Biebergasm

9. bölüm

Gözlerimi ağzımdan çıkan minik bi inilti ile araladım. Başım çok kötü ağrıyor. Sanki kafamın içinde son ses müzik ile parti veriyorlar. Ahh Tanrım! Yavaşça yatakta doğrularak ayaklarımı yataktan sarkıttım. Yanaklarımı şişirerek etrafa bakınırken bugünün cumartesi olduğunu hatırlamamla bi anda garipçe gülümsemeye başladım. Temelli şizofren oldum! 

I came to win, to fight, to conquer, to thrive I came to win, to survive, to prosper, to rise To fly, to fly (Hahaaa evet admininiz navy ve barbz  ) 

Telefonumun sesiyle kafamı komidine çevirdim. Kim acaba? Yataktan kalkma zahmetinde bulunmadan komidine doğru uzanmaya çalıştım. Zafer benim! Telefonumu elime alır almaz ekrandaki ismi görmemle elim ayağım birbirine dolanmıştı. Birden panik olmuştum. Justin arıyordu. Ama ben o parti, şarkı ve öpücükten sonra feci şekilde utanıyordum. Evet onunla daha önce birlikte oldum ama bi tek öpücük bana farklı gelmişti. Telefon elimde öylece bakarken arama kesilmişti. Derin bi nefes almıştım ki bi anda mesaj geldi. 

Kimden: Justin
Daha uyanmadın mı uykucu 

Elim gerçekten çok kötü titriyordu. Derin bi nefes alarak telefonu cebime sokuşturdum ve ayağa kalktım. Kahvaltı yapmam gerek. Bi anda acıkmıştım. Ne garip! Mutfağa girdiğimde masayı hazırlamak gerçekten zor gelmişti. Birden zilin sesiyle irkildim. Kapıya yaklaşarak delikten baktım. Tanrım! Justin. Kapının deliğinden ayrılarak geriye çıktım. Açamam. Yok, gerçekten yapamam bunu. Yeniden telefonum çalmaya başladı. Aceleyle cebimden çıkarmaya çalışırken Justin'in gülüş sesini duydum. "Bayan Malone, evde olduğunuzu biliyorum. Lütfen kapıyı açın" Lanet telefon! Kapının kulbunu tutarak derin bi nefes aldım ve kendime doğru çektim. "Selam" Bana yaklaşarak burnuma bi öpücük kondurdu ve "Günaydın prenses" diyerek içeriye doğru yürümeye başladı. Her an üstüne atlayabilirim. Kapıyı kapatarak peşinden gittim. "Belki güzel bi kahvaltı yapabiliriz beraber" "Bu nerden çıktı ki?" "Bilmem. -omuz silkerek gülümsedi.- İçimden geldi" "Üzgünüm Justin... -Dudağımı büzerek sehpanın üzerinde ki fotoğrafı gösterdim.-Demi ve Harry'e sözüm var" Yavaşça bana yaklaşarak elimi tuttu. "Peki... Bende gelebilir miyim?" "Sıkılmaz mısın?" Elimi bırakarak ellerini kalçama koydu. "Sen varsan asla sıkılmam." "Çok romantiksin Bieber" "Sayenizde Bayan Malone" "O zaman ben hazırlanayım" Geriye doğru bikaç adım atarak beni süzdü. "ımmm. Aslında böyle çok seksisiniz Bayan" "Pijamayla dışarı çıkmak moda olduğunda görüşürüz Bieber" Gülerek odama girdim. Dolaba yaklaşarak içinden bikaç kıyafet çıkardım ve üzerime geçirdim. 
Kahverengi, boyu kalçama kadar olan salaş bir hırka, beyaz göğüs altına kadar uzanan straplez dar üst ve altına koyu kahverengi kemerli, kahve tonlarında çiçekli bi şort giymiştim. Şortun altından çıkan beyaz ve mavi dantel desenlerle bacaklarıma oldukça yapışıyordu. Açık kahverengi tonlarında olan babetlerimi unutmam gerek. Saçlarımı ise iki yanıma salmıştım. Saçlarım Hafiften dalgalı bi durumdaydı. Çilekli ruj ve rımeli de sürerek aynaya son kez baktım. Aslında doğru mu yapıyorum bilmiyordum. Harry zaten bana kırgındı. Justin yüzünden. Demi… O Justin’i hiç sevmiyordu. Evet, iyi bir fikir değildi gelmesi. Ama artık ‘Gelme’ diyemem ki. Umarım kavga etmezler.Odadan çıkarak masadan telefonumu aldım ve Justin’e döndüm. Dudağını yalayarak beni baştan aşağıya süzdü. Yeniden! ‘Beni süzmeyi kemelisin Bieber’ Omuz silkerek bana yaklaştı. ‘Sende bu kadar çekici olma’ Vücutlarımız tamamen birbirine yapışık durumdaydı. ‘Çıkmalıyız’ ‘Anlamadım’ ‘Off sersem! Gitmeliyiz’ ‘İstersen çıkabiliriz de’ ‘Ne’ ‘Benimle sevgili olur musun’ Öylece ona bakıyordum ‘Evetse gülümse, Hayırsa dudak büz’ Dilimin tutulduğunu o da anlamıştı işte! Rezil oldum. Yavaşça gülümsemiştim ki bi anda beni kucağına aldı ve döndürmeye başladı. ‘Justin, başım dönüyor’ Beni yavaşça indirerek gözlerime bakmaya başladı. Sırıtarak. Bende ona bakıyordum. Bi anda bana sımsıkı sarıldı. 'Justin. Nefes. Alamıyorum' Bu kadar mutlu olacağını hiç dünmemiştim. Benden ayrılarak üzerini düzeltti ve elimi tuttu. 'Hadi gidelim bebeğim'