Öpücükten sonra, bir hafta boyunca çocuğun yüzüne bakmamış –bakamamış- olması kesinlikle hormonlarının suçuydu. Çünkü o öpücük, başka anıları da canlandırmıştı –mesela bekaretini kaybettiği gece- ve Agnessa, Pietro'ya bakarsa eğer üzerine atlayabileceğini düşünüp duruyordu. Aynı zamanda da, Dimitri denen adamdan güç kontrolü konusunda şu son bir haftadır ders alıyordu.
Alamıyordu, daha doğrusu.
Çünkü en ufak bir adaptasyon sorununda çalıştıkları odanın cam duvarları çatlıyordu, veya etraftaki masalar havada uçuşuyordu. Siyahlıklarını kontrol etmesi gerçek anlamda genç kadını zorluyordu. Wanda'da ona yardım etmeyi deniyordu, fakat kırmızı büyüyü içine çekip daha da güçlenen siyah büyü işleri hiç de kolaylaştırmıyordu. Bir de William ve Sasha durumu vardı, elbette. Kızın zihni sanki düşünceyle dolu değilmiş gibi bir de o ikisi meşgul ediyordu. Bir hafta içinde üç kez gizli mesajlar ve videolar almıştı, hepsi de o ikisindendi ve kimseye söyleyemiyordu. Hoş, günü zaten o kadar doluydu ki zihnini okuyabilecek bir Wanda'da göremiyordu bazen.
"Bak şimdi, senin güçlerin çok özel. Bunu biliyorsun. Ama adı üzerinde, senin onlar. Aklında görünüşünü geçir. Siyahlıklarına sen hükmet çünkü senden başkası yapamaz. Ve lütfen, bir daha cam kırma. Sonra neler oldu diye Pietro bakmaya geliyor ve sen de ortadan tüyüyorsun." Dimitri, kibarca uyarısını yapıp, kollarını göğsünde kavuşturduğunda Nessa göz devirerek onayladı ve Dimitri'nin duygularına ulaşmak uğruna gözlerini yavaşça kapattı. Kendini Dimitri'yle test ediyordu çünkü o ölmezdi. Ellerinin karıncalandığını bilerek ve siyah büyünün devreye girmesine izin vererek adamın ilk duygusunu ağa gelen balık edasıyla yakaladı. Merak. Sonra diğer duygular da peşinden geldi.
Merağın yanında kök salmış endişe tohumlarını siyah büyünün yok etmesine izin verdi. Adamın rahat bir nefes aldığını hayal meyal hatırlıyordu. İş, daha da ileriye gitmeye başlayıp, zarar verme aşamasına gelince acıyla titrek bir nefesi içine çekti. Zihninden emretti itaatkar olmaya artık hazır büyüsüne.
'DUR!'
Bu emirle beraber, büyü geri çekilip, genç kadına teslim olurken Nessa yavaşça gözlerini açtı. Çoğu ajan ve İntikamcılar üyesi cam duvarlardan kıza hayranlıkla bakıyor, ona saygı gösteriyorlardı. "Onu kontrol ettin." Dimitri, çöktüğü yerden nefesini ayarlayarak kalktığında gülümsüyordu. "İnanılmazdın, sanki sesin kulaklarımda çınladı. Eski Agnessa bile bunu yapamazdı." Kızın suratı anında düştü. Eski Agnessa. Anıları olan Agnessa.
Kendisinin de anıları vardı, sadece onlara ulaşması vaktini alıyordu. "Eski veya yeni diye bir şey yok." Masadaki şişeden bir yudum su içtikten sonra cam kapıdan çıkarak ayrıldı eğitim salonundan. Değiştiğini biliyordu. Sonuçta dünyada yaşıyorlardı ve içindeki bir taraf, hala insandı. Değişim normaldi. Ama eski haliyle kıyaslanmak, işte bu değişime karşı olduğu tek noktaydı.
"Hey Ness, nereye?" Arkasından gelmiş olan metal kollu adama baktı. İsmi.. "Bucky." Adam ne düşündüğünü anlayıp anında yanıtlarken kız gülümsedi. "Odama gidiyordum." "o zaman odana kadar eşlik edeyim, hem de bazı sorularım olacaktı." Nessa onay verirken, yan yana uzun koridorda yürümeye başladılar. "Mila.. O bu aralar biraz tuhaf davranıyor. Ben de senin bileceğini düşündüm. Şu anda da seni zor yakaladım. Bir haftadır ne zaman yanına gelecek olsam Mils beni alıkoyuyor." Ortam, gözle görülebilir şekilde gerilirken aynı gerginliğe oranla kızın cep telefonu yüksek sesle çalmaya başladı.
Bilinmeyen numara.
"Açsana?" Bucky, kıza telefonu işaret ettiğinde Ness silkelenerek telefonu açtı. "Alo?" Hırıltılı bir ses işitti. "Merhaba, Nessa." Bu Sasha'ydı, yüzde yüz emindi ama bilmemezlikten geldi. "Siz de kimsiniz?" "Bence sen bu sorunun cevabını gayet iyi biliyorsun, kızım." Gözleri eş zamanlı olarak büyürken içinden küfretti. "Senin kızın falan değilim. Sizin yanınıza ait değilim. Benim ailem burada ve yuvam da burası." Derin derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştığında Sasha Radford, güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Time|| Lost Souls » 2
Science Fictionİntikamın soğuk rüzgarı demir gibi işlerken tenine, Geçmişin kanı bekler seni kalbin dönemecinde. Kum taneleri gibi süzülürsen acının dengesinde, Kötülüğün gölgesi yok eder seni tek bir gecede. **** Yok oluştan doğan başlangıç ne kadar temiz olabi...