ZG-KAYIP MI? ♥

218 40 35
                                    

MEDİA: AMY

AMY

Charlie bana şaşkınca bakmaya başladı. Daha doğrusu bunları söyleyecek özgüveni nerden buldun gibi. Gülerek ona yaklaşmaya başladım. Salak hala bir şey anlamamıştı. Çok kötü bir durum, çok.

-Görüşmeyeli nasılsın, SÜRTÜK? Dedim. Bu sefer gülen oydu. Bazen şaşırıyorum. Bu kadar cesareti nereden bulabiliyor diye.

 -Vay vay vay... Bakın küçük sürtüğümüze. Bana kafada tutabiliyormuş. Bu harika.

Charlie’nin durumuna üzülüyorum. Bazen “Acaba bu salak mı?” diye kendi kendime sorarken şimdiki cevabım kesin salak. Tescilli orospu olduğu yetmiyormuş gibi tescilli kıt beyin olduğu kanaatine de ulaşmış olduk.

-Dur bakalım orada Charlie! Kafa tutmayı şimdi göreceksin, diye onun duyabileceği bir tonda sertçe fısıldadım.

Hızlıca onu ittim. Tabi beklemediği bir şey olduğu için dolaba yapıştı ve büyük bir gürültü koptu. Bizi izleyenlerin dışında tüm okul bize döndü. Charlie siniri adımlarla yanıma geliyordu. Elini kaldırıp tam bana tokat atacaktı ki hızlı bir şekilde geri kaçıp elini tuttum. Ben de ondan öyle bir hareket beklemiyordum ki elimi döndürdü ve tam kolumu kıracak hamleyi yapacakken diğer elimi devreye soktum. Diğer elini de aldım ve ikisini de büküp arkaya doğru döndürdüm. Şaşkınca bana baktı. Bende hafifçe gülerek elini sırtına gelecek şekilde daha çok büktüm ve saçını çektim. Yere oturmuş- pardon dizlerinin önüne çökmüş bir vaziyetteydi. Tüm okul bana bakıyordu. Aralarında 'Ne yapıyor bu? Charlie'ye karşı çıktı, onu dövecek' gibi fısıldamalar duyuyordum ama takmadım. O bana bir şey yapamaz. Ayrıca, o mu beni dövecek? Ahaha, hiç sanmıyorum.

-Cık cık cık. Charlie, bu sefer olmaz işte. Bakalım söyleyeceklerim karşısında bir daha tokat atmaya çalışabilecek misin? diyip onun önünde onun bana dokunamayacağı bir şekilde eğildim. İşte eğlence şimdi başlıyordu.

-Hmmm, önce şuradan başlayalım. Tüm kirli çamaşırlarını dökmeden benden ve Isabella'dan özür dile, dedim emir vererek. İsabella burada olsa keşke, eğlenceyi kaçıracak diye içimden derken bir anda onu görmemle yüzümün gülmesi bir oldu. Gözlerim süper görür bilir misiniz? Ama bizden bayağı uzak, okula yeni gelmişti. Bizi daha görmemişti. Tabi şimdilik. Birazdan Charlie bağırınca duyacağından eminim.

-Ah, kesinlikle HAYIR! dedi kesin ve sert bir dille. Onun bu haline sadece hafifçe güldüm. Ah, böyle yükseklerde olanları aşağıya indirmek bay zevkli bir iş. Fazla havalanmamak lazım. Sonucu bazen ölümden de kötü olabilir.

-Hmm, diyip kulağına yaklaştım ve devreye acı gerçeği sokmaya koyuldum.

-Şuradan başlayım o zaman. Leo’ya ne dersin? ,dedim ve tepkisine baktım. Ah, bunu görmek için gerçekten para verirdim. Ağzı düştü, gözleri pörtledi, tüylerinin diken diken olduğunu ben bile hissettim. Az önce umursamadan gülen Charlie, şimdi korkudan altına sıçacak durumdaydı. Tek kelimeyle REZALET!

-Sss-se-sen, ner-nerden bi-bi-biliyorsun? Diyip kekeleme başladı. Yüz ifadesi endişeliydi. Gerçekten onun yerinde olmayı hiç istemezdim. Ama ne yapalım? Çok iyi iş çıkartıyorum.

-Bak bakalım başka neler biliyorum? Bakıcın olduğu, sırf Leo'u unutmak için başka erkeklerle birlikte olduğun, Leo'nun senin yüzünden öldüğü, babanın erkek fahişesi olduğu, eve sürekli kadın attığı, basket takımı kaptanı ve zevk aldığın… Ha söylemeden geçemeyeceğim. Babana çekmişsin. Tip olarak bilmem ama karakterleriniz çok uygun, diyip yüzümü buruşturdum. Tabi ki bunları sadece onun duyacağı şekilde söylüyordum. Asıl hesap şimdi.

Zor Görev ♥ [KISA SÜRELİĞİNE ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin