NUMARA 12

91.BÖLÜM - Onlarca insan ve akıllarda tek bir soru..

Hepinize vote ve eğlenceli yorumlarınız için teşekkür ederim :) Yorumlarınız benim için çok önemli gerçekten. Umarım bölümü beğenirsiniz. 

Bölüm fotoğrafımız medya bölümündedir. Bu harika fotoğrafı hazırlayan Büş'e çok çok çok teşekkür ediyorum. Ellerine sağlık canım :) Hepinize keyifli okumalar.. ^^

Günlerden cumartesi, saat sabah dokuz ve ben ayaktayım. İşin daha da ilginci temizlik yapıyorum.

Durun hemen panik yapmayın. Kafama saksı falan düşmedi. İçime üç harfli de kaçmadı. Sadece kayınvalidemler bizi ziyarete geliyor. Ve ben de haliyle bir elimde toz bezi, öbür elimde elektrikli süpürge, ceplerimden birinde fısfıs deterjan donanma komutanı gibi kuşanmış, koşturup duruyorum evin içinde. Resmen tek başına temizlik şirketi gibi kızım.

Fısfısı sıkıp, toz beziyle her yeri güzelce parlattıktan sonra, süpürgeyi çalıştırıp tüm evi elden geçiriyorum. En son parkeleri de paspasladıktan sonra görüntüden memnun bir şekilde gülümsüyorum. Her yer pırıl pırıl oldu valla. Yürü be kızım Zeyno! İşte bu!

Temizlik işini halleder etmez, vakit kaybetmeden kendimi mutfağa atıyorum. Şimdi de yemek kısmımız var. Erken gelecekleri için güzel bir kahvaltı hazırlamakla başlayayım en iyisi. Yemekleri de sonra hallederim.

Uzun uğraşlar sonucu kahvaltı masasını güzel bir şekilde donatıyorum. Daha sonra da kendime engel olamayarak fotoğrafını çekip bizim kızlara mesaj olarak göndermek için harekete geçiyorum. Her zaman hava atabileceğim şeyler yapmıyorum sonuçta.

‘Üsküdar’da sabah oldu, uyanın tembeller. Bakın ben kahvaltıyı bile hazırladım. Ne biçim ev hanımısınız siz?’

Mesajı gönderdikten sonra sırıtarak kendime kahve hazırlamak için kolları sıvıyorum. Yaklaşık bir üç dakika sonra da kızlardan cevap gelmesi gecikmiyor.

‘Kahvaltıya gelebilir miyim Zeynep? Hepsi mükemmel görünüyor. Ya da en iyisi Barış’ı uyandırayım da aynısından hazırlasın hemen. Benim hiç halim yok.’

Hamiletör yine formunda anlayacağınız. Hava atayım derken, Barış’ın başını da yaktık ama neyse.

‘Sen kimsin ve Zeynep’e ne yaptın?’

Yağmur’un cevabına bakıp gözlerimi kısıyorum hemen. Bak sen şu fingirdeğe! Aklı sıra kafa buluyor benle.

‘Ağzını yırtarım Yağmur!’

Bu son derece net ve açık mesajı gönderdikten sonra kahveyi taşırmadan ocağı kapatıp fincana döküyorum. Bu sırada ise Yağmur’un cevabı geliyor.

‘Hahahahah.. Tamam tamam. Hemen kızma ev hanımlarının nirvanası. Ellerine sağlık.’

Gülümseyerek cevapla tuşuna basıp kahvemden bir yudum alıyorum. Oh! Ne güzel yapmışım yahu. Bir şeyi de beceremeyeyim ya.. İnsan bu kadar mı yetenekli olur?

‘Ha şöyle.. Çok konuşma da git arkadaşım Can’a kahvaltı hazırla bakayım. Biraz kocalarınızı memnun edin yahu. Hep ben mi söyleyeceğim size bunları?’

Pis pis kıkırdayarak mesajımdan sonra delirecek olan Yağmur’un suratının ifadesini gözümde canlandırdıktan sonra kahvemden bir yudum daha alıyorum.