Öncelikle hepinize merhabalar ponçiklerimm. Bu bölümü nedense fazla uzun tutmak istedim. Bu bölümü hayatımın anlamı olan ZeyNep049342 ithaf etmek istiyorum. Bu bölüm sana gelsin kardeşim. 😍😍 Çok uzattım,hepinize keyifli okumalar dilerim.
****************************
Yanımdaki tanıdık efso vanilya kokusu ile uyan- Lan beni kaçırdılar mı amq. Ama bu koku sadece Göktuğ'dan var. Aman Allah'ım yoksa benim yüzümden benle Göktuğ'u kaçırıp ardından psikopatça bizi cümle aleme ibret olsun diye aynı yatakta mı uyuttular??Pislikler. Benim çişim gelmişti ama bu düşünceler yüzünden kaçtı mq. Bir dakika. Eğer bizi kaçıran adamlar uyanmadıysa bizim için firar etme şansımız var. Acele ile gözlerimi açtım. Üzgünüm Göktuğ ama uyandırmam lazım. Şu tatlı halini bir kaç dakika daha seyrettim ve yanağından hafif öptüm.
Şimdi uyandırmam gerekiyordu ki bir an önce kaçabilelim yoksa valla bizi kıtır kıtır keserler amq. Herneyse diyip Göktuğ'u hafifçe (Az kalsın omuzu çıkacak diye aklım çıkıyordu amq.) omuzlarımdan sarsmaya başladım. Biraz mırıldandıktan sonra uyandı çok şükür. Bana kızgındı galiba. Ama bilmeliydi psikopatlar tarafından kaçırıldığını değil mi?
"Sonunda sevgilim. Bir an öldüğünü zannettim. Ama yakında yine öleceğimizi bildirmek isterim."
O ise bana 'ne oldu amq.' bakışı attı.
"Anlamadın mı sevgilim benim. Hatırlarsan hani ben Nazlı ile yatıyordum ya gece. Heh. Sonra da ben ve seni kaçırıp,aynı yatakta uyutmuşlar işte"
Bana bakıp kahkaha atmaya başladı. Ben ise neler olduğunu anlamadığım için Göktuğ'un suratına bön bön bakıyordum.
"Meleğim biz evimizdeyiz. Nazlı'yı Savaş çağırmış,o yüzden gitti. Biz ise kaçırılmayız. Ben asla seni ikinci defa kimseciklerin eline vermem merak etme. O yüzden için rahat olsun."
Göktuğ ben eve geleli ilk defa bu kadar uzun bir cümle kurmuştu. Ben kafamı tamam manasında salladıktan sonra Göktuğ benim için dolaptan kıyafetler seçti. Acaba evlenince de mi böyle mi olacak diye aklımdan geçmedi değil. O ise dolapta uzun bir şeyler bulma çabasında idi. Kararımı vermiştim. Eğer Göktuğ ve Savaş izin verirlerse en yakın zamanda Nazlı ile mafya olacaktık. Benim için çok iyi olurdu. Göktuğ bile bilmiyordu ki biz Nazlı ile 9.sınıftan beri sadistik. Göktuğ zafer sırıtması ile bakınca ona bu sırrımı ve kararımı söyleyecektim.
"Biriciğim benim. Meleğim bizim aslında Savaş ile ben hani mafyayız ya bizim babalarımız öldürülmeden önce baya büyük bir şirket kurmuşlardı. Savaş ile biz bu şirketi 16 yaşından beri ortak olarak yönetmekteyiz. Ben son zamanlarda şirketi birkaç telefon görüşmesiyle halledebildiğim için senle bu kadar çok zaman geçirebildim. Şimdi ben de diyorum ki siz de bizim şirkette sen benim, Nazlı da Savaş'ın asistanı olarak işe girse olur mu? Ben fark ettim ki siz son zamanlarda baya sıkılıyorsunuz. Biraz da olsa can sıkıntınız geçer belki. Şimdi elindekileri giy. Ama bir şartla. Ben de burada kalacağım." Ben de elindeki kıyafetleri elinden nazikçe alıp, bir çırpıda giyindim ama giyinirken utanmadım desem yalan olur mk. Üstümdeki kıyafetleri utancımdan dolayı hızlıca geçirdiğim için bakma fırsatı bulamadım ki amk. Üstümde ise soluk yeşil renginde ve karın bölgesini hafifçe açık bırakan ve kalın bir tişört, altıma ise siyah yüksek bel ve dar olan pantolon,tişörtün üstüne ise bordo önü kısa,arkası uzun bir hırka vardı. Ayakkabı ise tarif edemeyeceğim kadar güzel olan bir bottu.
•••BOTU•••
Üstümdekilere baktıktan sonra yatağıma oturdum ve Göktuğ'u da yatakta oturmasını istedim. O da oturdu ama beni kucağına aldı. Ona kararımı ve Nazlı ve benimle ilgili olan sırrımı itiraf ettim. O ise sırrımı koruyacağını söyledi. Kararımı ise onayladı. Ama ilk önce bizi bir sürü dövüş kurslarına götüreceğini açıkladı.Galiba şu an dünyanın en mutlu insanı bendim. Mutluluktan kahkaha attım. Göktuğ ise beni çenemden tutarak ona bakmamı sağladı. Bakışları dudaklarıma kaydı. Dudağıma doğru sıcak bir nefes üfledi. Kalbim şuan dört nala koşuyor mübarek. Midem ise kıpır kıpır. Daha sonra şöyle dedi:
"Seni şuan öpmek istiyorum. Meleğim benim." Dedikten hemen sonra dudağıma yapıştı. Hiç tereddüt etmeden karşılık verdim. Başta öpüşü yumuşaktı ama ben karşılık verince sertleşti ve erkeksi hırlamalar çıkarmaya başladı. Birkaç dakika daha öptü beni. Sonra dudaklarımdan ayrıldı. Altımdaki hafif sertliği hissetmemle utandım. Yanaklarım alev alevdi. Utandığım için bakışlarımı yere döndürdüm ve daha çok kızardım. Yüzüm alev alevdi. Göktuğ beni kucağından nazikçe indirdi ve kendisini yatağa saldı ve sadece birkaç saniye daha öyle kaldıktan sonra odamın kapısına doğru gitti.
