MULTİMEDİA: CHARLİE
Charlie
Tanrım! İnanamıyorum! Arabamı geri geri park ederken çığlık sesi duyduktan sonra aşağıya indim ve... Bir kız baygın bir şekilde yerde yatıyordu. Yanındaki arkadaşıydı galiba. Çünkü yanında ağlıyıp çığlık atıyordu. Kızın bağırış seslerinden anladığım kadarıyla vurduğum kişinin adı Isabella. Hiç de tanıdık gelmiyor.
Hah tamam. Okulumuzun saman beyinlisi. Şimdi bunu hatırlamanın hiç sırası değil. Kızın arkadaşına dönüp konuşmaya başladım.
-Gerçekten çok üzgünüm. Bir anda oldu. Onu görmedim ve çarptım. Çok... çok üzgünüm.
-SENİN DERDİN NE GERİ ZEKALI. ŞU AN ARKADAŞIM CAN ÇEKİŞİRKEN BENDEN ÖZÜR MÜ DİLİYORSUN? AH TANRIM! ISABELLA! SAKIN KAPATMA GÖZLERİNİ. SAKIN! LÜTFEN. LÜTFEN...
Kız durmak nedir bilmeden ağlıyordu. İçim acıyordu. Hiç geçmeyecekmiş gibi... Hemen ambulansı aradım. Aramamla birlikte bütün okul da etrafımıza toplanmıştı zaten. Isabella denilen kızın arkadaşının çığlığı yetmiyormuş gibi bir de bizim halimizi gören herkes çığlık atmaya başladı. Bir anda kızın arkadaşına dönünce hiç görmediğim bir surat ifadesi ile karşılaştım. Ve daha sonra üzerime saldırdı.
-HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN. ARKADAŞIM SENİN YÜZÜNDEN ÖLÜYOR SÜRTÜK! HEPSİ SENİN SUÇUN.
Bütün herkes bizi ayırmaya çalışırken kendimi zar zor kurtardım. Zaten ondan sonra ben de gözyaşlarımı tutamadım.
-GERÇEKTEN ÇOK ÜZGÜNÜM. İSTEYEREK YAPMADIM. ÇOK AMA ÇOK ÜZGÜNÜM BEN...
Devamını getiremedim. Yapamadım...Zaten o arada da ambulans gelmişti. Ambulansa binmek için harekete geçmişken o kız konuşmaya başladı.
-Isabella. Benimle kal. Lütfen... Seni kaybetmek istemiyorum. Bensiz bir bok yapamazsın anladın mı?
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
-Geri dön. Sana söz veriyorum bir daha tişört giymeyeceğim.
Çok iyi arkadaş oldukları belliydi. Değer veriyordu en azından. Bu benim pek bilmediğim bir şeydi. Okulda popüler olsam bile arkadaş canlısı olduğum pek söylenemez. İnsanları kullanır ve bir tarafa fırlatılmış tişört gibi fırlatırım.
Her neyse, okulun ilk gününe mutlu bir başlangıç yapmadım. Ambulans giderken çocuğun biri yanıma arabasını çekti ve konuşmaya başladı.
-Atla.
İlk önce tereddüt etsem de biraz düşünmeye koyuldum. Ama vaktimiz yoktu. Bana bağırınca ürktüm.
-HEMEN!
Hiç düşünmeden arabasına bindim. Yolda o kadar çok hızlı gidiyorduk ki bir anda çocuğa dönüp
-Sakin ve yavaş ol. Yoksa kaza yapcaksın, dedim
-Tek kelime bile etme. Her şey senin yüzünden oldu bir de gelmiş konuşuyorsun.
Çok sinirli olduğu belliydi. Acaba o kızı seviyor muydu? Hiç zannetmiyorum. Onun gibi saman beyinli birine kim bakar ki... Cama yaslanıp dışarıyı izlemeye başladım.
Ben... Bir kişiyi daha öldürmek üzereydim. Belki de öldürdüm. Lanet olsun! Neden her şey beni buluyor anlamıyorum. Araba durunca hastaneye geldiğimizi anladım. Hızlıca arabadan inip hastaneye koşmaya başladık. Büyük bir ihtimalle yoğun bakıma almışlardır. Kapının oraya geldiğimizde Isabella'yı daha yeni yoğun bakıma alıyorlardı. Kızın arkadaşı hala ağlıyordu. Tabi bende. Arabasına bindiğim çocuk bana dönerek
![](https://img.wattpad.com/cover/10356309-288-k325434.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zor Görev ♥ [KISA SÜRELİĞİNE ASKIDA]
JugendliteraturÜç genç kız, Onları bekleyen zor bir görev. Ve tek bir seçim... Aşk mı? Ölüm mü? Onlar bu zor görevi başarabilecekler mi? Peki siz olsanız hangisini seçerdiniz? Üç genç kızın başına gelenleri anlatan ve ilk hikaye olan zor görev sürprizlerle sizler...