Herkese o güzel yorumları ve voteleri için teşekkürler :) Bu bölüm bebişimiz var ^^ Sizin için şarkı da seçtim. Keyifli okumalar :)
^^Zeynep^^
Kerem’le birlikte koşturarak hastaneye girdiğimizde hemen Barış’ların yerini öğrenmek için danışmaya soruyoruz. Danışmadaki muhtemelen hastane kokusundan beyni uyuşmuş, suratsız kadın sorumuzu cevapladıktan sonra vakit kaybetmeden koşturarak asansöre atıyoruz kendimizi.
Bu hastanelerdeki danışmalarda çalışan kadınların derdi nedir bir türlü anlayamıyorum zaten arkadaş. İçlerinde bir tanesi bile mi güleryüzlü olmaz? Sanırsın anasını-babasını bıçakladım, 5 çocukla ortada bıraktım. Zaten bi bunlar bir de üniversitedeki öğrenci işlerinde çalışan ablalar. İkisi de gülümserlerse başımıza taş yağar!
“Ayy.. Çok heyecanlandım ya. Bebek geliyor resmen.”
“Evet güzelim. Sağ salim doğar inşallah.”
“Amin.”
Asansör beşinci kata geldiğimizde uyarı sinyali verip kapıları açtığında hızlı adımlarla yürümeye başlıyorum.
“Nerdeler ki acaba?” diye soruyor yanımda yürüyen Kerem etraftaki odaların önünden geçtiğimizde. Tam bu sırada sessiz hastanede yankılanan o sesi duyuyoruz.
“Aaaaah! Durmasana öyle şu yastığı düzelt bari!”
“Sanırım fazla aramayacağız.” diyorum kaşlarımı havaya kaldırarak. “Sesi takip etmemiz yeterli.”
“Yine başlamış belli ki.” diyor Kerem gözlerini devirerek. “Doğururken bile manyak senin bu arkadaşın.”
“Acıdan ne dediğini bilmiyor o.”
“Ha, normalde biliyor sanki.”
Doğru söze ne denir?
“Kereeeem..” diyorum uyarıcı bir tonda sesi takip etmeye devam ederken. “Bugün Melis ve Barış’a destek olmaya geldik. O yüzden dilimize hakim oluyoruz tamam mı sevgilim?”
“Tamam tamam. Hadi gidelim de, Melis Barış’ı parçalamadan önce araya girip kurtaralım. Gecemizin bölünmesine değsin bari.”
Kerem’le birlikte uzun koridorda sağa doğru dönerken Melis’in sesi yeniden yankılanıyor.
“Aaaaaah! Barııııııış!”
“Haklısın sanırım.” diyorum adımlarımı daha da hızlandırırken. “Bir an önce yetişsek iyi olacak.”
Biliyorum çünkü ben arkadaşımı. O acıyla üşenmez, Barış’ı hayatından bezdirecek kadar fazla cümle kurar.
“Melis?”
Melis’in durduğu odadan içeri girer girmez hemen ona doğru yürüyorum. Başında durmuş ve panikten eli ayağına dolaşmış Barış ise bizi görünce resmen huzura eriyor. Ben Melis’in yanına vardığımda, Barış adeta can havliyle Kerem’e sarılıyor.
“Zeynep? Kerem? Hoş geldiniz abicim. Allah’ım şükürler olsun.”
Artık zavallı çocuğa ne yaptıysa biz gelene kadar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMARA 12
FanfictionBir kadın.. Bir adam.. Bir ev.. Peki bu üçü bir araya geldiğinde neler olacak dersiniz? Merak ediyorsanız Cihangir 'Numara 12'de buluşalım.