29. Bölüm

20 0 0
                                    

Kapıyı açıp balkondan dışarı çıktım ve "ne kadarda sıkıcı bir hayaaat" diye bağırdım. Dün akşam herkes eve geldiği gibi uyumuştu ve benim içimde garip bir his vardı. Üzülüyordum ama nedenini bilmiyordum. Şuan da baktığım rahatlatıcı deniz manzarası bile beni sakinleştirmeye yetmiyordu.  Canım acıyordu. Sanki... bir şeyi kaybetmişim gibiydi.

"Selööön SELÖÖÖN" Emirin anırma sesleri gelince içimdeki duygu nasıl olursa olsun kimseye belli etmeyeceğime dair kendime söz verdim.

"Emööör EMÖÖÖR" diye karşılık olarak bende ona anırdım.

"AY YİTEEER! Ne bu kurbanlık öküzler gibi anırıyosunuz?" Diye bağıran Esinin 
Taklidini yaptım.

Dudaklarımı şişirip gözlerimi belertince biraz Esine benziyordum. Emir Esini dinlemeyip

"SELÖÖN GALK GIZ KAHVALTIYA GEL" diye anırınca bende Esin in daha çok sinirlenmesi için

"TAMAĞĞM" diye bağırdım.

Üzerimi değiştirip kahvaltıya indim. Herkes sofradaydı. Ve beni beklemeden yemeğe başlamışlardı. Sinirlenmiştim ama belli etmedim.

"Hayatım arabayı hazırlattın değil mi?" Diye soran Esin e karşı babam

"Hazırlattım canım çocuklar geldikleri gibi binecekler" dedi. Sanırım bu Esinin dün akşam bahsettiği çocuklarıydı. Sesimi çıkarmadan kahvaltımı ettim.

"Anneeğ ağabeyim ve ablam ne zaman gelicekler"

"Mayacığım tatlım onlar akşam gelirler"

"Ama ben şimdi onları görmek istiyorum" ay bi insan annesine bu kadar mı benzer yahu? Aynı ağız hareketleri aynı itici konuşma bir tek büyüyünce dudaklarını kafasından büyük yaptırır bide yüzünden aşağı şöyle 4-5 kilo fondoten döktükmü ayynı anası.

Karnım doyduğunda yanımda oturan Emiri kolundan dürttüm. Ağzı doluyken sesli bir şekilde bana bakıp "Ne?" Diyince elimi alnıma hızlı bir şekilde vurup yüzümden aşağıya kaydırdım. Bir şeyi de becer Emir. BİR ŞEYİ.

"Doyduysan kalkalım" diye fısıldadım. "Ha" diyip kalkmaya hazırlanınca bende kalktım. "Afiyet olsun" diye mırıldanıp merdivenlere yöneldiğimizde babam "sen ne ara bu kadar saygısızlaştın" diyince durdum ve arkamı döndüm. "Eskiden hep izin alırdın. Şimdi ne oldu? Ben sizi buraya çağırayım o kadar masraf yapayım. Şu gördüğüm muameleye bak!"

"Sizde eskiden masada bir kişi bile eksik olduğunda yemeğe başlamaz o eksik olan kişiyi beklerdiniz.. ben bunu sorun olarak görmüyorum da sen mi bunu sorun olarak görüyorsun. Ayrıca sen senelerce ortada görünme beni en ihtiyacım olduğu zamanlarda yanlız bırak. Ben bunu yüzüne söylemeyeyim ama sen en küçük bir şeyde 'sön çök söygösözsön Selön' (sen çok saygısızsın Selin) de.. asıl benim şu gördüğüm muameleye bak.." "yazık...yazık" diye mırıldanıp arkama döndüm ve yürümeye başladım.

Arkamdan gelen bir çift ayak sesi duyunca dönüp baktım ve onun Emir olduğunu gördüm. "Biraz yanlız kalmak istersen seni anlarım"
"Yok ben dışarıya çıkıcam. Sen keyfine bak"

Sinirlerim alt üst olmuştu. Dediğim gibi biraz hava almak için dışarıya çıkmıştım. O kocaman şaşalı evi ardımda bırakıp şehrin içinde dolaşmaya başladım. Kimse olmadan sessiz sakin bir şekilde tatlı yemek istiyordum.. şu manzarayı görene kadar...

OYUNBOZAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin