Ve sen kıskanmadın" "Kıskanılacak bi durum yok ki" "Hmmm" "Harry nerde?" "Gelir birazdan" Omuz silkerek yerlerimize oturduk.
(1 hafta sonra)
"Justin'i gördün mü?" "Maalesef Gabby" Tanrım! Bu çocuk nerde? Hiçkimse onu görmemiş. Koridorun sonuna vardığımda bikaç ses duymuştum. Sesler yangın merdiveninden geliyordu. Sessizce oraya yaklaşarak etrafa bakındım. Cama çıkarak önce alt sonrada üst bölgemi içeri soktum. Burası boş! Duyduğum kıkırdama ile Selena'nın orda yani yukarda olduğunu farkettim. Yine kimle düzüşüyordu bu?! Gözlerimi devirerek arkamı dönmüştüm ki Justin'in sesini duymuştum. Beynimde şimşekler çakmaya başladığında yukarı çıkmaya başladım. Başımı kaldırmamla Justin'le göz göze gelmiştim. Öylece ona bakıyordum. Kalbim! Şu an çok acıyordu. Gözlerimin yanmaya başladığını anlamamla koşarak merdivenlerden indim ve koridora girdim. Etraftakilere çarparak ilerliyordum. Eve gitmek istiyorum! "Gabriella dur" Justin'in sesini duymamla birlikte koşmaya başladım. Taksiye binerek derin bi nefes aldım. "Strad 28" Adam beni başıyla onaylayarak sürmeye başladı. Demi'yi görmüştüm araba ilerlerken. Neyin olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Sana demiştim sersem! Üzüleceksin demiştim! Beni dinlememenin cezasını çek şimdi.
Eve geldiğimde ücreti vererek apartmana girdim. Ardndan da evime. Kapıyı kilitleyerek olduğum yere çöktüm. Herkesten nefret ediyorum. Lanet olsun! Kapının çalınmasıyla irkildim. "G-Gabriella!" Kapıdan uzaklaşarak ayağa kalktım. "Ben üzgünüm Gabriella" Arkamı dönerek lavaboya girdim. Aynaya öylece bakıyordum. Gözlerim saçlarıma kaymıştı bi anda. Saçlarımdan tiksinir olmuştum. Çünkü o saçlarımı sevdiğini söylemişti. Aklıma gelen fikirle çekmeceden makası aldım ve Neredeyse belime kadar uzanan kahverengi saçlarıma son kez baktım. Ardndan saçlarımı kesmeye başladım. Son kez aynaya bakarak ağlamaya başladım. Saçlarım artık kısacık olmuştu. Banyoyu öylece bırakarak odama geçtim. (anlamıyanlar için gaby miley oluyor sadece ismni değiştirdiim)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biebergasm
Fanfiction"Seni seviyorum" Justin kulağıma fısıldadığında başımı kaldırarak bal rengi gözlerine baktım. "Bende seni seviyorum"