26. Bölüm

24 1 3
                                    

Yaklaşık 2,5 haftadır Emir de kalıyordum. Artık en yakın arkadaşım olduğu için ona yaşadığım her şeyi anlattım. Hemde en başından.

Ailemolmayan ailemi terk ettiğim için bir işe başlamıştım. Oyuncakçıda part time çalışıyordum... yani  kovulmadan önce çalılıyordum diyebilirim. Yeni gelen oyuncak olan mancınığı denerken bir çocuğun alnının ortasına yumurta attığım için annesi beni şikayet etmişti. {kadın haklı Selin. Çocuk iki metre yere yapıştı} tamam iç ses sıra daha sende değil

Evet iç sesimin de dediği gibi çocuk bildiğiniz yere yapıştı ama çok komik bir manzaraydı yani eğer bir nedenden dolayı kovulacaksam o da bunun olmasını isterdim.

Oyuncakçıdan sonra bir kafe de işe başlamıştım. Neyseki ondan daha kovulmadım ama o da yakındır.

Berk e gelince... Berkle o sürtük olayından beri görüşmüyorduk. Ne o beni aramıştı nede ben onu.

Gıcık Kaan ise hala Damla ile çıkıyor. Sanırım onu sevmeye başladı. Buda benim için iyi haber demektir. Çalıştığım kafeye geldiğimde içerden önlüğümü alıp belime bağladım. Garson arayan birini gördüğümde yanına gidip siparişini aldım. Ve içeri girecekken görmem gereken ama görmek istemeyeceğim şeyi görüp sinirle inledim.

Berk ve onun 'kızıl meleği' (!) ~Berk ona böyle diyormuş~ bir masaya oturduklarında içeriye geçtim. Tezgahın arkasından onları izliyordum. Tırnaklarımla ritim tutmaya başladığımda Garson arkadaşım Altay yanıma geldi. "Noluyo Selin?"

"Hiiç yok bişey" biraz düşündüm... ona bu buluşmayı zehir etmeliydim. aklıma gelen fikirle gülümsedim. "Altay beni tanımıyorsun tamammı birde benim yerime bakar mısın sadece 5 dakikalığına"

Onayladığında gidip önlüğümü çıkarttım. Kafenin arka kapısından çıkıp ön kapısına geldim. İçeri girdiğimde sanki onları yeni görüyormuş gibi şaşkın davranacaktım. Onlara baktığımda kız Berk e pasta yediriyordu. Yanlarına gidip "Berk!" Dedim. Berk arkasına döndüğünde Beni görünce şaşırsada gözlerinin içi parlamıştı ve nirazda sırıtmış olabilir. "Selin?" Şaşkın gözükmeye çalışarak "ne yani beni bu kızla mı aldatıyorsun?" Dediğimde gülümsemesi gitti ve 'kızıl meleğine' (!) döndü.

Kız ağlamaklı ve şaşkın bir şekilde bakıyordu. "Berk bu kız kim?" Dediğinde kıkırdadım. Ama şu an beni umursuyor gibi görünmüyorlardı. Berk sessiz kaldığında kız bela okuyup önlerindeki çikolatalı-krokanlı pastayı Berk in yüzüne yapıştırdı ve kalktı Berk kızın kolunu tutup "Melek" dediğinde kız Berk in kolundan kurtulup kafeden çıkıp gitti. Neden kızıl melek olduğunu anladııım kızın adı Melek

{ohaa Selön çk zkisin snin iç sisin olmktn grur dyuyom}

Bilyorum biliyorum alkışa gerek yok

Tuttuğum bütün kahkahamı bırakıp anıra anıra gülmeye başladım. Berk sinirli bir şekilde bana döndüğünde sandalyeye tekrar oturdu bende karşısındaki sandalyeye oturdum. "Yazık.. pasta çok güzel görünüyordu" dediğinde hınzırca sırıtıp parmağıyla dudağını gösterdi ve "istersen burdan yiyebilirsin" dedi. Bende aynı şekilde sırıtıp ona eğildim ve elimle kremadan aldım.

"Ama böyle olmadı" diyince "ama nasıl alacağımı söylememiştin" dedim. Bana sadece göz devirdi ve yüzündeki pasta kalıntılarını temizlemeye başladı.

"Sen niye benim ilişkimi maf ediyorsun hem bundan sana ne Emirle çıkmıyormusun sen?"
"Bunu da nerden çıkarttın?"
"Emirle yaşıyormuşsun"
"Evet ama mecburiyetten. Biraz olaylar olduda"

Biraz düşündü. Sonra bir an gülümsedi ve tekrar bana döndü. "Ha sen beni kıskanıyosuun" diyip sırıttı. "hayır sadece ödeştik"
"kıskandın"
"Hayır kıskanmadım"
"Selin kabul et işte kıskandın"
"Üf ne biçim küfür o öyle ağzına hiç yakışmadı" ağız dolusu güldüğünde bende güldüm. Ne kadar onu görmek istemesemde... sanırım onu özlemiştim.

OYUNBOZAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin