27.BÖLÜM - Cici annem!

154K 1.8K 301
                                    

Öncelikle bölümü bu kadar geç yüklediğim için hepinizden özür dilerim. Eve ancak geldim ve bölüm de kendi bilgisayarımda kayıtlı olduğu için dışarıdayken yükleyemedim. Anlayış gösterdiğiniz için teşekkür ederim :) Geçen bölüme gelen yorumlar beni çok mutlu ve motive etti. Voteler ve yorumlar için tekrardan teşekkürler :) Bu bölüm için de yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen :) Bu bölüm 2013'ün son bölümü. Herkesin yeni yılı şimdiden kutlu olsun :) 2014'te tuttuğunuz tüm dileklerin kabul olması dileğiyle.. Hepinizi öpüyorum :*

Bu bölümü Aybike'ye ithaf ediyorum. Beğenmen dileğiyle Aybikecim.. :)

Mithat Bey’in çiftliğinden döndüğümüzde ikimiz de Kerem’in anne ve babasına iyi akşamlar diyerek bir hışımla odamıza çıkıyoruz. Ben ayaklarımı yere vura vura içeriye girerken, Kerem arkamdan girip kapıyı kapatıyor. Ve daha sonra da bana saldırmaya başlıyor tabi.

“Ben suçlu oldum şimdi öyle mi?” diye soruyorum sabırlı olmaya çalışarak. Kerem ise bana ters bir bakış atıyor.

“Ne işin var senin o herifin yanında?!” diye gürlüyor bir anda. Gözlerimi kırpıştırarak şaşkın bir ifadeyle ona bakıyorum.

“At binmeyi öğretecekti sadece.”

“Hah!” diyor Kerem sinirle gülerek. “Eminim öyledir! Sana nasıl baktığını görmedin mi?!”

“Kötü bi niyeti yoktu.” diyorum kendimi savunarak. Kerem ise bana ‘sen delirmişsin’ bakışı atıyor.

“Turşu o herifi tanıyorum!”

“O zaman beni yalnız bırakmasaydın sen de!” diyorum ben de onun kadar bağırmaya başlarken. “Ben at binelim derken, beraber binmeyi kast ediyordum!”

“Bana söyleyebilirdin o zaman!”

“Söyleyecektim ama sen çok meşguldün Keremcim!” diye bağırıyorum gözlerimi kocaman açarak. “Gözdeciğinle konuşuyordun!”

“Zeynep saçmalama!” diye gürlüyor Kerem kaşlarını çatarak. “Seni ilerde bekliyordum! Ama arkamı dönüp bir bakıyorum ki, Zeynep Hanım çoktan Selim Bey’in himayesine girmiş! Maşallah el ele, kol kolalar!”

“Asıl sen saçmalıyorsun Kerem! Sadece bana yardım etmeye çalışıyordu! Gözde’den gözlerini ayırabilseydin, sen de görürdün!”

“Zeynep sen iyi değilsin!” diyor Kerem kafasını sinirle iki yana sallayarak. “O herifi bana anlatma! Ben çok iyi biliyorum onun niyetinin ne olduğunu! Aklı sıra seni etkileyecek!”

“Ben aptal değilim Kerem! Başka bir niyeti olup olmadığını anlayabilirim herhalde!”

“Bana pek öyle gelmedi ama!”

“Demek öyle?!” diyorum sinirle saçlarımı savurarak sinirli bir ifadeyle gülerken. “Öyle olsa bile ben ona haddini bildirirdim! Kendimi koruyabilirdim!”

“Ya tabi..” diyor Kerem histerik bir kahkaha atarak, kafasını onaylarcasına aşağı yukarı sallarken. “Tıpkı Demir pisliğinden koruduğun gibi dimi?!”

Kerem’in sözleriyle kalbime aniden bir bıçak saplanmış gibi ona bakakalıyorum. Cümlesi defalarca kulaklarımda yankılanmaya başladığında, gözlerimin dolduğunu hissediyorum hemen. Kerem ise kaskatı kesilmiş bir halde şaşkın bir ifadeyle bana bakıyor.

NUMARA 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin