31.Bölüm

22.2K 781 27
                                    

Yorum ve voteleri unutmayın:)

-----

Ayna karşısına geçmiş sırtı bana dönük gömleğinin düğmelerini ilikleyen Barana iç çekerek baktım. Ben gün geçtikçe kilo alırken o benim aksime şu iki ay içinde vücüdunu daha da yapılandırmıştı.

Düğünden sonra küçük bir balayı yapmıştık. Tamam Baran her ne kadar balayı saçmalığına girişmek istemesede Mirhanın kulağına söylediği şeyle fikrini hemen değiştirmiş apar topar balayı yapacağımız otele geçmiştik.

Döneceğimiz sırada ise Haşim ağanın ölüm haberi ilede yıkım çökmüştü üzerimize. Konağa nasıl varmıştık evdekileri hastaneden nasıl toplamıştık bilinmezdi.

Havin ana bir yana Zelal ana perişan olmuştu. Bir ay kimseyle konuşmadı. Dile kolay kos koca bir ay. Sonradan yavaş yavaş mira ve yusufun sayesinde kendini toparlayıp konağın hanımı olarak yapması gerekenleri yapmıştı.

Ha bu arada Medine doğum yapmıştı. Oğlu olmuştu. Adınıda yusuf koymuşlardı. Yusuf Ömer Yiğitoğlu.
Şimdiden konağın kızları etrafında pervane olmuştu.

Mirhan ise Mira ile Yusuf Ömer için bir gelecek düşünmüş,etrafta bu benim gelinim diye dolanıyordu.

Biz konak halkı olarak ona kahkahalarla gülerken Baran yumruklarını konuşturuyordu.
Sen misin benim kızımı alacak olan diye.

"Daldın"diye nefesini ensemde hissettiğim Baranla irkilip omzumun üstünden ona baktım. Yüzümde aptal bir tevessümle. Kötü değilde iyi anılar hafızama akın edince iyi geliyordu.
"Sorun mu var"diye sorduğunda ise başımı olumsuz anlamda sallayıp "Hayır yok. Eskilere daldım"dedim gülümseyerek.

Bakışları dudaklarıma odaklandığında içim kıpır kıpır olmuştu. Uzun zamandır dudaklarımız birbirine temas etmiyordu. Sebebi yok. Sadece her yakınlaştığımız anda ya pat diye odaya bir Mirhan veya Havin/Zelal ikilisi dalar yada miranın ağlaması ile istemeye istemeye birbirimizden uzaklaşırdık. Geceleri ise işleri nedeniyle bu aralar erken uyuyan Baranla umudum yerle bir oluyordu.

"Eskilere değil geleceğine bak"deyip kollarını belime dolayıp kendine çekmesi ile bende ellerimi ellerinin üzerine koyup beni kucağına oturtmasına izin verdim.

"Af buyrun ağam. Hatamı mağruz görün geleceğime odaklanmaya çalışacağım Baran ağam"dedim kollarımı boynuna dolarken.

"Bakma öyle"dedi kaşlarını çatıp.

Ne olmuştu birden sinirlenecek?

"Nasıl bakıyor muşum?"dedim tek kaşımı havaya kaldırmaya çalışarak.

"Gel beni becer dercesine bakıyorsun"

Bunu demesiyle kırmızı lahana gibi kızaran yüzüme aldırmadan yumruk yaptığım bir elimi omzuna sert bir şekilde geçirdim.

"Edepsiz,terbiyesiz,saygısız,uslanmaz adamın tekisin. Insan çocuğunun annesine öyle bakıyorsun dermi ?"dedim kucağından kalkmaya çalışarak. Ben adama burda hasret çekerken onun dediği şeye bak.

"Doğruları söylemek ne zamadan beri suç oldu"dedi kalkmamı engellerken.

Cevap vermeyip dik dik ona bakarken o yüzüme gelen saçları omzundan aşağı sarkıttı. Başını boynuma gömüp burnunu orala sürterek kokumu içine çekmesiyle derin bir nefes alıp hamilelikten kalan azgın hormonlarımı dizginlemeye çalışıp kendimi geri çektim.

Benim aksime ustaca tek kaşını havaya kaldırıp bana bakarken omuz silkip "Bana öyle bakma?"dedim onun taklidini yaparken.

"Nasıl"

Bir Kuma Hikayesi✅ #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin