34.BÖLÜM - Geri dönemez misin?

156K 2.1K 437
                                    

Hepinize yorumlarınız ve voteler için çok teşekkür ederim :) Final zamanı bana duygusallık çöktü herhalde :) Bölümlerden anlamışsınızdır zaten. Gerçi olması gereken oldu. Finallerim olmasaydı da bölüm değişmeyecekti.

Hikayemin başından beri madalyonun bir yüzünü gördük. Diğer yüzü hep karanlıktı. Artık yavaş yavaş o yüzü de aydınlatmanın zamanı geldi ;) Umarım bu bölümü seversiniz ve beklediğinize değen bir bölüm olur :) Finallerim hala tam gaz devam devam ettiği için yeni bölümün ne zaman geleceğini bilemiyorum. Anlayışınıza sığınıyorum bu nedenle :) Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum :) İyi okumalar..

Dip Not: Bu bölüm bir değişiklik yapıp şarkı seçtim sizin için. Çünkü bu şarkının sözlerinin bölümün duygusuna çok uygun olduğunu düşünüyorum. Okuyunca siz de hak vereceksiniz. İsteyenler müzik eşliğinde okusun ;)

Bu bölümü Buse'ye ithaf ediyorum. Umarım beğenirsin Busecim :)

“Melis? Bir dinlesen? Bir saniye. Lütfen ama- Melis? Alo? Kapattı.”

Barış sıkıntılı bir ifadeyle elindeki telefona bakıp, yanıma geliyor ve karşı tarafımdaki tekli koltuğa yerleşiyor. Geldiğimden beri hiç kalkmadığım koltukta otururken ona üzgünce bakıyorum. Hepsi benim yüzümden.. Ben olmasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı. Barış sevdiği kızla mutlu olacak ve şu an tek sorunu da nişan telaşı olacaktı. Ama ben kendi başımı belaya soktuğum yetmezmiş gibi onunkini de soktum. Çevremdeki herkesi kocaman bir hayal kırıklığına uğratmakta üzerime yok! Ne kadar güzel(!) değil mi?

“Dinlemiyor mu hala?”

“Dinlemiyor.” diyor Barış kafasını iki yana sallarken. “Dinlemeyecek.”

“Barış, ben çok üzgünüm.” diyorum gerçekten de üzgün bir ifadeyle ona bakarak. “Hepsi benim hatam. Ben olmasaydım b-”

“Sen olmasaydın sevdiğim kadınla tanışamayacaktım Kerem.” diyor Barış sözümü yarıda keserek. “Hem senin kadar ben de suçluyum. O yalanı söylemeseydim şimdi ikimiz de burada böyle kukumav kuşları gibi kös kös oturmayacaktık. Sevdiğimiz kadınların yanında olacaktık.”

Sevdiğimiz kadınlar.. Sevdiğim kadın.. Zeynep..

“Zeynep’i çok özledim ben.” diyorum boğuk bir ses tonuyla, dolmaya başlayan gözlerimi kaldırıp Barış’a kısa bir bakış atarken. Bana üzgün bir ifadeyle karşılık veriyor.

“Ben de..” diyor kafasını hafifçe sallayarak. “Yani Melis’i..”

Buruk bir şekilde son anda yaptığı düzeltmeye gülümsüyorum.

“En azından sesini duyabiliyorsun.” diyorum üzgün bir şekilde iç çekerken.

“Ya, ne demezsin.” diyor gözlerini devirerek. “Bana birbirinden ilginç lakaplar takıp, küfür ederek kulak zarımı zedelerken.”

“Bir feministle evlenmek isteyen sendin.” diyorum kendimce espri yapmaya çalışarak. Ama ikimiz de gülmüyoruz tabi. “Şimdi şikayet edemezsin.”

“Kerem?” diyor Barış endişeli gözlerini üzerime dikerek. “Şimdi ne olacak?”

Şimdi ne olacak? Güzel soru.. Yaklaşık bir haftadır bu koltukta otururken, saatlerce aynı soruyu soruyorum ben de kendime. Şimdi ne olacak Kerem? Ne yapacaksın sen Zeynepsiz?

NUMARA 12Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin