Hepinize çoook teşekkür ederim ^^ Çiftimizin düğününe kadar geldik resmen :) Zaman çok çabuk geçiyor. Bu zamana kadar bana destek olduğunuz için çok teşekkürler tekrardan ^^ O zaman buyrunuz düğüne ;)
Multimedya'da gelin ve damadımız var ^^
Bu bölümü hepinize ithaf ediyorum ^^
^^Zeynep^^
Salondaki koltukta dedemin dizlerine uzanmış televizyona bakarken, dedem de yumuşak hareketlerle saçlarımı okşuyor. Babam tekli koltuğunda konsantre olmuş bir şekilde basketbol maçını seyredip, bir yandan da meslek hastalığı olarak yorumlar yapıyor tabi. Diğer tekli koltukta oturan eniştem de ona kendi yorumlarıyla katılıyor.
Annem, anneannem ve teyzem mutfakta takılıyorlar ve yaklaşık yarım saattir de fısır fısır dedikodulara dalmış durumdalar. Bora ve Aksel yerdeki mindere kurulmuş bir yandan maçı izlerken bir yandan da çerez yeme yarışına girişmiş durumdalar. Halleri o kadar komik ki gülümsemeden edemiyorum. İsterse 50 yıl daha geçsin yine de hiç büyümeyecekler sanırım. Seviyorum bu aileyi..
Yanımda duran telefonumun yeniden ötüp, titreşmesiyle birlikte babam gözlerini televizyondan ayırıp bana delici bir bakış atıyor.
“Kızım ne o telefon öyle beş saattir sürekli vik vik vik ötüyor? Düşmedi şu alet elinden bir türlü.”
“Kerem’le konuşuyoruz baba.” diyorum dudaklarımı çocuksu bir ifadeyle sarkıtırken.
“Allah Allaaah!” diyor babam gözlerini devirerek. “Zaten yarın evleneceksiniz. Bu gece de konuşmayıverin canım!”
Al işte.. Babamın iyilik melekliğinin son kullanma tarihi an itibariyle geçmiş bulunmakta. Bu kadar huzur bana fazla zaten.
“Rahat bırak çocukları Cihan.” diyor dedem saçlarımı okşamaya devam ederken. Gözlerini babama çevirmiş ve delici bir bakış atıyor bir yandan da.
Aslan dedişkom! Yürü be!
“Ben bir şey demiyorum zaten baba. Ama yirmi dört saattir sürekli olarak ne konuşuyorlar anlamadım ki.”
Devlet meselelerini konuşuyoruz babacım. Kerem üçüncü köprü meselesi hakkındaki yorumlarını sunarken ben de hava alanı projesini irdeliyorum. Allah Allah ya!
Ne konuşacağız baba? Yarınki hazırlıklar, yorgunluklar falan işte.. İki gündür göremiyoruz ki birbirimizi. En son adam akıllı kına gecesinden sonra gördüm adamı. Dün sabah bir 10 dakikalığına geldi sonra da kolundan tutup yok o hazırlıktı yok bu hazırlıktı diye götürdünüz zaten sevgilimi. Bugün hele hiç görüşemedik! Anladın mı şimdi neden sabahın köründen gecenin bu saatine kadar o telefon vik vik vik ötüyor?!
Diyemedim tabi babama. Yemedi.
“Sen karışma gençlerin işine.” diyor dedem her zaman olduğu gibi beni savunarak. Dedelerin dedesi be! Dedelerin nirvanası! Canım benim. “İstediklerini konuşurlar. İşine bak sen. Maçını izle.”
Babam derin bir iç çekerek kendi kendine homurdanırken sırıtmamak için dudaklarımı birbirine bastırıyorum. Tam bu sırada telefonumun sesi yeniden salonda yankılanıyor.
“Mesaj sesi bitti, şimdi de arama sesi başladı.” diyor Bora alaycı bir ifadeyle koca bir kahkaha patlatarak. “Baba bence ablamı bu geceden verip kurtulalım. Böylece Kerem Abi de rahat eder, biz de.”
![](https://img.wattpad.com/cover/9523056-288-k525594.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMARA 12
FanfictionBir kadın.. Bir adam.. Bir ev.. Peki bu üçü bir araya geldiğinde neler olacak dersiniz? Merak ediyorsanız Cihangir 'Numara 12'de buluşalım.