1.HAYAT 5.BÖLÜM
Araç hızla ilerlerken başına siyah torba geçirilen Batuhan çok korkmaya başladı. Ön tarafta oturan Çekiç ise haddinden fazla keyifliydi, Batuhan'ı sorunsuz bir şekilde almanın keyfini yaşıyordu. Şimdi sırada en sevdiği kısım vardı, işkence. Acı çektirmekten zevk alan bir yapısı vardı Çekiç'in, her götürdükleri adamın birkaç tane parmağını çekiciyle ezmeden rahat edemezdi. Neşesi yerindeydi ve radyoda çıkan türküye eşlik ediyordu. Batuhan'ın ise korkusu git gide artıyordu, başındaki siyah torba yüzünden de hiçbir yeri göremiyordu. Nereye gittiklerini görmemek ve bilmemek içindeki korkuyu git gide arttırıyordu. Bu kaçırılma olayında Defne'nin babasının parmağı olduğunu düşünüyordu, muhakkak onun işiydi bu." Daha ne istiyor bu adam bizden?" diye düşündü, "Evlendik artık daha ne istiyor?"
Çekiç önde yüksek sesle türküler söyleyerek tenha bir yerdeki terk edilmiş deponun önüne geldiler. Batuhan'ı araçtan indirip kollarına girerek içeriye soktular. Çok korkuyordu Batuhan, bu adamlar ciddi ve kendisine zarar vermeye meyilliydiler. Küf ve pas kokulu boş bir depoydu burası, tam ortada demir bir masa ve yanında da iki tane sandalye vardı. Batuhan'ı sandalyelerden birisine oturtarak başındaki torbayı çekip çıkarttılar. Gözlerini kısarak baktığında ilk gördüğü şey demir masanın üzerindeki kurumuş kan lekeleriydi, fazlasıyla korku çöktü içine. İki iri yarı adam sandalyenin hemen dibindeydiler ve kaçma ihtimaline karşı tetikteydiler.
Kirli camlardan sızan güneş ışığıyla aydınlanıyordu içerisi. Yüzündeki yaralar ve yarık kaşıyla Çekiç dikildi karşısına, ince sarkık bıyıklarını çekiştirerek gülümsüyordu. Sık sık yağlayarak parlattığı çelikten yapılma çekici belinden çıkararak birkaç defa hafifçe salladı. İçeriye sızan güneş ışığıyla pırıl pırıl parlıyordu çelikten yapılma çekiç. Hayran gözlerle çekicini seyrettikten sonra gülümseyerek Batuhan'a döndü.
"Ben neden tabanca kullanmam biliyor musun delikanlı? Tabanca ile öldürmek çok kolay olur da ondan, tetiği çek bırak bu kadar. Ama çekiç öyle mi? Dil çözmekte, konuşturmakta, sorun çözmede birebir. Şu kadarcık alet var ya tam 450 gram geliyor, bir vuruşta serçe parmağını dümdüz eder yani."
Batuhan korkudan ne yapacağını şaşırmıştı, sesi titreyerek:
"Benden ne istiyorsunuz?"
Çekiç alay edercesine gülümsüyordu karşısında.
"Hemen pes etme delikanlı, ben senin birkaç tane parmağını ezdikten sonra pes et. Koyuverme kendini hemen, biraz cesur ol."
"Ne istiyorsunuz benden dedim?"
Sandalyesini ters çevirerek oturdu Batuhan'ın karşısına, çekicini masaya iki defa sertçe vurarak bağırdı.
"Bu gece pılını pırtını toplayıp bu şehirden gideceksin, Defne'yi de hayatından sileceksin! Onunla aynı ev bir yana aynı şehirde bile görürsem seni kırılmadık kemiğini bırakmam! Beni iyice anladın mı?"
Batuhan endişeyle yutkunduktan sonra:
"Bunu yapamam."
Çekiç sevinçle kollarını yanlara açarak sandalyesinden kalktı.
"Aferin ulan sana, yürekli adamsın vesselam. Ben de kaçıp giderim diyeceksin diye korktum, yoksa çekicimi nasıl kullanırım sana karşı?"
Başı ile işaret ettiğinde adamlar Batuhan'ın elini tutarak demir masanın üzerine yapıştırdılar. Batuhan ne kadar zorlasa da elini kurtaramıyordu onlarda, son bir çırpınışla:
"Siz bana eşinden boşan diyorsunuz, doğacak olan çocuğunu bırak git diyorsunuz, ben bunu yapamam."
Çekicini tam Batuhan'ın serçe parmağına vuracakken durdu ve doğruldu, ciddiyetle baktı onun çaresiz ve endişeli yüzüne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ HAYAT BİR ÖMÜR (KİTAP OLDU )
Misteri / Thriller*Çalışmalarım noter tasdikli olup izinsiz kullanılması ve çoğaltılması yasaktır* İki farklı hayat kesişir bir noktada, ümitsizlik ve çaresizlik içindedirler. Bir ömrü birlikte yaşamak için fazlasıyla gayret sarf etmeleri gerekmektedir.