• A c ı •

386 50 11
                                    

Bunları buraya yazma konusunda tereddütdeydim, ama yazdım işte. Yazarken de o anları tekrardan yaşayıp gözyaşlarına boğuldum.
İnstagram; @Zeynepyilmazdan

Umut.

O gün, o yıkandıktan sonra ailesinden sadece birkaç kişiyi içeri almışlardı. Bende girmek istemiştim, yırtmıştım kendimi. Umut'un annesi zaten beni sevmezdi o da istemeyerek kabul etmişti. Birkaç kişi oradayken, aralarından geçmiştim yaşlı gözlerimle. Onu birkaç günden sonra ilk o zaman görmüştüm. Buğday teni bembeyaz olmuştu. Vücudu şişikti, ama o benim hâlâ Umut'umdu. Her türlü seviyordum ben onu. Onu o halde görmemle daha da bittim ben. Elim yanağına gittiğinde buz gibi olduğunu farkederek "Üşüyor.." dedim ama kimse beni duymadı. Belki de bu saçmalığı duymak istemediler. Göğsüne kadar olan beyaz örtüyü daha yukarıya çekmek istedim ama çekemedim. Ellerimi omuzlarına koydum, sıcak ellerim onu ısıtmaya yetmemişti. Elimi yanağına koydum.
"Hâlâ inanmıyorum biliyor musun?" Dedim ona doğru. Elimi alnındaki yaraya götürdüm "Ben burada olsaydım, ama sen olmasaydın Umut." Demiştim. Elini tutup dudaklarıma götürmek istedim ama kolu hem kaskatı olmuş, hem de ağırlaşmıştı.

"Buradasın Umut, bak tenim tenine değiyor. Ama neden yoksun? Varsın ama yoksun." Dedim hâlâ ağlarken. Omuzunu öptüğümde arkadan bir mırıldanış duymuştum ama anlamamıştım, zaten anlayacak bir durumda değildim.

"Şimdi bu seni son görüşüm mü canımın içi?" Sanki o bana cevap verecekmiş gibi soruyordum ona.

"Seni seviyorum Umut." Demiştim hıçkırıklarla. Sonra alnını öpmüştüm. Bir kez daha öpmüştüm ve sonradan bir krize girmiştim. Tabut önümden geçerken de Gaye tutmasaydı yığılabilirdim. Gaye mezarlığa gitmemem için bana yalvarmıştı resmen ama onu dinlememiştim. Umut'un yengesinin arabasında gitmiştik oraya. İlk kazılı toprağına bir şey döktüklerinde başım Gaye'nin omuzundaydı. Tabuttan kefeni çıkarttıklarında Umut un babası amcası ve dayısı tutarak onu oraya ağlayarak koymuşlardı. Sonra tahta parçalarıyla kapatmışlardı. Umut'un annesi fenalaştığı için götürmüşlerdi onu. 6-7 kişi toprak atarken içimden tüm duaları ediyordum. Tamamen kapattıklarinda bir tahta parçasına Umut ve soyadını yazıp toprağa saplamışlardı. Sonradan mezar taşı koyacaklarını öğrenmiştim. Yakınları ağlarken onlardan uzakta o toprağa bakarak bende ağlıyordum. Buraya gelenlere verilen ikramlardan almaya  gelen insanlar uzaklaşınca boşalan mezarda tek tük kişi kaldığında Gaye'den ayrılıp mezara doğru yaklaştım. Çömelip toprağını okşadım. Orada kaç dakika ağladım bilmiyorum ama Gaye beni kaldırdığında tekrar bir arabaya binip  Umut'un evinin yakınına geldik. Sonra bir taksi çevirerek bizim eve geldik. Annemler bizdeydi, pek bana yüklenmediler. Bir şey demeden odama gittim, yattım. Sonra da iyi olamadım zaten.

Benim Gerçek Günlüğüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin