29.03.2014/ 22.32
Sevgili günlük;
O olayın üzerinden tam 6 gün geçti ve ben sana yazmayı unuttum! Özür dilerim.
Normal geçti, ama onunla muhattap olmadım. Olamadım. O da sanki bana o şeyi itiraf etmemiş gibiydi. Arada beni gördüğünde uzaktan da olsa dudakları aralanıyor; dudaklarının o esaretinden kurtaramıyordu kelimeleri. Yani öyle, yanından bile geçemiyorum.
Ah ben!
Ben onu sevdim buraya kadar tamam.
Ama o beni sevince neden bu hallere düştüm ki şimdi?! Kendimi anlayamıyorum, değişiğim.
Heh! Buraya kadar geçiştirdiğim şeyleri havada diğerleri gibi bir toz bulutu yapıyoruz! Asıl konu ney biliyor musun?
Bugün tuvalette ellerimi yıkayıp çıktım dışarı. Yemekhanede oturmuş tabağımdaki şeyleri tırtıklarken birden karşıma oturuverdi. Oysa burası öğrencilere ait yemekhaneydi.
"Nasılsın Zeynep." Dediğinde benimle göz teması kurmamaya gayret göstererek yemeğini yemeye başladı. O anki kalp atışımı tahmin edemezsiniz!
"İ-iyiyim." Diye kekelemiştim sonra yemeklerle doldurmuştum ağzımı. Bir an önce yiyip kalkmak istiyordum masadan. Ama bir yandan da onunla aynı masada oturmak istiyordum. Bana bir şeyler sormasını, benimle ilgilendiğini görmek istiyordum.
Yemeğimizi yedik; ama ikimiz de kalkmadık. İkimiz de yüzlerimiz dışında her yere bakıyorduk.
"Buraya seni sıkmak için gelmedim." Dediğinde kafamı eğip gözlerimi gümüş rengi saatime sabitledim. Yelkovana ardından akrepe baktım.
"Dediklerim yüzünden şaşkın olduğunu biliyorum. Özür dilerim, kızacağını bilemezdim. Sen de haklısındır kendince. Ben sen olsam bayağı bir tepki verirdim o başka konu." Demişti galiba. Yani buna benzer cümleler kurmuştu. Ee napıyım yanımda kayıt cihazı tutacak halim yok ya günlükcüm. Bende aklımda kalanlarla yazıyorum.
"Zaten ben gideceğim. İkimizde zor durumda kalmayalım diye başka üniversitelerle görüşeceğim. Rahat olabilirsin yani, bir daha karşına bile çıkamam yani."
Ayağa kalkmıştı. Ne ara dolduğunu bilmediğim gözlerim onun kalkışını takip etmişti. O an sanki rüyada gibiydim. Ağzımı açıp bir şeyler söylemek istiyordum ama bir kelime dahi söyleyemiyordum. Gülümsemişti her zamanki sıcacık gülümsemesiyle.
"Bunu demek için yanına gelmiştim." Dedikten sonra eline yemeği yediği küçük tepsiyi almıştı.
"Kendine iyi bak." Deyip gitmişti sonra. Ardında istemeden harabe ettiği kızı hiç düşünmeden gitmişti oysa.
Öyle günlük. Yani şu anki anlatacak bir kelime yok şu koca kelime dağarcığımda. Ağlamak istiyorum ama ağlamak ta bir yere kadar.
Neyse,
Beynimin uyuşması lazım.
İyi geceler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gerçek Günlüğüm
ChickLit▪Bu günlük hikayesi tamamıyla gerçektir. Bu hikaye benim iki yıl önceden itibaren başlayan o hikayemi anlatıyor. Tam iki yıl; 730 gün. Dile kolay değil mi? Bir kötü çocuk hikayesi değil malesef, Bir masum kızımız bir kötü çocuğumuz yok. Bir katil...