Bu kez bölüm erken geldi ;) GB'yi izledikten sonra moralim bozuldu da :/ Size sürpriz yapayım dedim :) Yorumlar ve voteler için tekrardan teşekkürler :) Yorumlarınızı bekliyorum yine ;) İyi okumalar..
Bu bölümü Özge'ye ithaf ediyorum. Beğenmen dileğiyle Özgecim :)
Öhöm, öhöm.. Sanırım az önce ilk öpücüğümü aldım. Hem de hiç beklemediğim bir anda!
Kerem’in 20 dakika önce telefondan gelen sinirli sesi ve şu anki zili çalış şekli -parmağı zile yapışmış gibi hiç durmadan!- beni hafif korkutsa da hızlı hızlı koşturup kapıyı açıyorum. Yoksa o parmak asla o zilden çekilmeyecek! Ben kapıyı açmazsam sonsuza kadar çalacakmış gibi geliyor hatta. Kapıyı açtığımdaysa da bir adet hafif gergin Barış, bir adet de keskin bakışlı Thor’la karşılaşıyorum. Onlara gülümseyip selam verirken Barış anında sevgilisinin yanına tüyüyor ve Kerem ile gözümün ta içine içine bakan bakışları benimle kalıyor. Kerem’in kaplumbağa hızıyla dalga geçmemle birlikte ise olan oluyor.
Kendimi bir anda Keremin göğsüne yapışmış bir halde buluyorum ve şaşkınlıktan bir süre ne yapacağımı bilemiyorum. Öpüştüğüm kişi sayısıyla ilgili bir şeyler söylediğinde ona kimseyle öpüşmediğimi söylüyorum. Önce şaşkınca duraksıyor ve sonra da şebek gibi sırıtıyor. Kerem bana vereceği ilk sözden bahsettiğinde ise merakla onu dinlemeye devam ediyorum.
“Birazdan ilk öpüşmeni yaşayacaksın.” diyor boğuk bir ses tonuyla fısıldayarak beni kendine doğru çekerken. Kanımdaki adrenalin seviyesi sözleriyle birlikte bir anda yükseliyor. “Ve sana söz veriyorum, bu ilk ve son ilk öpüşmen olacak.”
Kerem’in aşk dolu sözlerinden sonra tek bir nefes bile almaya fırsatım olmuyor. Dudaklarımız temasa geçtiğinde ilk önce ne yapacağımı bilemiyorum. Kerem’in vantuz misali yapışan dudaklarının yardımıyla kendime gelip ona ayak uydurmaya çalışıyorum ama acemiliğim üzerimden akıyor kesinlikle! Rezil oldum iyi mi! Keşke daha önceden prova falan yapsaydım. Allah’ım ne diyorum ben ya?! İlk öpüşmemin verdiği heyecanla beynim aktı resmen!
Kerem’in sıcak ve baskıcı dudakları dudaklarımdan ben nefessiz kalır kalmaz ayrıldığında sanki 5000 km koşan maratoncular gibi derin nefesler alıyorum. Sanırsın tüple dalış yaptım da tüpüm bir anda bitti.
“Seni çok özledim.” diyor Kerem topuzumdan fırlayan asi buklemi düzelttikten hemen sonra bana tutku dolu bir bakış atarken. Şaşkınlığımı üzerimden atıp, hafifçe gülümsüyorum bunun üzerine.
“Ben de seni çok özledim.”
Daha sonrasıysa Thor’un onu evden kovmamla ilgili sitemleri ve benim de kendimi savunmamla geçiyor. Neyse ki fazla uzatmıyoruz.
“İçeri geçelim mi?” diye soruyorum elimle ilerisini işaret ederken. “Merak etmişlerdir ne yapıyoruz diye.”
“Olur.” diyor Kerem gülümseyerek geniş omuzlarını silkerken. Daha sonra da o önde, ben arkada bir adım atıyoruz ama ikinciyi atamadan Kerem birden bire olduğu yerde duruveriyor. Kaya gibi sırtına çarpmamak için kendimi son anda durduruyorum. Yoksa elimi sakatladığım gibi, kafamı da sakatlardım kesin!
“Ne oldu?” diye soruyorum Kerem arkasını dönüp bana bakarken, şaşkınca gözlerimi kırpıştırarak. Bana gülümsüyor ve kaşla göz arasında yanağıma kocaman bir öpücük kondurduktan sonra sağ elini uzatıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMARA 12
FanficBir kadın.. Bir adam.. Bir ev.. Peki bu üçü bir araya geldiğinde neler olacak dersiniz? Merak ediyorsanız Cihangir 'Numara 12'de buluşalım.