MEZAR

27 4 0
                                    

Herkese merhabalar. Çatlak yazarınızdan yeni bir  bölüm daha geldi. Uzatmadan medyada Göktuğ var. İyi okumalar😇😇
***********************************
Göktuğ ile dağ evinde bir gece kaldıktan sonra beni evime bıraktı. Ben de ertesi sabah üniversiteye gittim. Bugün annemin ve babamın mezarlarını görmeye karar verdim. Şimdi diyeceksiniz anne ve babamın  İstanbul'da mezarlarını olması ne alaka. Onlar öldükten sonra ben de mezarlarını İstanbul'da yaptırmak istedim. İyi ki de öyle yaptırmışım. Odama girdiğimde derin bir nefes alarak dolabıma yöneldim. Siyah diz kapaklarımda biten sade bir elbise giydim. Siyah ve dantelli bir şal ve hafif topuklu siyah  bir ayakkabı giydikten sonra hazırdım. Siyah bir çanta alıp içine biraz para,telefon ve anahtarımı aldıktan sonra da evden çıktım. 5 dakika süren bir yürüyüşten sonra mezardaydım. Annemin ve babamın mezarının başıma geldiğimde ilk önce dua ettim. Sonra mezarlıklarının başlarını titreyen parmaklarımla okşarken sebepsizce ağlamaya başladım. Birkaç dakika ağladım. Omzumda el hissedince çığlık attım. Anında arkama döndüm. Gelen Göktuğ idi. Birden gözlerini gözlerime dikti. Sanırım gözaltlarım morarmıştı. Normal insanlar ağlayınca gözaltları kızarır. Ama benimkisi anında morarır amk. Göktuğ'un çenesi kasılmıştı.
"Neden gözaltların morardı? Ne oldu? Yoksa sana vuran mı oldu?? Kızım söylesene çatlatma insanı!!" Diye resmen kükreyince yerimden sıçradım. Ona dedim ki
"Benim ağlayınca gözaltlarım morarır. Sana noldu neden geldin?"
"Evine gittim kapını çaldım. Açılmayınca  ben de korumalarıma seni  bulmalarını söyledim. Ve karşındayım." Dedikten sonra bileğime ahtapot gibi yapıştı mk. Beni  bir arabaya bindirdikten sonra arabayı sürdü. Ben de ağlamanın vermiş olduğu yorgunlukla uykunun beni esir almasına izin verdim.
**********************************
Birden havalanınca neye uğradığımı şaşırsam da tanıdık koku ile rahatladım. Yavaşça gözlerimi açtığımda bir yatakta olduğumu gördüm. Meraklı ben odayı incelemeye başladım. Oda mavi ve beyazlar içindeydi. Oldukça sevimliydi. Kapı hayvan gibi açılınca dikkatimi odadan kapıya verdim. Gelen Göktuğ idi. Tam karşıma oturdu.
"Acıktın mı? Ne yaptırayım." Dedi. Kıkırdayarak
"Ben döner istiyorum. Sen ne yiyeceksin?" Soruma kıkırdadı. 
"Sanırım ben de döner yiyeceğim."
Sonra yataktan kalktı. Ben de salona indim. Üstüme baktığımda aynı elbiselerle duruyordum. Sıkıntı içinde ofladım. Göktuğ siparişleri verip yanıma oturdu.
"Ne oldu?"
"Evde hiç rahat kıyafet var mı?" Soruma karşılık beni -yine- bileğimden tutup az önce uyuduğum odaya götürdü. Salak kafam. Dolaba neden bakmadıysam.  Göktuğ elime bir kaç kıyafet verdi. Ve alnımdan öperek
"Şimdi ben çıkıyorum. Bunları giy ve aşağıya gel. Tamam mı meleğim." Dedi. Başımı tamam anlamında salladıktan sonra  Göktuğ odadan çıktı. Elime verdiklerine baktığımda sırıttım. Kot pantolon, üstüne bir omzu açıkta kalan bir beyaz tişört ayakkabı olarak da sandalet vermişti. Çabucak giyindikten sonra aşağı indim. Göktuğ bana bakıp gülümsedi. O sırada kapı çaldı. Gelen siparişimizdi. Adama para verip teşekkür edip kapıyı kapattım.
***********************************
Birkaç saat sonraydı. Göktuğ ile yemeklerimizi yiyip salona geçmiştik. Film izliyorduk.  Birden Göktuğ'un telefonu çaldı. Özür dileyerek başka odaya gitti. Ben ise filmi izlemeye devam ettim. Filmin türü komediydi. Göktuğ odadan çıktığında ise kaşları çatılmıştı ve sinirden çenesi kasılmıştı. Gergin olduğu her halinden belliydi. Bana yaklaşarak yanağıma minik bir buse kondurduktan sonra
"Güzelim, benim bir ufak işim var. Seni arabayla evine bırakayım.  Bana darılma olur mu?" Tamam dedikten sonra elimden tuttu ve beni arabaya bindirdikten sonra arabayı çalıştı. 10 dakika sonra evimin hemen önündeki.  Tam arabadan Göktuğ'a teşekkür edip eve girecektim ki Göktuğ bileğimden tutup beni koltuğa oturttu.
"Hani teşekkür öpücüğü yok mu??" Dediğine kahkaha atıp yanağından öptüm ve geri çekildim. O ise kapadığı gözlerini sinirle açıp bana dik dik baktı.
"Öyle öpüşmek,  böyle öpülür." Dediği gibi ensemden tutup beni kendine yaklaştırdı. Ve dudağıma minik bir buse kondurdu. Ben utançtan kırmızı kesilirken o ise bana bakıp uzun bir kahkaha attı. Ona dönüp teşekkür ettim. Ve arabadan indim. Kapıyı kapattığım gibi yine tekerleklerin anasını ağlatarak gitti. Ben de evime girdim.
***********************************
Ee beğendiniz mi? Umarım beğenmişsinizdir. Neyse ponçiklerim kendinize iyi bakın. Görüşmek dileğiyle 😇😇😘😘😘😘

Defne Ve HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin