Öncelikle hepimizin başı sağ olsun. Soma'da kaybettiğimiz tüm maden işçilerine Allah rahmet eylesin. Çok üzgünüm. Bölümün gecikmesinin nedeni de bu olaydı zaten. Biraz zaman geçmesini istedim.
Yorumlar ve voteler için hepinize çok teşekkür ederim :) Umarım bu bölümü beğenirsiniz ^^
Size küçük bir süprizim de var. İstek üzerine Twitter'da Thor&Turşu çiftimizin hesapları açılmıştır. Onlarla konuşmak, dertleşmek, gırgır yapmak isterseniz adreslerini buraya bırakıyorum ;) @tursu_zeynep @numaraonikithor
Bu bölümü Şengül'e ithaf ediyorum. Beğenmen dileğiyle Şengülcüm.. :)
Cırtlak bir ses tonuyla koca bir çığlık sesi duyduğumda yataktan -daha doğrusu Kerem’in üzerinden- nasıl kalktığımı bilmiyorum. İlkokuldaki yapılan kıytırık deprem tatbikatlarında öten siren sesi bile bu sesin yanında halt yemiş!
Bak şimdi aklıma geldi de o tatbikatlar da ne gereksiz bir şeydi öyle ya. Öğrenciler tatbikatın yapılacağı ders geldiği zaman heyecanla zilin çalmasını beklerdi.
Al bi de buradan yak!
Oğlum madem deprem tatbikatı yapacaksınız, o zaman neden kaçıncı derste yapacağınızı söylüyorsunuz? Sanki deprem olurken ‘Yarın müsaitseniz, saat iki sularında bi titreyip kendime geleceğim.’ diyor bize. Mantık sınırları zorlanıyor cidden.
“Aaa!” diye bağırmaya devam eden Canan Hala’ya şişmiş gözlerle ve boş bakışlarla karşılık veriyorum. Yine bir şey unuttu diye mi bağırıyor acaba? Yok canım. O zaman 24 saat hiç susmadan çığlık atması gerek kadının.
“Hala?” diyor Kerem de benimle birlikte ayakta şaşkın şaşkın dikilirken. Tam bu sırada Sevim Anne de mutfaktan koşturarak çıkıyor ve kadromuz tamamlanıyor.
“Ne oluyor Kerem?”
“Bilmiyorum anne.” diyor Kerem burun kemerini sıktıktan sonra Canan Hala’ya dönerek. Bense gözüne far tutulmuş tavşan misali olanları izliyorum. Kerem uykulu bir şekilde dikilmeye devam ederken, Sevim Anne merakla Canan Hala’ya dönüyor.
“Hala niye bağırdın? Ne oldu?”
Canan Hala Kerem’e pis bir bakış atıp hemen yanında duran Sevim Anne’ye bakıyor.
“Kerem’i bu kızla yatakta bastım Sevim!”
Allah’ım sana geliyorum! Şimdi biz bu yüzden mi uykumuzdan Azrail bizi yoklamış gibi uyandık?
“Of hala yaa..” diyor Kerem bıkkın bir sesle fırladığımız koltuğa tekrardan oturarak. “Sabah sabah aklımızı aldın.”
“Bak hala konuşuyor bir de!” diyor Canan Hala kaşlarını çatarak Kerem’e bakarken. Daha sonra da Sevim Anne’ye dönüyor tekrardan. “Koltuğa yatmış, kızı da kucağına yatırmıştı Sevim.”
Bütün ayrıntıları verdiğin çok iyi oldu Canan Hala! Tişikkirlir!
“Halacım sakin ol.” diyor Sevim Anne bıyık altından gülmeye başlayarak. Utangaç bir ifadeyle Kerem’in yanına oturuyorum hemen. Özel hayat diye bir şey kalmadı! Kerem ise Allah’tan sabır dilemekle meşgul.. “Uyuyorlar çocuklar. Bir şey yok.”
“Ne demek bir şey yok Sevim?!” diyor Canan Hala celallenerek. “Bu ikisi kucak kucağa yatıyorlardı diyorum!”
Sus halacım, sus! Ne olursun sus! Acaba yer yarılsa da içine mi girsem?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMARA 12
FanfictionBir kadın.. Bir adam.. Bir ev.. Peki bu üçü bir araya geldiğinde neler olacak dersiniz? Merak ediyorsanız Cihangir 'Numara 12'de buluşalım.