"Meleğim ben giyinip geliyorum. Eğer seni o pozisyonda tutmaya devam etseydim daha fazla kendimi tutamazdım. Neyse. Ben arabayı birazdan çalıştırırım." Dedikten sonra odamdan gitti. Birkaç dakika sonra araba motoru sesi ile kendime geldim ve siyah altın sarısı zincirleri olan bir çantaya telefon,kulaklık,kalem ve ona uygun minik bir not defteri,son olarak ise evin anahtarını aldım ve arabaya bindim. Evden çıkmadan önce de siyah bir mont giydim.
10 dakika süren yolculuktan sonra şirkete gelmiştik. Arabadan iner inmez ağzım açık kaldı. Göktuğ ise ağzımı kapayıp gülümsedi. Resmen bir yüz katı falan vardır. Göktuğ beni belimden sahiplenircisine tuttuğunda binadan içeri girdik. Yerler altın döşemeydi. Asansöre bimdikten sonra Göktuğ 32.kata bastı ve beklemeye koyulduk. Asansörde yalnızdık. Aklıma fesat fesat düşünceler gelince kafamı iki yana hafifçe salladım. Birden Göktuğ'un bana dönmesiyle korkuyla yüzüne baktım. O ise dudağıma ardı ardına iki öpücük koyup,belimdeki elini biraz daha sıkılaştırdı. Asansörün kapısı açıldığında ise karşımıza iki o******* çıktı. Birisi siyah ve dar mini bir elbise giymiş,siyah topuklu ayakkabılar ve kırmızı rujluydu ve sarı oldukça uzun ve dalgalı saçlara sahipti. Diğeri ise kızıldı ve siyah mini ve deri bir etek,üstüne ise siyah bir büstiyer giymişti. O da kırmızı ve koyu bir ruj sürmüştü. Göktuğ'u görünce resmen ona yiyecekmiş gibi baktılar ve aralarında kıkırdadılar. Göktuğ ise onlara iğrenerek baktıktan sonra bir odaya yöneldi ve kapıyı açtı. İçerisi oldukça konforluydu. İki siyah uzun ve yumuşak koltuk vardı. Odanın sağında ve solunda ise şu devasa camlardan vardı ve ortasında siyah bir masa vardı. Masanın sağ ve solunda ise iki mavi koltuk vardı. Masanın arkasında ise siyah ve oldukça rahat görünen bir bilgisayar sandalyesi vardı. Geniş koltuklara kendimi bırakmadan önce de devasa camların önünde olan iki askılıktan birine montumu
astım ve koltuklara kendimi bıraktım. Göktuğ'un telefonu çaldı ve odadan aceleyle çıktı. Bana ise çıkmamam konusunda uyardı. Ven ise peki dedim. Yorgunluktan kapanmak için yalvaran gözlerime daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım.
***********************************
Uyandığımda Göktuğ'un odasında olan yan odada uyuduğumu anlamak zor olmadı. Sağa doğru gözlerim kaydı. Göktuğ ile benim odamın arasında cam bir duvar vardı. Birden gözlerim doldu. Göktuğ o patron odasında oturmuş ve üstünde sabah karşılaştığımız sarı sürtük vardı. Üstelik de sürtük Göktuğ'u öpüyordu. Göktuğ ise hareketsizdi. Bana bunu ne cürretle yapardı!! Ben ise çantamı ve montumu aldım. Göktuğ'a çaktırmadan odadan çıktım. Tam ofisin çıkışına gelmiştim ki bileğimden tutulmam ile sert bir nesneye çarptım. Başımı kaldırdığımda bunun Göktuğ olduğunu anlamam uzun sürmedi. Bana acı çekiyormuş gibi bakıyordu."Meleğim inan ki seni aldatmıyorum. Yemin ederim. Sadece senin uyuduğunu görünce sesten rahatsız olma diye seni yan odaya taşıdım. Sonra o sürtük geldi ve bana dosyadan bir şey gösterme bahanesi ile kucağıma oturdu. Sonra ani hareketiyle ne yapacağımı şaşırdım. O sırada da sen gördün ve doğal olarak öyle algıladın." Dedi ve beni acele ile eve götürdü. Kendisi de sonra şirkete gitti. Onu bir süreliğine affetmeyecektim. Bunda kararlıyım.
***********************************
Bu bölümü uzun tutmak istedim tam tamına 1132 kelime tuttu bölüm. Meleğim ithaf ediyorum bu bölümü tekrardan 😍😍 Neyse kendinize iyi bakın ponçiklerimmm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne Ve Hayatı
De TodoÜniversiteye giden bir ne çirkin ne de güzel bir kız düşünün. Bu kızın hayatına bir kızların gözdesi mafya ve Playboy olan Göktuğ Demir girerse ne olur?