28.09.2016 / 20:49
Sevgili günlüğüm,
Eylül'ün son günlerinden birindeyim. Gece olmuş saat sekizi kırk dokuz geçiyor. Ellerim telefonun klavyesinde öylesine gezinip yeni kelimeler türetmeye çalışıyor. Ama yapamıyor doğrusu. Beynim ona yeterli komutu veremiyor sanırım. Kulağımdan benliğime akan o şarkı bile bende bir his oluşturmuyor.
Ne bileyim.
Alıştım sanırım. Galiba. Şu son zamanlar beni yordu günlükçüm. Ailem ile olan sonu gelmez kavgalarım tüm hızıyla devam ediyor; anlamıyorum aslında. Onlar bu kadar suçluyken nasıl oluyorlar da hâlâ benimle çatışma içinde olabiliyorlar?
Beni bu hale getiren onlar değil miydi zaten? Biricik annem ve babam.
Ama bir süreden sonra kızamamaya da başladım onlara; sonuçta o benim annemdi. Beni doğuran, o acıya katlanıp sevgisini bana aşılayan oydu. Benim babamdı; daima iyiliğimi isterdi.
Ah be babacığım, ah be anneciğim..
Benim için en iyisini isterken beni ne hale getirdiniz.
İsyan edemiyorum günlükçüm. Ettiğim oluyor tabiki. Etmiyor değilim. Yanımda olan bir tek yüce Allah iken ona isyan etmek niye ki? Beni yaratan o, beni en iyi anlayan içimi bilen o. Nasıl olurda ona isyan edebilirim ki? İntihar girişimlerim oldu. Oluyor da ama onu beceremiyorum.
İlaç tedavisine başladım bugün itibariyle. Arada psikiyatr ile görüşüyoruz yani. Ha bir de Gaye geldi bize. O üniversitedeki arkadaşım vardı ya! O! Annemle falan konuşmuş, bende gelsin istiyorsa dedim. Geldi. Cem ile evlenmişlerdi işte, mutlular. Ne de güzel.
Bizim Umut ile olamadığımız gibi...
Bana acıdı, gözlerinde o bakışı gördüm. Herkeste olduğu gibi...
Neyse yoruldum. İlaçlar yüzünden galiba. Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gerçek Günlüğüm
Literatura Kobieca▪Bu günlük hikayesi tamamıyla gerçektir. Bu hikaye benim iki yıl önceden itibaren başlayan o hikayemi anlatıyor. Tam iki yıl; 730 gün. Dile kolay değil mi? Bir kötü çocuk hikayesi değil malesef, Bir masum kızımız bir kötü çocuğumuz yok. Bir katil...