5. Bölüm

62 3 0
                                    

Kendi kendime sadece bir sokak lambasının aydınlattığı işıkta yürümeye başladım. Bu şehirde hiç akraba mız yoktu babam a gitseem çık olmaz anneme söyler o da abimde beni bir güzel öldürürler Off telefonum un saatine baktım saat on bir olmuş bu saatte bir kaç açık yer bulabilirim bir kafeye oturup ne yapacağımı düşünürüm. Aha starbucks açık hemen girip büyük boy bir capucino söyledim ona 6 şeker atıp boş bir masaya oturdum. Sabaha kadar otumak benim için sorun değil. sadece biraz uykum gelir. daha dinç olmak için yavaş yavaş kahve içip kafein patlamasıyla dinç bir şekilde gezerim. Çünkü başıma ne geleceğini bilmiyorum orta okuldan beri ultra bir platonik aşığım var... Başka bir neden gelmedi aklıma. geçen günkü gibi beni sıkıştırırsa ne yapacağımı bilemem ve çok.. Çok kötü şeyler olabilir. Ben bunları duşünürken bir kes daha saate bakım. Ne?? Saat 12 olmuş. Bu kafe saat kaça kadar açık?

"Arkadaşlar kapatıyoruz" kasa daki çalışan kızın sesiyle düşüncelerimden çıktım. Telefonum u cebime sokup, kahve mi elime aldım ve ayağa kalktım zaten bütün oturan insanlar kalkmaya başlamıştılar. Onlarla birlikte dışarı çıkıp bir kaç adım ilerledim. Ne yapacağımı düşünüyordum. Ve nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım -abim in şimdiye kadar 27 tane olan aramalarını önemsemeyerek- bir sokağa girdim. Abim in aramaları devam ederken arkamdan sesler duydum ve tabiki ayak sesleri de madem bir işe girmiştim onu doğru düzgün yapacaktım. Telefonum u tamamen kapatıp cebime attım. Kahvemi bir dikişte içip çop kovasına attım. 2 kişiydiler ve seslerine bakılırsa sarhoştular. Biraz daha ilerledikten sonra ayak seslerini daha çok yakınımda hissetmeye başkadım adımlarımı hızlandırıp yürümeye devam ettim. Ama kalbim sanki patliycakmış gibi çarpıyordu. İzimi kaybettirmek için sağa döndüm. Onlarda sağa döndüler sonra düz gidip sola döndüm onlarında döndüklerini hissettiğimde koşarak döndüğüm evin etrafından dolaştım ve sırımı eve yaslayıp bekledim. Sesleri yakınımdan hissedince gölgelerini gördüm... Artık ne olucaksa olsun peşimi bırakmıyorlar. Gölgelerini hemen köşenin yanında gördüğümde hemen onlara dönüp teker teker ikisine de gözüne yümrük attım. Daha diğerine yumruk atarken diğeri kalkıp bıçağını çıkardı. Ya Allahım ben nasıl bir işe bulaştım böyle. Ondan biraz geriye gittim o bu arada bana tehtitler sacurup bıçağını sallıyordu. Deri ceketimi çıkarıp koluma doladım yüzümü kolumla koruyup adamın bıçaklı olan eline bir tekme attım bıçağı yere düştü ve adam arkadaşını umarsamayarak kaçmaya başladı. Diğer arkadaşı bana doğru gelince onun elindede bıçak olduğunu fark ettim yanağına sert bir tekme attığımda yere düşerken bıçağı bacağımı sıyırmıştı.

"AHHH" diyip yere düştüm bacağımı tutarak iki büklüm oldum kendimi durduramayarak yerde yatan adamın yanına gittim üzerine çıkıp adama yumruklar savurmaya başladım sinirimden hızlı ve sert yumruklar atmaya başladım. Adam sersemleştiğinden dolayı bana karşı veremedi burnundan ve dudağından kan gelmeye başlayınca arkamdan

"SELİN!" diye bir ses duydum. Ve bir el beni gelip adamın üzerinden uzaklaştırdı. Çırpınmaya başladım. Adama yumruk atmak için çırpınıyordum.

"YA BIRAK!" Diye cırladığımda beni ayağa kaldırdı.

"KENDİNE GEL!" dediğinde onun okulun ilk günü peşimi bırakmayan çocuk olduğunu anladım...

Kusura bakmayın biraz geç yazdım ama bilirsiniz sıkıcı ev kuralları yüzünden. Ve bu arada o peşini bırakmayan çocuk Tyler Posey, abisinin arkadaşıda Cameron Dallas.

OYUNBOZAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin